kapat

04.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Balıkçılarımızı vurmuşlardı!

Ne olacak milletin halinden ne olacak Süleyman Baba'nın haline geldik. Başbakanımız Ecevit ile Yardımcısı Bahçeli, nedense, yapay panik, köpükten korkutma yapıyorlar. Diyorlar ki, Demirel yeniden göreve getirilmezse tufan olur.

Ya Demirel! Ya tufan!

Atatürk öldü, ülke batmadı.

Demirel seçilmezse...

Bu ülke batacak!

Temelsiz laflar... Omurgasız öngörüler...

İşte ne panik var, ne bozulma.

Borsa borsa gibi çalışıyor.

Bankalar banka gibi...

Fabrikalar fabrika... İşçiler işçi gibi...

Herkes işinin peşinde...

Demokrasinin ve yasaların hiçbir yerine sığmayan Cumhurbaşkanlığı'nı Süleyman Demirel'e zimmetleme çabalarının onda birini birikmiş sorunlara harcayabilseler, ülkenin önü açılacak.

Güncel örnek mi istersiniz? Vereyim.

***

Hani balıkçılarımızı vurmuşlardı, ne oldu? Kim harekete geçti, soruna kim; "Vatan-Millet-Sakarya edebiyatından sıyrılıp" bilimsel olarak yaklaştı? Balıkçılarımızı kendi denizlerimizde kaçak avlanma ve komşu denizlerde korsan balıkçılık yapma durumuna düşüren şartları iyileştirmek için kim ağzını açıp tek kelime söyledi?

Ortada kocaman sorun var.

Sorun çözücü yok.

Balıkçılık reformu projesi....

Denizler için acil eylem planı...

İkisi de yok...

Kalkan balığının artık yaşayamaz, bulunamaz hale geldiği Zonguldak, Samsun, Sinop, Ordu, Rize, Trabzon sahilleri ile kalkan balığının çok bol olarak yaşadığı Ukrayna sahilleri arasında 175 kilometre uzaklık var.

Deniz aynı deniz... Su aynı su...

Rüzgar aynı rüzgar... Güneş aynı güneş...

175 kilometre uzaklıktaki öbür kıyıda kalkan balığı çok bol, 175 kilometre beride bizim kıyımızda kalkan balığı neredeyse nesli tükenmek üzere.

Niçin böyle? Merak eden yok...

Sorgulayan yok....

Gerçi bizim sular aniden derinleşiyor, Ukrayna suları ise balığın yaşayıp büyümesine daha elverişli düzlükler biçimde uzanıyor fakat Karadeniz'in Türk sularında kalkan balığının bitmiş olması bütünüyle gözü dönmüş kötü avlanma ve bilime sırtını dönerek balıkçılık yapmaktan kaynaklanıyor. Bizim balıkçılar, çok büyük ve çok sayıda tekne sahibi oldular. Teknelerini sonarlar, büyük radarlar, su üstü radarları, su altı radarları ile donattılar. Balığın yavrulama mevsiminde bile avlanıp stokları verimsiz duruma düşürdüler, düşürüyorlar.

Ukrayna ne yapıyor?

Bilimsel sistem kurmuş, hem balığı koruyor, hem balıkçıyı. Üniversitelerini, deniz bilimleri enstitülerini, balıkçılık araştırma merkezlerini harekete geçirmiş, bir yandan kefal ile mersin balığının genlerini birleştirip pelingas gibi çok çabuk büyüyen balık çeşitleri geliştiriyor. Mevcut balığı bitirmek yerine, yanına yenilerini ekliyorlar. Bir yandan da kalkanı ve diğer balıkları Karadeniz dünya yüzünde durdukça üreyebilecek ve balıkçıya bol av sunabilecek şekilde tutmaya çalışıyor. Balıkçılar Konseyi, balıkçı kooperatifleri, üniversiteler, balıkçılık araştırma merkezleri, balıkçı kolhozları biraraya geliyorlar. Hangi balıkçı kooperatifinin ya da şirketinin o yıl ne kadar balık avlayacağını kotaya bağlıyorlar. Denizdeki balık varlığına ölümüne yüklenilmiyor. Bir balıkçı ancak kotası kadar balık tutabiliyor, kotasını aştı mı, teknesini sahile çekiyor. Balıkçılar Konseyi, üniversitenin ve su ürünleri enstitülerinin Karadeniz'de her hafta topladığı bilimsel bilgilere göre, avlanacak alanların genişliğini, derinliğini ve zamanını her ay tespit ediyor. İlan ediyor. Bizde olduğu gibi "hazirandan-eylüle kadar av yasak" diye bir betonlaşmış kural yok. İzliyorlar, balık yavrulayacağı zaman ve büyüme devresine girdiğinde yasaklıyor. Kimi yerde trolü yasaklıyor, ağ balıkçılığına izin veriyor. Her balıkçı teknesine bir balıkçı polisi koyuyorlar. Bu polis teknelerin kurallara göre avlanmalarını sağlıyor.

***

Deniz aynı deniz...

Balıkçı aynı balıkçı...

Arada 175 kilometre var.

Orada balık bol...

Biz de neredeyse yok...

Bir proje geliştirilebilir, bizim balıkçılarımızın sahip olduğu çok sayıda tekne, üstün teknojiyi kullanma becerisi ve çalışkanlığı ile karşı sahillerin bilimsel bilgisini biraraya getirecek bir işbirliği yapılabilir. Sinoplu Cemalettin Kaya'nın önerdiği; "Balık ihracatında yüzde 65 vergiyi kaldırarak" Ukrayna balıkçısı ile Türk balıkçısının ortaklaşa şirketleşebileceği bir işbirliği için ciddi adım atılabilir. Ama nerde o vatanseverlik?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır