kapat

05.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Deprem avcıları, bu sese kulak verin!..

4.5 şiddetinde bir deprem, hâlâ panik, hâlâ yaranlanma, hala ölüm sebebi oluyor, olabiliyorsa, bunun sorumlusu, bugün açıkça söylüyorum, bir kısım medya ve sözde bilim adamlarıdır..

Vicdansız bunlar, gerçekten vicdansız..

Şöhret uğruna, reyting uğruna, tiraj uğruna, depremi gündemden çıkarmayan, yalan yanlış bir yığın safsata ile milletin zaten dağılmış beynini kemiren bunlar..

Sonra da utanmadan 4.5 şiddetinde deprem, panik yüzünden yaralanmalara yol açtı diye milletle alay edenler gene bunlar..

Ayıptır yahu!..

Yazıktır!..

Ekrana çıkmanın zevkini tadan bilim adamı, gündemden düşer gibi olunca, bir vicdansız medyacı buluyor, ona saçmalıyor.. Haydi televizyon, haydi manşet..

Yahu bu millette ne iz bırakır, neye sebeb olur, düşünen yok..

Ekrana çıkmak, ünlü olmak, tiraj yapmak, reyting rekorları kırmak dururken vatandaşın kimyası bozulmuş beynini düşünen kim?..

Milleti paranoyak yaptılar.. Sonra da karşısına geçip alay ediyorlar..

İnanmayın.. Deprem konusunda hiç kimseye, hele o sözüm ona "Tahminciler"e hiç inanmayın..

Bilimsel gerçek 1: Fayların tarihi yoktur. Geçmişe bakarak fay hareketlerinin zamanı kestirilemez.

Bilimsel gerçek 2: Fayların benzerlikleri yoktur. Bir fayın hareketine bakarak, o fayın aynisi başka fayın hareket zamanı kestirilemez.

Yani fayların ne zaman ne yapacağı bilimsel olarak tahmin edilemez.

"Ederim" diyenlere kanmayın, bakmayın..

Neye bakın..

Şu aldığım mektuba..

"Sigara dumanının arkasına, kadehin dibinde kalmış bir yudum kırmızı şarabın masumluğuna sığınan bir tip işte öyle. Belki o ince uzun şeyden, belki de kafasını tamamen döndüren sıvıdan medet uman biri.

Biliyor, bunların sadece kendini biraz olsun avutmak, kandırmak olduğunu. Dünyaya puslu, silik bir şekilde bakmak, ölümle adeta dalga geçmek. Görüş mesafesi çok az. İleriyi bilmek imkansız.

Ama o seviyor böyle yaşamayı..

Ölümle dalga geçmeyi, herşeyi limit ötesi yaşamayı.

Hayatın anlamı bunlar, günlük yaşayacaksın kızım bu hayatta. Süt gibi... İki dakika sonra ne olacağın belli mi ki, 10 yıl sonranın planlarını yapmaya çalışıyorsun?! İstediğini yap, dalga geç, eğlen, limitlerin limitsiz olsun.

Takma kimseyi. Önemli olan seni defterinden silenler değil, senin defterinden silinenler olsun!

Kırmızıyı yaşa. Şehvetli, derin, zeki... Siyahı karıştır arasıra kırmızıya. Ne olursa olsun, pembe gözlükler takma, olumsuz yaşa ki, en ufak olumluya sevinebilesin!

13'ün gücüne, uğursuzluğuna inan, herşeyde hayır yoktur çünkü. Dünyaya hep kirli bir pencerenin arkasından bak işte bu yüzden. Sakın düz camların arkalarındaki görüntülere aldanma.

Güneşi gördüğünde gül geç, yağmur yağdığında ise damlaların arkasını gör, bak nasıl herşeyi olduğu gibi yansıttıklarına. Çık, dolaş, temizlen gel yağmurlu havalarda. İçin yağmur damlaları kadar saydam olsun.

Hayır, aynalar yalan söylüyor! Kimse göründüğü gibi değil. Ama sen aynaya baktığında içini de gör. Aynı ama farklı ol. Sen boşver kızım, ama ben böyle yaşıyorum."

Okurken kanımı donduran bu satırları, 18'ine yeni basan Ezgi yazmış..

"Hayatım, eğitimim, yaşam koşullarım, ailemin ekonomik durumu, hep çok iyiydi.. Beni bu hale deprem getirdi" diyor.

Deprem değil Ezgi, deprem değil.. Depremden define çıkarmak için insanların beynini deşen vicdansızlar bu hale getirdi seni..

Şöhret, tiraj, reyting avcıları.. Ezgi'nin mektubunu okuyabilir, anlayabilir ve utanabilir misiniz?.

5+5'e Koşma!..

Matematik değişti,

Aritmetik değişti,

Hocam bu nasıl işti?

5+5 Demirel

Kişiye özel yasa,

Ne dert var, ne de tasa,

Sanki asalı Musa,

5+5 Demirel

Kıyak rüşvet değil mi?

Tahta davet değil mi?

Zorla "Evet" değil mi?

5+5 Demirel.

Başka insanım yok mu?

Sormaz milleti tok mu?

Mecburiyeti çok mu?

5+5 Demirel

Guniz sokağa iner,

Sonra kırata biner,

Bilmem nereye gider.

5+5 Demirel

Verdiyse o vermişmiş,

Bir erenmiş, dervişmiş,

Koltuğu ne severmiş,

5+5 Demirel

Millet seçmez diyorlar,

Hakkımızı yiyorlar,

Bizi kul sayıyorlar,

5+5 Demirel

Dedem ona oy verdi,

Babam onla boy verdi,

Seçilmek bütün derdi,

5+5 Demirel

Bir inse on kez çıkar,

Onda hiç yokmuş çıkar!

Topla, böl, çarp ve çıkar.

5+5 Demirel.

Kanuni'ye özendi,

Yılları bile yendi.

Tek münasibi kendi,

5+5 Demirel

Demokrat Ecevitim,

Başbakanlık o biçim.

Aman gelmesin seçim.

5+5 Demirel

Bahçeli istemiyor

Ama söyleyemiyor

Kerhen mi destekliyor?

5+5 Demirel

Mesut Yılmaz zordadır.

Çünkü Çiller ordadır.

Sonra dışarda kalır.

5+5 Demirel

Çiller korkar dönmesin,

Meydanlara inmesin,

Allah geçinden versin.

5+5 Demirel

Fazilet'te kundura,

Altmış dokuz numara.

Erbakan bekler sıra,

5+5 Demirel

Tahsin, gücüne gitti.

Bütün insanım bitti.

Yetti be artık yetti!

5+5 Demirel

Bu şirin hiciv için Tahsin Özden'e teşekkürler.. Bugün Meclis'te oy zarflarının birinin içinden çıkarsa şaşmam!..

Bir Tavsiye
Eleştirmenler beğenmemiş.. Kaçırmayın!..

Çifte Tehlike başından sonuna, merakla, heyecanla, keyifle izlenen bir film.. Hoşça vakit geçirmek için bire bir.. Böyle hafif polisiye filmlerden hoşlanıyorsanız eğer, hiç kaçırmayın..

Filmi görmeniz için bir işaret de eleştirmenlerimizden..

Çoğu görme zahmetine dahi katlanmamış.. Görenlerin çoğu da "Tek yıldız" vermişler.. Bu onların dilinde "Kötü" demek.. Onların dilinde "Kötü" ise eğer bir film, bilin ki rahatça görülür.

Neden?..

Çünkü bunlar yazılarını sizlere yazmazlar, değerlendirmelerini sizlere yapmazlar. Yazdıkları ortamı kullanıp birbirlerine mektup yollarlar.. Okuyunca sizin ne dediğiniz umurlarında değildir.. Birbirleri ne der, ona bakarlar.. Siz de pek okumazsınız zaten onları.. Hepsinin toplam okuyucusu, abartmadan söylüyorum 10 bini geçmez..

Sinemaya giderler, sıkıntıdan patlarlar, çıkarlar, yalan yazarlar..

"Harika film" derler.. Beş yıldız yetmez, 6 yıldız verirler.. Böylece, öbürüne "Bak filmi nasıl anladım" havası basarlar..

İyi film onlarca, halkın anlamadığı filmdir..

Konu karmakarışık olacaktır, hatta olmayacaktır. Görüntüler mutlak flu olacaktır. Bu rezillikten mana çıkarma yeteneği sadece onlarda olacaktır. O zaman film güzeldir.

Herkesin hoşlandığı filmi onların da keyifle izlediği bilinecek, görülecek diye ödleri patlar.

Çifte Tehlike işte bu ödlerini patlatan türden.. Pırıl pırıl görüntüler ve şurup gibi bir anlatımla, tempoyu asla düşürmeden, insanın gözünü bir an için perdeden çevirmesine izin vermeden, herkesin kolayca anlayacağı bir öykü anlatıyor..

Şimdi filmi siz kolayca anlarsanız, eleştirmenin o en engin kültürü, o ender yeteneği ne işe yarar ki?.

Erkek harika bir planla, karısının kendisini öldürdüğüne herkesi inandırır. Oğluna kalan 2 milyon dolar mirasla ortadan kaybolurlar. Kadın 6 yıl hapiste yattıktan sonra, kocasının ve oğlunun peşine düşer.

İşte hikayenin özü bu.. Kadını Ashley Judd oynuyor. Güzel ve şirin!.. Çok da iyi oynuyor. Kadın kocasının peşine düşerken, kadının peşine düşen poliste Tommy Lee Jones var. O da birinci sınıf.. Daha ne istersiniz, iki güzel saat geçirmek için?.

Hakan & Utku'dan 5+5 Duvarı!..

Bir Bilen için oylama bugün. Bakalım Bir Bilen, Bir İnen olacak mı?

***

Anayasa değişikliği için Ecevit'e göre telaşa mahal yok. Tabii onun için sadece Taç Mahal var.

***

Baba diyor ki; imzanın ardında durmayan parlemento itibar kaybeder. Biz de diyoruz ki; "Kendim için birşey istiyorsam namerdim" deyip Çankaya'ya çıkanlar da bir gün gelir irtifa kaybeder.

***

Çek Bir Bilen için Güniz sokağa Bir Bilet

***

Liderler oylama öncesi gruplarında konsensus sağlamış. Peh! Şunun adını şöyle düzeltseniz: Kon-Sen-SUS!.

***

Hindistan aşığı Ecevit'in Demirel sevdası da anlaşıldı. Baba, bulunmaz Hint kumaşı ya.

***

Biz kendimizden vazgeçtik. Güniz Sokak sakinleri için üzülüyoruz.

***

Meclis'te 5+5 şiddetinde deprem.. Artıcı şok.

SEVDİĞİM LAFLAR
'Patikanın sizi götürdüğü yere gitmeyin. Patika olmayan bir yerde yürüyün ve iz bırakın.'

Mariel Strade (Teşekkürler Nurettin)

TEBESSÜM
Selcen Güder göndermiş..

Hava soğuyunca cimriler ne yaparlar?

Bir mum etrafında toplanırlar

Daha da soğursa ne yaparlar

Mumu yakarlar

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır