kapat
18.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Beyin fırtınası (1)

AB'nin Barselona Zirvesi'nde, 2010 yılına kadar Birliğin gerçek bir ekonomik ve mali güç olabilmesini ve bilim toplumuna dönüşmesini sağlayacak stratejilerin tartışılması önemli bir yer tuttu. Açıklanmayan hedef, tabiatıyla pek de yakın olmayan bir gelecekte, Amerikan ekonomisinin dinamizm ve yaratıcılık gücünü kazanmak.

Gerçekte bu hedefin fazla ihtiraslı bir yönü olduğu da söylenemez. Çünkü, 15'ler Avrupası'nın daha bugünden sahip bulunduğu toplam milli gelir, ABD'nin 2001'de dokuz trilyon doları bulan milli gelirine çok yakın. Ayrıca, halen dünya pazarlarına yılda iki trilyon dolar ihracat yapması AB'ye büyük avantaj sağlıyor. Amerika'nın dünya ihracatındaki payı bunun sadece yarısı düzeyinde. Dahası, AB'nin dünyadan yaptığı tüm ithalat da, Amerika'nınkinden iki misli büyük. Yani, AB dünya ülkelerine çok daha geniş bir pazar sunuyor.

Geleceğe yolculuk
Esasında, Avrupa'nın geleceğine bir beyin fırtınası yolculuğu yaparak 25-30 yıl sonrasının Avrupa'sını zihnimizde tasarlamaya çalışırsak, Türkiye açısından son derece göz açıcı ve düşündürücü bir tabloyla karşılaşıyoruz.

Bu tablodaki en çarpıcı unsuru kuşkusuz, Avrupa coğrafyasında 27-28 devletin siyasi kaderlerini birleştirmeleriyle ortaya çıkan, yarım milyara yakın nüfuslu, siyasi, askeri ve ekonomik bazda bütünleşmiş dev sanayi ve bilgi toplumu oluşturuyor. Bu yeni siyasi yapıyı Birleşik Avrupa diye adlandırabiliriz.

Bu durumda, Atlantiğin iki kıyısı arasındaki dengelerde değişiklik olması kaçınılmaz. Birleşik Avrupa, kazandığı güç ve özgüven nedeniyle, artık NATO'dan ve ABD'den bağımsız olarak Avrupa'da ve çevresinde askeri operasyonlarda bulunabilecek kuvvet yapısına ve siyasi ağırlığa sahip durumda olacaktır.

ABD, hernekadar askeri, mali ve teknolojik alanlarda tek süpergüç konumunu muhafaza etse de, NATO'nun Avrupa güvenliğindeki önemi ve işlevi değişecek ve büyük bir olasılıkla Atlantiğin iki kıyısı arasında bir güvenlik koordinasyon kurulu gibi işleyecektir.

ABD İngiltere'deki hava gücünü muhafaza etmekle birlikte, kıta Avrupasındaki kara ve hava kuvvetlerinde önemli indirimlere yönelecektir. ABD gözünde, NATO'nun muhafazası, Altıncı Filo'nun Akdeniz'deki mevcudiyetine ve İncirlik ile Türkiye'deki diğer üslerden yararlanmasına sağladığı meşruiyet boyutuyla önem kazanacaktır.

Akdeniz ve Rusya
Bu tabloda, Birleşik Avrupa'nın ticari ve ekonomik açılardan tam bir çekim merkezi konumunu kazandığını, Kuzey Afrika ile Doğu Akdeniz ülkelerinin serbest ticaret anlaşmalarıyla Avrupa'ya bağlandığını ve Akdeniz'in, artık, Birleşik Avrupa'nın bir iç denizi haline dönüştüğünü görüyoruz.

Öngördüğümüz senaryoya göre, büyük bir olasılıkla Birleşik Avrupa'nın desteğiyle NATO'ya üye olacak olan Rusya, global bir statüye artık veda etmiş olsa da, bu tabloda kayda değer bir yer tutacaktır.

Muazzam ekonomik potansiyelinin ancak Avrupa içinde dinamik bir gelişim ortamı ve fırsatı yakalayabileceği bilinciyle hareket eden Rusya, Birleşik Avrupa ile yoğun bir ekonomik entegrasyon sürecinde olacaktır. Moskova, tam üyelik girişimleri girişimleri henüz gerçekleşmemiş olsa da, Birleşik Avrupa ile özel ve ayrıcalıklı bir ilişki düzeyine sahip bulunacaktır. Bunun yanında Rusya, Avrupa yatırımlarının ve teknolojisinin Orta Asya'ya ayrıcalıklı erişim yolunu oluşturacaktır.

Sonuç olarak, beyin fırtınamız, tüm eksik ve muğlak yönlerine rağmen, 21. asrın ilk çeyreğinin sonunda, Barents Denizi, Atlas Okyanusu, Akdeniz ve Karadeniz tarafından çevrelenen bölgede doğacak Birleşik Avrupa'nın, bu muazzam coğrafyada bir güven, istikrar ve refah bloğu yaratacağına işaret ediyor.

Gelecek yazımızda, bu blok içinde veya dışında kalması halinde Türkiye'nin kazanç ve kayıplarını değerlendireceğiz.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır