kapat
21.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Rahat, haz'rol!

ABD Başkan Yardımcısı Cheney "Görünür bir gelecekte Irak'a operasyon düşünülmediğini" söyleyip gitti..

Haftalardır savaş ihtimalinin doğurduğu kâbusun baskısından kurtulan Türkiye derin bir nefes aldı. Şimdi soru şu:

"Görünür gelecek" nedir?

Kestirmek zor ama "en az sonbahara kadar savaş yok" diyebiliriz.

Bu sayede Türkiye, ekonomik programını savaşın etkilerinden koruma şansını ve yaz için turizme bağladığı umutları gerçekleştirme imkânını elde etmiştir.

Önümüzdeki altı ayda İsrail-Filistin ihtilâfını çözme amacında harcanacak çabaların sonuçları, bölgenin kaderini etkileyecektir.

Çözüm sağlanırsa Saddam'ın direnme gücü zayıflayacağı için BM silâh denetçilerini Irak'a kabul etmesi ihtimali artacaktır. Filistin'de çözümsüzlük halinde ise Irak'a yönelik ABD müdahalesi sonu belirsiz bir macera olmaya mahkumdur.

Türkiye bu senaryoya da hazır olmalı.

Dışında kalamayız
Biz, savaş kaçınılmaz olursa, Irak bölünmesin garantisi istiyoruz.

Korkumuz, savaştan sonra Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulmasıdır. Eğer müdahale Türkiye'ye rağmen yapılırsa "tehlikeli ihtimal" gerçek olarak karşımıza çıkabilir.

Bugün Kuzey Irak, Kürt denetimi ve yönetimindedir. Adı konmamış Kürt devleti egemenliğini ilân etmek için bir oldu-bitti bekliyor. Yani Irak bugün fiilen bölünmüş haldedir ve Irak'ın toprak bütünlüğü belki ancak Saddam'a yönelik Amerikan operasyonu sayesinde yeniden sağlanacaktır.

Bunun en önemli koşulu Türkiye'nin ABD katında güvenilir müttefik kimliğini koruması ve müdahale sonrası karar masasına oturma hakkını tehlikeye sokmamasıdır.

Tersine bir durum, Irak'taki Kürt varlığının, siyasi ve askeri yardım olarak Amerika'dan daha fazla destek alması demektir.

Yani Türkiye, Cheney'e bakıp rehavete kapılmamalı, bir yandan Filistin için İsrail üstünde, öte yandan BM silâh denetçilerine kapısını açması için Saddam üstünde olanca gücünü kullanmalıdır.

ABD'ye ne lâzım?
Cheney'in ziyareti "demokratik geleceğimizin Avrupa'da" olduğunu göstermesi bakımından öğretici oldu.

Cheney'in Orgeneral Kıvrıkoğlu başkanlığında askerlerle görüşme yapmasını Başbakan Ecevit "Askeri konularda Genelkurmay Başkanımızın görüşlerini dinlemek istemeleri çok normal" diye değerlendirdi.

Ecevit'in gönlünden geçen cevap bu olamaz. Ama ne desin?

Demokratik teamüle uymayan bu üsluba ABD kendi evinde katlanmaz ama dışardaki muhataplarına reva görür..

Çünkü Amerika'ya "sadık dost" lâzımdır, eşitliğine saygı gösterilen müttefik değil..

Amerika'yı Türkiye'nin demokratik kaliteleri değil, toprağı ve olanakları ilgilendiriyor öncelikle.

Bu durum da Türkiye'nin ABD'yi gözardı etmeden AB'ye seçeneği olmayan tek hedef olarak sarılmasını dayatıyor.

Tabii çağdaş uygarlığa ulaşma hedefimizden vazgeçmediysek..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır