kapat

20.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber Ýndeksi
Yazarlar
Günün Ýçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Ýstanbul
Ýþte Ýnsan
Astroloji
Reklam
Sarý Sayfalar
Arþiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ.
TEVFÝK YENER(tyener@sabah.com.tr )


ÞÜKRAN hanýmýn ünlü Avrupa köpek mamasý

O kadýnýn adý bir anda gündeme oturmuþtu. Oysa, Türkiye'nin dertleri çoktu. Örneðin: Yenice sigarasýnýn zamlanarak 70 kuruþa satýlmasý... Üstelik sigara bulmak zordu. Yokluklarýn yýllarý baþlamýþtý 1955'te...

O kadýn, sigaraya zam ve yokluktan daha çok ilgilendiriyordu vatandaþý...

Amerika'dan 300 milyon dolar daha istiyorduk. Bakalým verecekler mi?

O kadýn, Amerikan dolarýný da aþmýþtý.

Seçimlerde Kýrþehirli'ler en çok oyu Osman Bölükbaþý'na verince, iktidar partisi tarafýndan ilçeye dönüþtürülmüþtü.

Kýrþehir'e verilen "kasaba yapýlma cezasý" bile o hanfendiye olan ilgiyi bastýramamýþtý,

Kimdi o hanfendi?

***

Onu gördüm. Siyah mayosuyla ince belli vazolara benziyordu. Çekikçe gözleri, beyaz teni ve... Yürek durduran seksapeli..

Denize daldý. Balýk gibi yüzdü. Ýskelenin merdivenlerine döndü, her adýmýnda bir baþkalýk vardý.

"- Islak tenin dayanýlmaz çekiciliði..."

Böyle diyordu herþeye karýþan adam.

Rejisörmüþ beyfendi. Hamfendiye "Þöyle yapýn, böyle suya dalýn, saçlarýnýzý arkaya savurun" gibilerden talimat yaðdýrýyordu.

Hanfendi film çeviriyordu, o suya, biz hayallere dalýyorduk.

Þükran Özer güzel ve çekici kadýndý. Hatýrlayanlar iyi bilir.

Fenerbahçe plajý'ýndaydýk.

Ah o plaj. Ýstanbul'un delikanlýlarý için vaha gibiydi. En güzel kýzlar oraya gelirdi. Sadece Kadýköy'den deðil, þehrin her semtinden...

Biz de, yaz aylarýnda o plaja hem kýzlarý, hem Fenerbahçe'nin hazýrlýk maçlarýný seyretmeye giderdik.

Basket takýmýndan futbol takýmýna geçen çocuk yaþtaki Can Bartu'nun falsolu þutlarýyla heyecanlanýrdýk. Lefter'in unutulmaz çalýmlarý, zekasý, þutlarý, rahmetli Basri'nin fedakar ve üstün oyunu, imrendiðim Naci, saçlarý bozulmasýn diye kafa vurmayan yakýþýklý Küçük Fikret ve diðerleri bizleri büyülerdi.

Bizler; asil Fenerbahçe'nin taraftarýyýdýk. Farklýydýk... Böyle sayardýk kendimizi...

MÝNÝK BÝR ARA NOT:
Merkez Bankasý Baþkaný Gazi Erçel bey ekonomimize yol gösterirken

"Fenerli deðil, Galatasaraylý gibi olalým" dedi.. Beni çok korkuttu. Aman Gazi bey, atarken dikkatli olun!... Ekonomiden bahsediyorsunuz. Galatasaray borçtan batmak üzere, Fenerbahçe'nin kasasý aðzýna kadar dolu. Taraftar olarak söyleseydiniz eyvallah!.. Aslan cimbom, maçlardaki baþarýsýyla ne kadar övünse hakkýdýr.

Ama ekonomiye gelince... Merkez Bankasý Baþkaný'na Galatasaray ekonomisi örnek olmamalý. Aman ha, sakýn ha...

Dönelim Fenerbahçe plajýna; orada yakýn zamana kadar þöhretleri görürdünüz. Hülya Koçyiðit ve eþi Fenerbahçe'nin unutulmaz kaptaný Selim Soydan'ý, minik kýzlarý Gülþah'ý ve ne yazýk ki sinemada direnmeyen bir farklý güzel Zeynep Aksu'yu...

Zeynep Aksu, Akdenizli güzelliðine sahipti. Ýyi oyuncuydu. Tek þanssýzlýðý, Türkan Þoray'a benzetilmesi oldu. Oysa; ikisi de esmerdi ama farklý güzelliklere sahiptiler. Bence Zeynep Aksu, çok erken býraktý sinemayý...

Þükran Özer hamfendinin 1955 yýlýnda gündeme oturmasý çevirdiði filmden dolayý deðildi.

Sesinin güzelliðinden deðildi.

Neydi peki?

Köpek mamasý meselesiydi.

Þükran hanýmýn bir söyleþisi yayýnlanmýþtý. Dünya Gazetesi o yýllarýn etkin siyasi gazetesiydi. Söyleþi, gazetenin pazar ekinde yer almýþtý.

Söyleþide Þükran hanýmýn annesi þöyle demiþti:

-Þükran'nýn minik köpeði onu üzüyor. Yavrucuða Avrupa'dan 10 çeþit mama getirdik, yine de midesi bozuldu. Son getirttiðimiz mama eh iyi galiba...

Vay sen misin bunu söyleyen. Bütün gazeteler ve dergiler, Dünya'dan alýntý yaparak söyleþiyi yayýnlamýþlardý:

"Þükran Özer, köpeðinin mamasýný Avrupa'dan getiriyor."

"...Buyrun bakalým. Millet açlýk çekerken, sigara ve gaz kýtlýðý varken ha!... Sen tut, minik köpeðin, memlekete tek yararý olmayan it ufaðýnýn mamasýný ithal et. Memlekette bebeler içecek süt bulamýyor ulan efendim!.." gibilerden gazete üstü naralar atýlýyordu.

Ýþte böyle gündeme oturmuþtu Þükran Özer.

Gerçekten; 1955'li yýllarda Avrupa'dan bir þey getirmek olaydý. Hele lüks kapsamýna girerse... Öðrencilik yýllarýmdý. Þýk giyinmeyi isterdim. Yerli giyim bizim filmlerde görüp imrendiklerimize benzemiyor. Þýk giyimin tek yolu vardý; Kapalýçarþý giriþinin hemen yanýndaki Bodrum Han'da Musa'ya gitmek.

Musa, Amerikan elbiseleri satardý. Týpatýp filmlerdeki gibi giyinirdim Musa'dan... Ancak; beþ yerli elbise fiyatýna...

Þükran Özer'in köpeðine Avrupa'dan mama getirdiði yýllarda, çocuk mamasý yoktu, ilaç zordu... Neden mi ilaç zordu?

Yeni buluþlardan, cankurtaran antibiyotiklerin getirtilmemesi yüzünden babamý o yýl kaybetmiþtim. Þükran Özer'in köpeðinin mamasýný Avrupa'dan getirttiði 1955 yýlýnda...

Basit bir zatürreden yitip gitmiþti aslan gibi adam. Biz de ne olduðunu anlamamýþtýk, doktorlar da... Antibiyotik diye bir kurtarýcýnýn olduðundan bize söz etmemiþlerdi bile..

Bilseydik, biz de Avrupa'dan getirirdik.

Neyse, içinizi karartmaya hakkýmýz yok.

"Sen neþ'eden haber ver. Derdi herkes tanýyor" Ne güzel þarkýdýr bu...

Evet, dönelim þarkýlara. Þükran Özer gerçekten çok baþarýlý bir ses sanatçýsýydý. Konservatuarýn batý müziði bölümünde piano eðitimi görmüþtü. Fasa fisodan, alaylý utçularýn yetiþtirmesi þarkýcýlardan deðildi. Piano bölümünü bitirmiþ ve Türk musikisine geçmiþti.

Hakkýný vermek gerekir ki; tam bir alaturka assolistti.

Pianoda Ay Iþýðý Sonatý'ný çalabilir, sonra sazýn önüne geçerek:

Mânada güzel, ruh da güzel, tende güzelsin

Ey sevgili sen elde deðil, bende güzelsin

Neþen de hoþ amma bana, giryende güzelsin

Ey sevgilisi sen elde deðil, bende güzelsin.

diye, Sadi Iþýlay'ýn ünlü Hüzzam þarkýsýný da mükemmel söylerdi.

"Tende güzelsin" derken sanki kendisini anlatýrdý. Kimse darýlmasýn; Þükran Özer'in teni çok az kadýnda bulunacak güzellikteydi. Teninin güzelliði ile de ünlüydü. Mermer gibiydi. Beyaz, pürüzsüz ve saðlýklý.

Ve o beyaz tenin cazibesi yüzündendir ki; Türkiye'nin en zengin adamlarýndan Tütüncü Ýhsan'nýn dikkatini çekti.

Ýhsan Doruk bey, dünyanýn en kýymetlisi Türk tütününü dýþarý satardý. Parasýnýn hesabý yoktu. Güzel ve de özellikle ünlü kadýnlara dayanamazdý.

-Tütüncü Ýhsan filanca artistleymiþ monþer..

-Ýlle de ünlü olacak monþer. Adam kadýnlarýn þöhretiyle yataða giriyor, bedenleriyle deðil.

-Benim onun kadar param olsa... Hah, ha... Hollywood'dan Rita'yý getiririm.

Böylece zenginin parasý, züðürdün çenesini yorardý.

Üstad Sadi Iþýlay'ýn Segah þarkýsýnda dediði gibi:

Ruhunda ölen naðmede sevda sesi var mý

Anlat bana ey sevgilim, aþkýn bu kadar mý?

Sadi Iþýlay'ý analým ve rahmet okuyalým. Büyük üstadtý. Türk musiki tarihinin en önemli ustalarýndandýr. Küçüklüðümde götürüldüðüm gazinolardan hayal meyal hatýrlarým. Bir de semtimiz Laleli'den... Ayrýca ayný Vefa Lisesinde okumuþuz. Babasýnýn da Þehzadebaþý'nda dükkaný varmýþ. Besteleri, güfteleri ve alaturka Paganini gibi çaldýðý kemanýyla unutulmaz üstad Sadi Iþýlay... Ne yazýk ki, onun devrine yetiþemedim. Babam yaþýndaydý.

***

Evet efendim. Köpeðine Avrupa'dan mama getirtiði için yerilen Þükran Özer, ünlülerin aþýðý Tütüncü Ýhsan beyin gözünden kaçmadý.

Evlendiler.

Böylece hamfendinin adý; Þükran Özer Doruk oldu.

Zaten zengindi, serveti hesaplanamaz miktarlara yükseldi. Ýhsan bey vefat edince de, Türkiye'nin en zengin duluydu.

Tütüncü Ýhsan bey, Þükran hanýmdan önce Cahide Sonku ile evlenmiþti. Dedim ya; þöhretlere meraklýydý. Cahide Sonku'dan Ender adýnda güzeller güzeli bir kýzý olmuþtu. Melek yüzlü Ender, ne yazýk ki babasý ölünce mirastan pay alamadý. Londra'da garsonluk yaptýðýný duydum.

Annesi Cahide Sonku'nun sonu ise, malžm...

Sözü, yine Sadi Iþýlay üstadýn bir Hicaz þarkýsý ile bitirelim:

Bende hicran yarasýndan da derin bir yara var

Ona biçare gönül boþ yere bir çare arar

Kurtuluþ yok aradan geçse de yýllar aylar

Ona biçare gönül boþ yere bir çare arar.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr