Lig maçı değil de sanki bir halı saha karşılaşması izledik. İki takımda da anormal derecede top kaybı vardı. Biraz mücadeleyle kazanıyorlar, bir saniyede rakibe verip harcıyorlar.
F.Bahçe ilk yarı defansta 4, bazen 5 kişiyle kaldı. İstanbulspor'un bu alanda sadece 2 adamı vardı. Orta sahaya destek çıkmayınca hücumda cılız kaldılar. Ve bu yarıda oyunun orta alan hakimi Saidou'nun kaptanlığında İstanbulspor'du.
F.Bahçe maç boyunca daha fazla pozisyona girdi. Ama bunların çoğu İstanbulsporlu futbolcuların hücuma çıkarken rakiplerine attıkları toplardan oldu.
Mustafa Doğan-Saffet ikilisi çok ağır. Aralarına atılan her top rakibe pozisyon veriyor. Fakat İstanbulspor bu ikilinin arasına iyi toplar atıp yeteri kadar faydalanamadı. Johnson ile Preko daha hâlâ adapte olmuş değiller. "G.Antep'teki oyuncular acaba bunlar mı?" demek geliyor insanın içinden. Yoksa sahtelerini mi Fener'e yolladılar?
İstanbulspor iyi top gezdiren bir takım. Ama rakibe daha bir batmaları gerekiyor. Galibiyet gol atmadan gelmiyor.
Moldovan'ın ve Boliç'in ceza alanı içinde düşmeleri penaltı değil. Özellikle Boliç'in pozisyonunda bu oyuncuya bir de sarı kart gerekirdi. Ünsal Çimen, bu maçta zorlanmadı ama pozisyonlara daha bir yaklaşması gerekir. Fizik olarak iyi değil. Yakınındaki taç pozisyonlarında bile daha uzaktaki yardımcısından medet umuyor.
Fenerbahçe yine kazandı. Ama seyircisinin tribünde memnun olduğunu zannetmiyorum. Son anda Rüştü'nün yerine oynayan Oğuz, bir zamanlama hatası dışında iyi şeyler yaptı. Böyle bir pozisyonda F.Bahçe kalesine geçmek kolay iş değil.