kapat
18.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Önce barış..

Ekonomik kriz kontrol altına alındı diyorlar. Nereden belli? Ekonominin hayat emaresi üretimdir; üretim mi başladı?

Ben piyasalardaki güvensizlik ve isteksizliğe, işsizlere ve toplumda artan gerilime bakarak ekonomiyi, kalbi durmak üzere olan bir hastaya benzetiyorum.

Acil bir müdahaleye ihtiyaç var.

Elektro-şok vermek gibi..

SABAH'ın vergi uzmanı yazarı Şükrü Kızılot bu müdahaleyi formüle eden bir öneri paketini bugün hükümete çağrı olarak sunuyor.

Devletin ve bankacılık sisteminin, üretimi ateşleyecek imkânı şu anda yok.

Kızılot'un önerdiği "vergi barışı" devlete kaynak yarattığı gibi, "kötü günler için saklanmış sermaye"nin hayat kavgasına girmesini sağlayacak güveni ve morali ayağa kaldıracaktır.

* Vergi ihtilâflarıyla ilgili 130 bin dosya var. Bunlar ceza ve faiz indirimi ile tasfiye edilsin..

* Örneğin 100 liralık vergisini 110 lira olarak ödeyen mükellefler, geriye dönük vergi incelemesinden muaf tutulsun..

* Birikmiş 8 katrilyon liralık vergi alacağını devlet, faiz ve cezanın bir kısmını indirerek 20 aylık bir vadeye bağlasın..

* Faturasız mal bulunduran işletmelere yüzde 10 vergili stok affı getirilsin..

* Yurt dışındaki paralar, yüzde 2 vergi ile Türkiye'ye dönebilsin.

Şimdi "istemezükçüler" ayağa kalkacak, devletin bu sayede katrilyonlarca lira kaynak elde edeceğini, yüz binlerce müteşebbisin üretmek için yeniden cesaret kazanacağı gerçeğini gözardı ederek "olmaz" diyeceklerdir.

Ve bu muhalefeti, çoğu hayatında hiç vergi ödememiş veya hazineden geçinmeye alışmış asalaklar yapacaklardır.

Hükümet bu çatlak seslere kulak asmadan Şükrü Kızılot'un önerilerine eğilmelidir.

Çünkü bu insanlar krizin suçlusu değil mağdurları.. Türkiye'yi yine bu insanların yaratıcı cesareti kurtaracaktır.

Ekonomik kurtuluş savaşı açmış bir hükümet, bu savaşın en özverili muharip sınıfı ile kavga ederek başarıya ulaşamaz.

Kemal Derviş'in krizi yönetmek için geldiği günlerde bunlar yapılmış olsaydı Türkiye bambaşka bir yerde olurdu.

Siyaset risk alma sanatıdır.

Bunda risk bile yok. Şu anda asıl risk daha fazla geç kalmaktır.

Sosyal adalete bak!
TBMM Milli Eğitim Alt Komisyonu, öğrencilerin ödeyeceği katkı paylarını belirleme yetkisini üniversite yönetimlerine bırakan öneriyi reddetti.

Yoksulları düşündüklerini sanıyorlar.

Oysa devlet üniversitelerine kimler giriyor?

İyi liselerde (çoğu özel) okuyanlar, özel hocalara ve dersanelere avuç dolusu para ödeyerek sınav becerilerini geliştirenler..

Yani çoğu varlıklı aile çocukları.

Bu imkâna sahip olmayanlar açıkta kalıyor ve bunların yoksul aileleri, ödedikleri vergilerle ücretsiz üniversitelere giden öteki çocukları okutuyor..

Oysa öğrencilerin ödediği katkı payları gerçekçi bir seviyeye çıkarılsa, üniversitelerin devlete yükü azaltılsa, oluşacak kaynaktan yoksul öğrencilere eğitim desteği verilse bu daha adil olmaz mı?

Ah "sosyal adalet"i bir yerde görüp aşık olan ama cehaletleri nedeniyle ona zarar veren aptal aşıklar!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır