Hizmetçisine sigorta yaptırdı, suçlu oldu

ATV'nin anchorman'i Murat Birsel, 9 yıl önce kimsenin yapmadığını yaptı: Evinde çalıştırdığı 2 hizmetliyi sigorta ettirdi. Devlete primlerini ödedi. Şimdi devlet 9 yıl öncesine ait bu belgeleri istiyor.

Belgeleri bulamazsa ceza alacak
ATV'nin anchorman'i Murat Birsel'e sarı bir mektup gelir iki hafta önce. Birsel zarfı açar. "T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Sigortalar Kurumu Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığı" diye başlayan yazı şöyle devam eder:

"Sayın Murat Birsel, İşvereni/aracısı bulunduğunuz şu şu sicil sayılı ve şu şu adresinde kurulu ev hizmetleriniz işyeriniz ile ilgili olarak 01.08.1992-31.12.1993 döneme ait kayıt ve belgeleriniz incelenecektir. Bu nedenle aşağıda işaretlenen kayıt ve belgelerinizin (ücret bordroları, aylık sigorta prim bildirgeleri, dört aylık sigorta prim bordroları, işe giriş bildirgeleri) bu yazının alındığı tarihten 15 gün içerisinde Grup Başkanlığımıza getirilmesi, getirilmediği takdirde 506 sayılı yasanın 3.910 sayılı yasa ile değişik 140. maddesinin (d) fıkrası uyarınca idari para cezası uygulanacaktır..."

YAPTIRMAZ OLAYDIM!
Murat Birsel, bir daha okur sarı mektubu ve okudukça şaşkınlığı artar. Yaklaşık 10 yıl önce Sabah Gazetesi'nin Ankara temsilcisiyken oturduğu evin iki çalışanını sigorta yaptırdığı gelir aklına. Takdir beklerken böylesine tehditvari bir yazı almak canını fena halde sıkmıştır. Oturur Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'a aşağıdaki mektubu kaleme alır.

"Sayın Bakanım, Bakanlığınız Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan tarafıma gelen tebliğe bir bakınız lütfen... Ağustos 1992 Aralık 1993 arası evimde hizmetli çalıştırdığım insanları sigorta ettirmişim (Şu anda "Ettirmez olaydım" diyorum o başka!)

Bu sigortaları yatırmışım ki... Bakanlığınız biliyor!

Şimdi 10 yıl evvelki bu döneme ait kayıtlarım incelenecekmiş!

İstenilen kayıt ve belgeler ellerine geçmezse idari para cezası varmış!

Anlamıyorum gerçekten...

Ben eksik ödeme mi yaptım? Hayır! Bunların devlette belgesi mi yok? Var ki sigortalı insan çalıştırdığımı biliyorlar!

Ne teftişi!
Ben şirket değilim, holding değilim. Evimdeki insanı (iyi vatandaş olduğum için) sigorta ettirmişim!

Aradan 10 yıla yakın zaman geçmiş... Bu arada ben dört kez ev taşımışım, kimbilir 10 yıl önceki sigorta belgeleri hangi bavulda hangi evraklar arasında?

Topu topu iki yıl yanımda çalışan insanların yanımda çalıştığını aradan 10 yıl geçtikten sonra, neden ben bunu belgeleriyle ispat etmek zorunda kalıyor, edemezsem ceza yiyorum?

İyi bir Türk vatandaşı olmak azap çekmeye mi tabidir?

Ben şimdi ne yapayım?

En derin saygılarımla..."

VATANDAŞ NE YAPSIN?
Murat Birsel, bir yandan kara kara düşünüyor ne yapacağım diye, bir yandan da devletin vergi politikasına ilişkin çarpıklıkların altını çiziyor:

"Tam Yaşar Okuyan'a yazdığım mektubu bitirmiştim, önüme Anadolu Ajansı'ndan bir haber geldi... Haber şöyleydi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Türkiye'de 1 milyona yakın yabancı uyruklu kaçak işçi çalıştığının tahmin edildiğini belirterek, "Bu, 1 milyon Türk insanının emeğinin çalışması demektir" dedi.

Bir milyon kaçak yabancı işçi! Sigortasız çalışan Türkler ise toplam nüfusun yarısından fazla... Bir sistem, "Kabahat sisteme uyanda" şeklinde dönüyorsa... Vatandaş ne yapsın?"

Birsel: İyi vatandaş olmak suç mu?
Ben şirket değilim, holding değilim. Evimdeki insanı sigorta ettirmişim!. Aradan 10 yıla yakın zaman geçmiş... Bu arada 4 kez ev taşımışım, kimbilir 10 yıl önceki sigorta belgeleri hangi bavulda, hangi evraklar arasında kalmış? İnsanların yanımda çalıştığını aradan 10 yıl geçtikten sonra, neden belgeleriyle ispat etmek zorunda kalıyor, edemezsem neden ceza yiyorum?

Devlet, iyi niyetli vatandaşı kayıtdışı çalışmaya zorluyor
Gazetemiz yazarı ve Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Kızılot da, Murat Birsel'e hak veriyor ve "Devlet ağaçlarla uğraşırken ormanı göremiyor. Birsel'in gizlediği hiçbir şey yok. Aksine devletin takdir etmesi gerekiyor. Bu tür uygulamalar iyi niyetli kişileri kayıtsız işçi çalıştırmaya, evde çalışanları SSK'ya bildirmemeye yönlendiriyor. Devlet, Birsel gibi iyi niyetli vatandaşlarla uğraşacağına, 200 kişi çalıştırıp da 3 kişi çalıştırıyormuş gibi gösteren büyük işletmelerin üzerine gidecek yasal düzenlemeleri yapsın" diye konuşuyor.

Kızılot'un değerlendirmesi şöyle: "Evlerde çalıştırılan her 100 kişiden 99'u sigortasızken ve bunlarla ilgili hiçbir işlem yapılmazken, yasalara uyup, devlete prim ödeyen kişinin üzerine gidilmesi, idari para cezası uygulanacağı belirtilerek, adeta tehdit eder şekilde yazı gönderilmesi ibret verici bir olaydır. Çalışma Bakanlığı'nın öncelikle yapması gereken, Türkiye'de kaçak çalışan 1 milyona yakın yabancı uyruklu işçinin kayıt altına alınması olmalıdır. Bunların dışında 4.5 milyon kişi de ayrıca kayıtdışı olarak çalışıyor. Kayıtlı çalıştırılanlarla ilgili olarak getirilen ağır yükümlülükler işverenleri kayıtdışı işçi çalıştırmaya zorlamaktadır. Tüm bunlardan ortaya çıkan, SSK primi ve stopaj kaybı yılda yaklaşık 4 katrilyon liradır.

SSK kuşkusuz denetim yapacaktır. Ancak bu denetimin öncelikle çok sayıda işçi çalıştıran işyerlerinde yapılması gerekiyor. Şu anda 5 yıldızlı, 1000 kişilik bir otelde sadece 3 işçi çalışıyormuş gibi bildirilse, SSK müfettişleri "Mümkün değil. Demek ki pekçok işçi de kaçak" diye rapor düzenleyemiyor..."