Televizyonlarda yıllardır süren bir gizli kamera rezaleti var... İnsanların mahremiyetini, haremini herkesin gözleri önüne seren kameralar... Ve bu kameralarla insanları TV ekranlarından yargılayıp mahkum eden zavallılar... Kısacası; dünyada benzeri olmayan, insan haklarına, hukuka aykırı uygulamalar... Bunun her akşam bir çarpıcı örneği Reha Muhtar şovda sergileniyor... Önce bir kurban belirleniyor... Sonra o kurbanı faka bastırmak için genç ve güzel bir kadın av olarak gönderiliyor... Ki bu kadın genelde Reha Muhtar'ın yanında çalışanlardan seçiliyor...

İşte; işin can alıcı noktası bundan sonra sergileniyor...

İzleyiciler, gönderilen avın, kurbana nasıl davrandığını bilmiyor... Örneğin; tacizci olarak mahkum edilen bir kişiye av olarak gönderilen genç kadının nasıl yaklaştığını, neler anlattığını, nasıl kur yaptığını (varsayım) montajlanıp, ekrana yansıtıldığı kadarıyla görüyor...

Bu arada kurbanın yüzü açık açık gösterilirken, avın yüzü gizleniyor... Ve bir anda 60 yaşında bir insan tacizci damgasıyla mahvediliyor...

Bu rezalet aylardır Reha Muhtar şovda devam ediyor... Bir çok insanın haklı veya haksız onuru çiğneniyor... Reha Muhtar kendini hakim ve savcı yerine koyup, insanları yargılayıp asıyor...

Ve en acısı; dünyada bir benzeri olmayan, Batılı hiçbir televizyonda bu şekilde uygulanmayan ve gazetecilik etiğine sığmayan bu rezalete Basın Konseyi sessiz kalıyor... Gazeteciler Cemiyeti aldırmıyor...

Bunun adı densizlik!
Ateş Hattı programı boyunca önündeki bardaktan sürekli "ateş suyu" içtiği için ilerleyen saatlerde dili dolaşan, hareketlerini kontrol edemeyen Reha Muhtar, son programında bu durumunu bilen bir falcı(!) daha sonra da sarhoş olduğunu sezen bir genç kız tarafından sert bir dille eleştirildi: "Mübarek Ramazan gecesi bizi burada toplayıp dinden, İslam'dan bahsediyorsunuz ama önünüzdeki bardaktaki viski bitti!.."

Reha Muhtar sinirlendi ve cevabını programı kapatırken verdi:

"Atatürk cumhuriyeti içki masasında kurdu!"

Büyükşehir borçlanıyor!
Görünen o ki; Büyükşehir Belediyesi ile bağlı kuruluşlar da gırtlağına kadar borca batmış: 713 milyon dolar... Bugünkü kur üzerinden yaklaşık 1 katrilyon 100 trilyon...

Peki; borç alınan bu paralarla neler yapıldı? Büyükşehir Belediyesi böylesine bir borç batağına neden battı?

Yoksa İGDAŞ'tan pompalanıp yandaşlara dağıtılan trilyonlar, Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nün çevre düzenlemesi adı altında belli müteahhitlere ödediği paralar, hakkı huzurlar, yurt dışı seyahatlerde yapılan harcamalar, Türkiye'de gülün kökü kazınmış gibi ithal güllere ödenen milyarlar yüzünden mi?

Bence Gürtuna "Büyükşehir çalışıyor" sloganını değiştirsin:

Büyükşehir borçlanıyor!

Koalisyonun yarını!
Koray Aydın hakkında Meclis soruşturması açılmasına imkan veren oylama bilin ki bu koalisyon için bir milad olacak... Yani ya dağılmanın, ya da zamk gibi birbirlerine yapışmanın başlangıcı...

Acaba 2.5 yıldır birbirlerine karşı hısım gibi davranan iktidar ortakları giderek hasımlaşacaklar mı? Böylesine bir kriz döneminde restleşecekler mi? Veya birbirlerine "Çekip giderim" diyecekler mi?

Herkes merak ediyor; MHP oylama sonucunu nasıl yorumlayacak?

Devlet Bahçeli, "Benim itibarını iade ettiğim dava arkadaşımı onlar topun ağzına koydular" diyerek köprüleri mi atacak? Yoksa, "Yalnız Koray Aydın değil, MHP de bu soruşturmadan güçlenerek çıkar" diye düşünüp ileriye mi bakacak?

Bütün bunları önümüzdeki günlerde göreceğiz... Ancak; bu kriz ortamında iktidar ortaklarına önerimiz; birbirinizi kabul edin... Gerekirse tahammül gösterin...

Çünkü hizmet bekleyen, iş bekleyen, aş bekleyen milyonlara karşı sorumlusunuz... "Anlaşamadık" mazeretiyle koalisyonu bozmaya kalkarsanız bilin ki dışlanırsınız. Biriniz değil, üçünüz birden mahkum olursunuz...

Halka verdiğiniz sözleri hatırlayın; bu nikahı bozamazsınız.. Halk "Mazur görür" derseniz yanılırsınız... İnanın damgalanırsınız..

Fıkra: Fark
Küçük Ahmet okuldan eve gelir ve üzgün bir şekilde, "Matematik'ten sıfır aldım" der... Babası hemen sorar:

- Neden?

- Öğretmen 2 kere 3 kaç eder diye sordu, ben de 6 dedim..

- Tamam doğru söylemişsin...

- Ondan sonra öğretmen 3 kere 2 kaç eder diye sordu

- Has..tir ne farkı var ki?

- Ben de öğretmene aynısını söyledim...

Serbest kürsü: Dokunulmazlık!
Tayyip Erdoğan hakkında ortaya atılan iddialar bir başkası hakkında atılsaydı çoktan kendini adaletin önünde bulurdu? Bu kişiye nedenz kimse dokunmuyor, dokunamıyor? Resmiye Gencel

Hay ağzını öpeyim!
TRT'nin tarihinde vatana ihanet suçu hiç olmamıştır ve olmayacaktır...

(TRT Genel Müdürü Yücel Yener)

DOĞRU SÖZ
Üst yönetimdeki bilgisiz kişi bir dağın tepesindeki insana benzer... Her şey ona küçük görünür ve herkes de onu küçük görür...

Bizim işimiz Şampiyonlar Ligi... Türkiye Kupası angarya...

(Galatasaray Başkanı Cansun)