kapat
01.09.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor
www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
NADİN TAŞCIOĞLU(nadint@sabah.com.tr )

'Kaynağımız yok' mazeretine sığınmayalım

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bankacılık sisteminin ekonominin ihtiyaçlarına cevap veremez durumda olduğunu, reel sektörün sıkıntılarının hafifletilmesi için de acil çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Özince ile yaptığımız sohbetin dün yayınladığımız ilk bölümünde Türkiye'nin kafasını bir an önce kaldırıp, potansiyelini kullanma zamanının geldiğini belirtti. Özince, sıkıntılara çözüm önerilerini sıraladı:

*Ekonomideki daralma ve yükselen maliyetler nedeniyle kredi geri dönüşlerinde sıkıntı arttı. Reel sektör sorununun öncelikle banka bilançoları içinde rehabilitasyonunu sağlanması gerekli. İş Bankası özelinde, biraz da küçümsenen "iştirak edinme mecburiyetinde kalınan durumlar" bunun örnekleridir. Örneğin Güney Sanayi, Man Kamyon, Mercedes Mengerler, Adel Kalemcilik, Mensa, İzdemir, Ant Gıda gibi... Bunların hepsi sorunlu kredi olarak intikal etti. Hemen hepsi ekonomiye tekrar kazandırıldı.

ANLAŞMA YETMİYOR
Ama mevzuat bu konuda daraltıldı. Özellikle karşılıklar kararnamesi çok hızlı şekilde uluslararası normlara yaklaştırılıyor. Oysa bugün olağanüstü koşullar yaşanıyor. Mevzuat, uluslararası arenada Türkiye'yi zor duruma bırakacak kadar değil ama geçici olarak bir miktar rehabilitasyonu mümkün kılabilecek kadar rahatlatılmalı. Örneğin bugün sorunlu kredi kategorisinde bulunan bir firma ile anlaştınız ve ona ödemesiz bir dönem tanımak istediniz... Mevzuat buna izin vermiyor.

*İkinci olarak, aktif yönetimi şirketi, tasfiye edilecek firmalara banka bilançoları dışında çareler yatabilir. Ancak bu yapılsa dahi yeterli olacağını düşünmüyorum.

*Bunun dışında bir takım özel fonlar kurulabilir. Bazı meslek kuruluşları rehabilitasyon fonları oluşturabilir.

*Son zamanlarda Londra yaklaşımı olarak anılan bir düzenleme de hayata geçirilebilir. Bu uygulamada, bir borçlunun kreditörlerinin çoğunluğunun razı olduğu bir formül oluşturuluyor. Bu formülü, tüm kreditörlerinin uyma zorunluluğu bir mevzuatla düzenleniyor. Şu anda örneğin yüzde 90 kreditörler geri ödeme planı konusunda anlaşsa da, yüzde 10'luk kesim takibe geçip, malına el koyabiliyor.

*Başka bir yöntem de bazı ülkelerde görüldüğü gibi, devletin Dünya Bankası gibi kuruluşlardan aldığı fonları sağlam bankalara geçici olarak vererek, reel sektörün desteklemesini sağlaması olabilir.

Biz ekonomik güçlenme paketlerini sadece döviz kuru ve kamu maliyesi uygulamalarından ibaret sanıyoruz. Halbuki bunun özel sektör ayağı da var. Bunların hepsinin bir arada yapılması gerekiyor.

BORÇLAR KATLANDI
- Bu konudaki çalışmaların hızını nasıl görüyorsunuz?

Bunları kritik edecek durumda değilim. Yalnız gidişin bir sarmala dönüşebileceğini görmek, uzmanlık gerektirmiyor. Reel sektör bankacılık sektörünü, bankacılık sektörü tekrar reel sektörü etkileyerek, kısır bir döngüye sokabilir. Buna seyirci kalmamak durumundayız. Kaynağımız yoksa bulmak mecburiyetindeyiz. Kamu maliyesini dengelemek için kaynak bulmak ne kadar önemliyse, bu da o kadar önemli.

Çünkü bir çok reel sektör kuruluşu, finansman politikalarını oluştururken ekonomik programlara güvenerek hareket etti. Geçen dönemde bu şirketler TL borç alsaydı, Hazine'nin yüksek borçlanma maliyetinin üzerinde faiz vermek zorundaydı. Bu nedenle tercih etmemesine rağmen döviz borcu aldı. Zaten kamu, piyasadaki TL kaynakların çoğunluğunu çektiği için diğer bankaların da seçeneği kalmamıştı. Bu şirketlerin şimdi borcu ikiye katlandı.

1 milyar $ mevduat geldi
*Bilançonuz dolar bazında kriz öncesine göre ne kadar küçüldü?

Dolar bazında yüzde 9 kadar. Ancak son 7-8 yılın en büyük piyasa payına ulaştık. Yılsonuna göre mevduattaki payımız TL bazında yüzde 7'den yüzde 9.5'e çıktı. Bu çok önemli bir gelişme. Döviz hesaplarında da yüzde 12'den yüzde 13.3'e ulaştık. İnsanlarımız çoğu İsviçre filan bilmiyor, çok şükür.

Kriz sonra 1 milyon dolar kadar yeni mevduat girişi oldu.
"İş Bankası 500 milyon dolarlık kredisini iç piyasadan satın aldı" iddiaları tamamen anlamsız. Şu anda Aralık ayındaki sendikasyon kredimizi bile geri ödeyebilecek durumdayız.

www.superbahis.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır