kapat

23.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Mozart diye bir müzikal!..

Uçal Dalgıç, THY Viyana Müdürü.. Nerdeyse çocukluk arkadaşım.. Bendeki müzikal merakını bilir..

Telefon etti..

"700. Yıl Konseri için geleceğini öğrendim. Programa da baktım. Boş saatlerin tarafımdan programlandı" dedi..

Günah çıkarıyor.. Yıllardır beni Viyana'ya davet eder. Geçen yaz, güneş tutulduğu gün, oradaydım, Galatasaray'la.. Uçal da Antalya'daydı, tatil için. Tatil yapmaz o da benim gibi, tam benim Viyana'ya gittiğim hafta yapacağı tutmuş.

Şefik Kahramankaptan da Ankara'dan katılıyor geziye. Başkentin en rafine gazetecilerindendir. Başkentte kültür ondan sorulur..

Uçal bizi aldı hava alanından.. "Okudunuz mu" dedi..

Dediği Türk Hava Yolları'nın yayın organı Skylife dergisindeki bir makale..

"Yolda muhakkak okuyun" diye telefonda talimat verdiydi..

Derginin 2 bin yıl sayısı gerçekten bir harika.. Birbirinden güzel yazılar var.. Hepsini okudum, satır satır..

Uçal'ın sorduğu yazı başka..

Kerstin Tomenedal diye bir Avusturyalı kadın yazmış.. "Viyana'nın Türk Yüzü.."

Aslında bir kitap yazmış Kerstin.. 150 sayfa.. 103 de fotoğraf var. Meğer ne izler bırakmışız Viyana'da.. Bunca gittim, farkında değilim.. Bu defa elimde adres var ya.. Çoğunu gördüm. Uçal daha sonra kızla tanıştırdı beni.. Bir Türkle evli.. Çalışması bir harika.. "Aman bunu Türkiye'de türkçe basalım" dedim. "Çok iyi kontaklarım var. Ben bizzat uğraşırım.."

Nasıl sevindi..

Uçal bizi önce yemeğe götürdü. Kervansaray diye bir Türk restoranı.. "Burayı görmen gerek" dedi..

Ne demek istediğini gidince anladım.. İbrahim Doğudan, Türkiye'nin gururu bir yer yapmış. Viyana'nın en iyi beş restoranı arasında.. Müşterileri genelde Avusturyalılar. Bizim masanın yanında küçük bir masa var, boş.. Kurt Waldheim'ınmış. Hergün orda yermiş.

Özellikle zeytinyağlıları ve balıkları ile ünlü..

Ben şinitzelde ısrar ettim.. Uçal "Şinitzel'in icat edildiği restoranı biliyorum. Seni oraya götürürüm. Gel burada balık ye" dedi.

Ben Viyana'da şinitzelden başka şey yemem..

Enfesti..

Akşam, Uçal'ın ayırttığı biletlerle, Şefik, ben, bir de Sevgili Evin İlyasoğlu, Mozart Müzikaline gittik.

Almanca.. Tek kelime anlamadım.. Mozart'ın hayatı.. Mozart kültürümle ne kadar takip edebildi isem konuyu..

Sonunda.. Hayatımda, ilk defa, tek kelimesini anlamadığım bir müzikali 10 dakika ayakta alkışladım..

Harika bir müzik.. Harika bir performans ve nasıl bir sahneye koyuş..

Sahnenin tabanı yanyana 11 piyano tuşu gibi dizayn edilmiş. Bu tuşlar iniyor, kalkıyor, dönüyor.. Nasıl muhteşem bir görüntü. Nasıl harika dekorlar, kostümler ve nasıl harika bir pop-rock müzik..

Evin "Olağanüstü bir şovdu" dedi.. "İşin güzel yanı, müzikali operacılar değil, şarkıcılar oynuyordu ve oyuncular sahne önüne gelip orkestra şefine konser vermiyor, rollerinin gereğini yapıyorlardı" dedi..

Nasıl özet, ama nasıl yerinde bir eleştiri..

Otelimize mest olmuş döndük..

Viyana'da öteki günleri de anlatacağız tabii.. Haftaya..

Kaçırdığım konser

Bu konsere gitmeyi çok istemiştim. Kısmet değilmiş.. 39 derece ateşle yatarken neyse ama, bir de gümbür gümbür öksürürken konser olur mu?. Müziği benden fazla seven Kenan Onuk'a verdim davetiyelerimi. Benim yerime o gitti, o yazdı..

ooo

Atatürk Kültür Merkezi'nin loş, ışıksız ortamında uzun süredir tamir edilmeyi bekleyen yarı kırık solgun kumaşlı koltuklarında doğrusu böylesine keyifli bir konseri beklemiyorduk.

1932 yılında kurulan ve İstanbul'daki Ermeni Cemaati'nin teşvikiyle bugünlere ulaşmış Vartanatz Korosu, iyi bir sınav verdi pazartesi gecesi.. Tanıtım broşürlerinde: "Toplumları derinden sarsan savaş ve doğal felaketlerle, birçok çürümüşlükler arasında, kaygı ve acıyla dolu insan ruhuna kısa da olsa soluk aldıracak bir sanat kesintisi sunabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz" demişler.

29 soprano, 14 alto, 16 tenor ve 10 bas sesinden oluşan mükemmel topluluk çok seslendirilmiş Türk ve Ermeni Halk ezgilerinden oluşan repertuarıyla sürekli akışı haketti.

Verdi'nin Nabucco, Il Travatore ve La Traviata Operalarından aldıkları koro bölümleri ve Carl Orff'un Carmina Burana'sından ünlü "O fortuna" ile seyircileri tam anlamıyla fethettiler. Yıllar süren özverili çalışmanın ulaştığı bu mükemmel final, her geçen yıl çağdaşlaşma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'de milenium'un başlangıcında gururla hatırlanacak bir sanat olayıydı.

Şef Adruşan Halaçyan'ı ve Vartanatz Korosu'nun değerli elemanlarını candan kutlarız.

Olmadı Aykut!..

"Herşey bitti denirken Ertekin Cafe'de oturan bir gazeteci duvarın sıva rengini beğenmiyor. Oturup Beşiktaş belediyesine ağır bir yazı yazıyor. Haliyle belediye gelip inşaatı mühürlüyor."

Böyle yazmış Aykut.. (Işıklar..)

Ertekin Cafe'de oturan gazeteci bendenizim efendim.

Mimar Sinan'ın ünlü Ortaköy hamamını Kumarhaneler Kralı satın almış. Alır a.. Restore ettiriyor.. Ettirir a..

Ama, Sinan'ın duvarları üzerine o iğrenç, aslında olmayan sıvayı koyarsa, Sinan'ın Osmanlı tarzı kavisli pencerelerini modern görüntüye uysun diye dikdörtgene çevirirse, hergün karşısında oturan gazeteci olarak seyirci mi kalırsın, yoksa görevini mi yaparsın?..

Sevgili Aykut,

Ortaköy'e gel.. Beni bul.. Yapılanı sana göstereyim, benim yazdığımın daha ağırını yazarsın. Ama gel, gör.. Benimle birlikte gör.

Bunu yaparsan, Sinan'ı savunananlara karşı kumarhaneler kralının avukatlığına soyunmazsın..

BİZİM DUVAR
İngiltere Başbakanının karısı biletsiz trene binmiş. Bizde böyle bi şey olmaz. Çünkü bizde trenler genelde bakmak içindir binmek için değil..

Hakan&Utku

Eğer..

.. geçmişteki bir akşam yemeğini tekrar etme fırsatınız olsaydı, hangisini seçerdiniz?.

.. bugünkü işiniz dışında bir meslekte üne kavuşma şansınız olsaydı, hangi mesleği seçerdiniz?..

.. doğaüstü bir tek gücünüz olabilseydi, bunun nasıl bir güç olmasını isterdiniz?.

SEVDİĞİM LAFLAR
Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.

Fatih Sultan Mehmet

(Teşekkürler Caner)

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır