kapat
18.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Şapşal soyguncular

Biz soyguncuların hesap kitap adamı olduklarını sanırdık. Neden peki? Böyle düşünmemizin iki nedeni olsa gerek. Bir kere filmlerde hep ince elenip sık dokunmuş soygun planları seyrediyoruz. İkincisi de 'devletin malı deniz yemeyen domuz' diyenlerin kurdukları tezgahlar. Ancak tüm soygunların böyle olmadığı ortaya çıktı.

İlk haber İstanbul'dan Edirne'ye doğru yol alan trenden geldi. Geçen haftanın banka soyguncuları, "Üff, işi neden kolay hallettik" diyerek, içkinin de yarattığı rahatlıkla vagondan dışarı ateş etmeye başladılar. Sonunda da yakalandılar.

İkinci haber ise Antalya'dan geldi. Bir markete giren iki hırsız, içeride buldukları içkileri devirip bir de şarkı söyleyince... Hop, yakayı ele verdiler...

Almanlar'ın önemli bir sözü vardır: "Ein mal ist kein mal" derler ki "Bir kere olan, olmamıştır" diye çevrilebilir. Meali ise şöyledir bu sözün: Eğer bir şey, bir kere olursa tesadüftür, şanstır; o nedenle de önemsizdir, gelip geçicidir, üzerinde durmaya değmez. Ama eğer bir şey kendini tekrar ediyorsa, bir daha bir daha meydana geliyorsa, işte onun üzerine eğilmekte yarar vardır.

Yazımızın girişinde bizim bildiğimiz soyguncuların böyle plansız programsız tipler olmadığından söz ettik. Hakiki soyguncular plan yaparlar ve bunu milimetrik bir biçimde uygularlar.

Hatta o kadar ki... Bazen çaldıkları paraları ya da mücevherleri üç yıl, beş yıl ortaya çıkarmazlar. Çünkü emniyet üçlerinin alarmda olduğunu, ortada bir hareketlilik olmasa bile birilerin onları takip ettiğini bilirler. Sabrederler. Hani peygamber sabrı denir ya... Gerçek soyguncu, işe başarıyla tamamladıktan sonra peygamber gibi sabretmesini bile kişidir.

Peki ya bizim şabalak soygunlar nasıl insanlar ki daha planın tüm safhaları tamamlanmadan cıvıtıp şarkılı türkülü çilingin sofralı dan dun kurşunlu kutlamalara başlıyorlar?

Çünkü bunlar kısa yoldan zengin olmayı hayal eden insanlar. Soygunu bir tombala gibi görüyorlar. Ha rakamları işaretlemişsin, ha marketin kilidini açmışsın... Onlar parayla kendileri arasında basit bir zar olduğunu düşünüyor. O ince zarı yırttılar mı, hayatta da yırtacaklarını sanıyorlar.

En büyük hayalleri, kendi kendilerine ya da arkadaşlarına, "Bak ne kadar kolaymış" demek. "Bu dünyada köşeyi dönmek aslında hiç de zor değil. Biraz zorladın mı başarırsın..."

İşte bu nedenle... Yani plansız programsız hareket ettikleri için... Soygun işini bile doğru dürüst beceremeyip yakayı ele veriyorlar... Kutlamalara erkenden başlamak, "Ey ahali, bakın ben soygun yapıyorum" diye olup biteni ilan etmek gibi oluyor.

Halbuki hem "legal" (kanun dahilinde) hem de illegal (kanun dışı) soyguncuların işlerini yapabilmek için ne kadar çok emek sarf ettiklerini bir bilseler... Amaçlarına ulaşmak için ne tezgahlar kurduklarını, ne ağlar ördüklerini, ne hazırlıklar yaptıklarını bir bilseler... Böyle işlere kalkışmazlar bile...

Kalkışmazlar çünkü ne o enerjiye, ne o planlama gücüne, ne bağlantılara, ne de sabra sahipler. Gariban ve şapşal soyguncular köşeyi dönenlerin o işe ciddi

yatırım yapıp, esasları riskler aldıklarını bilmiyorlar ki!

O yüzden de işi başardıklarını sandıkları anda yakayı ele veriyorlar. Tam bir alaturka tarz. Yani Türk tarzı!..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır