kapat

20.02.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YILMAZ KARAKOYUNLU(yilmazk@sabah.com.tr )


Güniz sokağa inmek...

Türkiye sıkıntılı günler yaşadı, yaşıyor. Yaşayacak da... Türk toplumu, kanaatkâr değil; sâkin mutluluklardan hoşlanmıyor. Debdebeli ve heyecanlı lezzetlerin peşine düşmemiz bundan...

Sonuçları kestirilemeyen sıkıntılı dönemlerde küçük mutlulukların önemini kavrayamıyoruz. Gönlümüzde, zihnimizde kendimiz için bir saadet ve tefekkür köşesi yaratamamışız... Köşemize çekilmek bize ağır geliyor.

Gönüllerinde ve zihinlerinde bir saadet ve tefekkür köşesi oluşturmayı önce şairler benimsemişler. Şairlerin "gidilecek yer" dedikleri bu köşe her zaman önem taşımış. Mısralarda doğanın değerleri ile yaşamın hedeflerini uzlaştıran bir ahenkli çatı aramışız.

Ağdalı divan şiirinde bu çatı, bağ-ı irem (cennet) olmuş... Bu telkin ve terbiyeyle cennetin peşine düşmüşüz.

Manilerimizde, koşmalarımızda gönlümüzü tevekkül hücrelerine kapatırken bile cennet çığlıkları atmışız.

***

Şair Dante, yaşam lezzetlerinin küçük mutluluklarla başladığını anlatıyor. Beatrice ile gideceği bir küçük yuvası olmasını yaşamın en gerçekçi mutluluğu saymış.

Şair Petrarca da aynı düşüncede. Sevgilisi Laura ile baş başa kalacakları bir kuş yuvası için ömür vermeye hazır... Defne kokulu cennet bahçelerinden vazgeçtiğini anlatıyor.

Kadın varlığının büyüleyici güzeli Nefertiti, gizemli Mısır şiirinin en renkli mısralarında duygularını anlatmış. Sevgilisi Amenofis'le Nil kenarındaki sazlıkta yaşamayı, Memphis saraylarından daha kıvançlı bulduğunu söylüyor.

Ömer Hayyam'ın rubailerinde de bir gönül sarayı var. Köşklerin şaşaasından vazgeçmeyen sevgilisini tek mısrada özetlemiş: "Dünya sana cennet, bana sürgün gelecek..."

Batı'nın şiir ustalarında bu köşe, Tanrısal saydıkları değerlerle bezenmiş. Schiller, Byron, bu sesleri mısralara dökerken öyle cömert davranmışlar ki insanoğlunun bigane kalması mümkün değil.

Fuzuli, Baki, Nedim, Nabi, Şeyh Galip böyle huzur köşesinin varlığında ve tesellisinde mutluluğu bulmuşlar.

Sadece şairler mi o "saadet ve tefekkür" köşesinde kendini mutlu hissetmeyi becerebilmişler?

Hem siyasetçi, hem şair Ecevit de, gidebileceği bir dünyanın varlığında gerçek mutluluğun yaşanacağına inanmış. "El Ele Büyüttük Sevgiyi" isimli kitabında (Sayfa: 88) duygularını hayranlık uyandıran mükemmeliyette tanımlamış. Okunmaya değer güzelliklerle dolu. Örneğin Şah isimli şiirinde Lao Tsu'nun ilhamıyla diyor ki, "işi biten çekip gitmesini bilmelidir."

***

Bunları niçin yazdım?

Türk yaşamında şiir çok önemlidir. Sevdamızı, nefretimizi, hırslarımızı, başarımızı, sevincimizi, hüsranımızı, iftiharımızı, küfrümüzü, daha yüzlerce duygu ve düşüncelerimizi şiirle anlatırız. Bunun için kasideler, gazeller, şarkılar, mersiyeler, hicviyeler, maniler, koşmalar yazmışız. Saray tahtına kurulmuş şairlerden, köy minderine çökmüş aşıklara kadar bütün şairler bu duyguları, düşünceleri şiirle gündeme getirmişler.

***

Üç yıl önce merhum Fas Kralı Hasan'ın davetlisi olarak bir parlamento heyetiyle birlikte Marakeş'e gitmiştim. Rehber olarak görevlendirilen sarayın resmi tarihçisi, eski Fas şiirinin Osmanlı şiirinden etkilendiğini ve divan şairlerinden, halk ozanlarına kadar Türk şairlerinin Fas'ta çok sevildiğini söylüyordu.

Özellikle Atatürk ve Milli Mücadele üzerine Fas şairlerinin yazdığı şiirlerin fevkalade lirik ve güçlü olduğunu anlatıyordu. "Şiir lezzeti ve yeteneği konusunda Türkiye ile Fas arasında önemli paralellik ve hissediş harikası vardır" diyordu. Fas'ın önerisi ile Birleşmiş Milletler UNESCO yönetimi 21 Mart 2000 tarihinden başlamak ve her yıl kutlanmak üzere "Dünya Şiir Günü" ilan etti.

Dünya Şiir Günü'nün Türkiye'de kutlanması için hazırlıklar başlatıldı. Bilkent Üniversitesi'nde 21 Mart günü yapılacak Dünya Şiir Günü töreniyle bu anlamlı günü ilk kutlayan ülke olacağız.

Önce birbirimizi kutlamalı ve bundan mutlu olmalıyız. Bilkent Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni yürekten kutluyorum.

Şair Ecevit'in bu kutlamada Şah şiirini okumasını dilerim...

***

Türkiye sıkıntılı günler yaşadı, yaşıyor... Yaşayacak da...

Bir saadet ve tefekkür köşesine çekilebilmek bile ne büyük nimet oluyor...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır