kapat

20.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
MURAT BİRSEL(mbirsel@sabah.com.tr )


Polise güvenen yüzde 65 güvenmeyen yüzde 35

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün sitesine (http://www.egm.gov.tr) girince Mustafa Kemal Atatürk imzalı, çok daha sık görmemiz gereken, bir deyişle karşılaşıyorsunuz:

"Herkesin vicdanı kendi polisidir. Polis ancak vicdanı olmayanların karşısındadır."

Kavramların içini boşaltıp kullandığımız şu günlerde toplumsal vicdanı parlatmakta herkese iş düşüyor.

Aynı sitede, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün kendisi için yaptırdığı "Polisinize güveniyor musunuz" araştırmasının sonucu yayınlanmış...

2126 toplam oydan yüzde 65'i "Evet" cevabı veriyor, yani 1385 oy.

731 oy da "Hayır" çıkıyor, yani yüzde 35.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nü tebrik etmek gerek, bu araştırma yapıldığı, bu sonuç sitede yayınlandığı için.

Ancak yüzde 35 güvensizlik, az buz bir oran değil.

Düşünün ki Emniyet'in yaptığı araştırmaya gelen cevap bu!

Yüzde 5 oynatsanız, güvenmiyorum oranı yüzde 40 civarına çıkıyor.

Üstüne üstlük bu araştırma polisin en başarılı olduğu, en çok operasyon yaptığı ve çok sevilen bir polisin İçişleri Bakanı olduğu döneme denk gelmiş.

Demek ki arayı ısıtmak için yapılması gerekenler var.

"Güvenmiyorum" diyenlere "Peki neden" diye sorup psikolojik tahkikatı herhalde derinleştireceklerdir. Yoksa toplumun yüzde 35'i suça meyilli de polisi ondan sevmiyorsa, vicdan hiç kalmadı, toptan yandık demektir!

Pazar fıkrası
Adam kadınına eldiven alacak, büyük bir giyim mağazasına giriyor, karşısına da dünya güzeli bir tezgahtar kız çıkıyor.

Adam: Kadınıma eldiven almak istiyordum.

Kız: Kadınınızın parmaklarının uzunluğunu söyler misiniz?

Adam: İşte sizinkiler gibi... İnce, uzun, narin.

Kız: Ben elime giyeyim bir bakın o zaman, nasıl oluyor.

Adam: Evet harika, çok güzel uydu, alıyorum.

Kız: Kadınınız için almak istediğiniz, yardımcı olabileceğim başka bir şey var mı?

Adam: Aslında bir de sutyen almak istiyorum!

Ayrıntıya takmak
Masa üzerinde duran telefonunuzu elinize alın, ahizenin deliklerine bakın...

Kulağınızı dayadığınız yerde daha az delik var, ağızlıkta daha fazla!

Neden?

Basit bir tasarım alışkanlığı değil, hayatın bir gerçeği gereği.

Konuşurken kulaklığı kulağımıza dayıyoruz ve hep kulağımızın üzerinde kalıyor.

Oysa telefonla konuşan birisini izleyin, ağızlık bölümü hiç sabit kalmıyor, oynuyor. Oynadıkça sesi aynı düzeyde yakalayabilsin diye ağızlık bölümleri daha hassas ve o yüzden daha fazla delikle ses toplamaya çalışıyor.

Yakında her gün bayram
Bakanlar Kurulu, Kurban Bayramı tatilini dokuz gün yaptı.

Açık gerekçe: İç turizme para aksın.

Harika!

Memlekette parası olan hemen herkes Kurban Bayramı rezervasyonlarını yurtdışında yaptırıyordu, şimdi tatil süresi değişince THY'nin dış hatlar rezervasyonlarındaki sıkışmalar "zenginin parası" peşindeki iç turizme yol gösterecektir!

Kapalı gerekçe: Enerji tasarrufu

Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'e göre bayramı uzatarak 20 milyon kilovat saat enerji tasarruf ediyoruz.

Anlaşılan bütün ülke yavaş yavaş dev bir KİT haline geldi.

Hani, "Fabrikayı kapatalım, işçiler işe gelmesin, sadece maaş verelim daha kârlı çıkıyoruz" durumu var.

Türk tatil yap, övün, güven.

Böyle giderse yakında her gün bayram!

İnşallah bayramın yayılması şehirlerarası akraba ziyaretleri trafiğini rahatlatır, ölümlü kaza sayısı azalır da gerçekten sevinecek bir nedenimiz olur.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır