kapat

12.01.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Köy kültürü ile kentli olmak..

Sıkıntımız köylü kültürü ile kentli olmaya çalışmamızdan doğuyor.. Başıboş köpek köy kültürünün ayrılmaz parçasıdır.. Bu kültürü kente taşıdınız mı, İstanbul dünyanın en büyük köpek çiftliği olur.

Parkomatlara karşı çıkmak da, köy kültürümüzden geliyor..

Köylü eşeğini kapının önüne bağlamaya alışmıştır.

Bizim esnaf da, arabasını getirir tam dükkanın önüne park eder ki, yol tıkansın, bırakın alışveriş yapacak müşterinin park yeri bulamamasını, yolda geçit bile olmasın..

Şişli İstanbul'un merkezi.. Göbeği.. Benim gitmeye iğrendiğim yöre..

İki nedenle..

Biri Şişli dünyanın en büyük yaşayan çöplüğü.. Gece saatlerinde bu semtin ana caddelerinden geçtiniz mi?.. Çöplerin nasıl yollara dağıldığını gördünüz mü?.. Leş kokular.. Mikrop yuvaları.. Sinek, fare davetçileri.. Sokak köpekleri cenneti..

Gündüz saatlerinde ise, dünyanın en düzensiz otoparkı.. Arabasını istediği her zaman, istediği yere, istediği gibi bırakan insanlar.. Bu yüzden daralan ve durmadan kilitlenen yollar..

Dünyanın hiçbir uygar kent merkezinde, hem de bir alışveriş merkezi, kent merkezinde arabanızı selamsız sabahsız, akşama kadar dükkanınızın önünde bırakmanıza izin vermezler..

Otopark parasını verseniz bile vermezler..

Şişli gibi yerlerde, azami park süresi 20 dakikaya kadar düşer.. Düşer ki, oradaki dükkanlardan herkes faydalanma hakkına ve şansına sahip olsun. Gelsin arabasını park etsin, ne alacaksa alsın ve hemen parkı yeni gelenler için boşaltsın.

Bu yirmi dakikanın sonunda, ikinci parayı atıp, bir yirmi dakika daha uzatma hakkınız dahi yoktur. Derhal ceza yazarlar.

Vatandaşın hakları, vatandaşın vatandaşa saygısı böyle sağlanır.

Haa.. Dükkan sahipleri mi ne yaparlar?.. Arabalarını en yakın günlük araba bırakılabilen oto parka bırakır ve iş yerlerine yürüyerek, ya da taksi ile gelirler.

Ve de onlar kent kültürlü oldukları için, kendi dükkanı önüne park etmenin, bindiği dalı kesmek ve kendi ticaretini engellemek olduğunun bilincindedirler. Bu uygulamaya sahip çıkarlar.

Şişli Belediye Başkanı, fevkalade çağdaş, fevkalade uygar bir uygulama başlattı.

Tolga Savacı'yı ve onun sistemini yakından biliyorum.

Tolga gittiği yere, kendisi için para basan oto parkları, mafya haraçlarını değil, trafik uygarlığını götürür. Parkomatlarını yerleştirirken, çevre düzenlemesi yapar. Onun gittiği yerde trafik rahatlar, ilişkiler uygarlaşır.

Tolga'da mafya değil, çağdaşlık vardır. Makinalarına el değmez. Yani tek kuruş kara para tahsil edilemez. Böylece hem devlet KDV'sini, hem de Belediye hissesini eksiksiz alır.

Tolga, Şişli'nin gündüzlerine uygar bir kent görünüşünü getirecek adamdır.

Bir de şu "Nişantaşı Derneği" adlı ne işe yaradığını gerçekten bilmediğim dernek, gecelerin o korkunç pislik görüntüsünü engellese..

Herşeyi belediyeden beklemek mümkün değil.. Bir ucundan Şişli'de yaşayanlar tutmazsa, başarıyı kimseler beklemesin!..

Sarıgül ve Şişli'nin yeni Danışmanı Ortaköy Mimarı Erhan İşözen, bu yöre için bir şanstır.

Şişli halkı, onlarla el ele verip bu şansı iyi değerlendirsinler.

BİZİM DUVAR
Hülya Avşar ile eşi Kaya menisküs ameliyatı olacaklarmış. Biz onları küs biliyorduk menisküs çıktılar..

Hakan & Utku

"İğne atsan.."
Ertekin alem adam.. Geçen akşam, hem maç seyretmeye, hem de hastayız ya geçmiş olsun, demeye geldi.

Dükkanın halini anlatacak..

"İğne atsan kimse yok" dedi..

Biz kahkahayı patlattık. Orhan her zamanki kibarlığı ile müdahale etti..

"Türkçede 'İğne atsan' diye bir deyim vardır ama, pek o anlamda kullanılmaz.."

Ertekin istediği anlamda kullanır, kimse karışamaz.

Bayram esnafın belini bükmüş Ortaköy'de, kimseler gelmemiş.

Peki nerde bu insanlar..

Ünal atıldı:

"Köprüde.."

Dört şerit gidiş, dört şerit dönüş, sekizi de dolu.. Arabalar iki yönlü kilometrelerce konvoy halinde akıyor..

Yahu tatil günleri köprüler en tenha halini yaşamaz mı?..

Bu tatil başka tatil.. Köprü geçişleri bedava.. Bedava diye hayatında hiç köprü geçmeyenler bile yollara düşmüş dönüp duruyorlar..

"Bedava mezar bulsa yatar" derler ya.. Meğer içimizde ne çok böylesi varmış..

Yahu hepsi hepsi bir milyon lira, bunun paralısı. Bu kadar tahrik olmaya değer mi?..

Ortaköy esnafı bayram sonunu sevinçle karşılamış..

Ben başka bir haber vereceğim..

Ertekin'de Alili geceler başladı.. Ali, Ali Kocatepe.. Salı ve perşembe akşamları, klavyesini yüklenip geliyor.. Ertekin nasıl olmuşsa paraya kıymış bir adam gibi ses düzeni almış.. Ali ben diyeyim bin, siz deyin beşbin şarkılık repertuarından ne isterseniz çalıyor.. En nostaljik romantikler, en çılgın popülerler.. Lafı biraz uzun tutuyordu. Fırçaladım.. "Zaten bu memleket uzun laftan battı" dedim.. Ali ile bir geceyi deneyin.. İstanbul'un en sıcak, en ucuz eğlencesi..

Ertekin pazar sabahları da, çok güzel açık büfe kahvaltılara başladı.. Başlayalı çok oldu aslında ama, o kadar çok eksik vardı ki, yazmadım.. Artık herşey yerli yerine oturdu.. Hadi buyrun o zaman..

TEBESSÜM
"Partide konuştuğum bir kadın, tam 50 kere esnedi" dedi kadın..

"Belki de esnememiş, birşey söylemeğe çalışmıştır" dedi kocası..

Grip!..
Geçen salı öğleden sonra başladı.. Çarşamba sabahı bir saat uğrayabildim gazeteye.. Sonra cuma bir saat daha.. Ve de pazartesi bir saat daha.. Pazartesi öğleden sonra bir de 90 Dakika çekimi.. Geri kalan sürelerde resmen yorgan döşek yatak..

Gözlerimdeki dahil, vücudumda ne kadar adale varsa, hepsi ağrıyor. Sesim kısılıyor, ateşim asansör gibi.. Titreme nöbetleri.. Halsizlik.. Boğulur gibi öksürme..

Hayatımda ilk kez, grip beni yatağa düşürüyor.

Moralim bozulacaktı, haberler yetişti.. Dünyayı yıkmış bu Sidney Gribi..

Herkes soruyor "Hangi antibiyotiği alıyorsun" diye..

Gripte antibiyotik işe yaramaz. Başımız ağrıdıkça antibiyotik ala ala, bu yüzyılın ilacını da perişan ettik. Tüm mikroplar antibiyotiklere bağışıklık kazandılar nerdeyse.

Grip virüsünün ilacı yok. İlaç dinlenme.. Kesin dinlenme..

Mutlak yapmanız gereken iki şeyden biri dinlenme, ikincisi bol sıvı alma..

Durmadan birşeyler içmelisiniz.. Alabiliyorsanız asprin ağrılarınızı hafifletebilir. C ve E vitaminleri de vücut direncinizi arttırır, hepsi o..

Gerisi hem keseye, hem sağlığa zarar.

Aman antibiyotiklerden ve de ciğer röntgeni çekmeden, kültür yapmadan size antibiyotik yazan doktorlardan uzak durun.

Zehir Hafiye..
Zehir hafiyeler ben bildim bileli var bu ülkede..

Biz lisede iken astronomi kitabındaki bir göktaşı resminin içindeki gölgelerin Stalin'in silüeti olduğunu keşfetmişti bir zehir hafiye de, hepimiz o yaşta komünist olmaktan kurtulmuştuk.

Geçenlerde de Allah Saffet Arıkan Bedük'ten razı olsun, ilkokul matematik dergisinde, kümelere ve P ve K harfleri verilip, PKK reklamı yapıldığını fark etti ve derhal bu harflerin matematikte kullanılmasını yasaklayıp, minicik beyinleri kurtardık..

Tabii bizim mesleğin zehir hafiyeleri de var..

Melih Aşık mesela..

Bakın aynen bu resmi bastı altına şunu yazdı:

"3 ağustos 1999 tarihinde, (yani dört ay evvel), CNN bu haritayı yayınladı. Haritanın batısı kırmızı.. Doğusu başka ülke gibi.. Beyaz.."

Amerika'daki diplomatlarımız ne işe yararmış, onu soruyor, o diplomatlarla ayni okuldan mezun olan Melih..

Diplomatlık yaparlar Melih.. Hafiyelik değil.. Hafiyelik yapanlar oraya başka sıfatlarla gelirler çünkü..

Bak orada bir Türk bayrağı var Melih.. Kırmızı onun kırmızısı..

Senin bulgularına göre, batıda ay ve yıldızın altına gelen bölgeler de, Kürdistan olmalı değil mi?.. Oralar da beyaz da..

SEVDİĞİM LAFLAR
İdeal evlilik ilişkisi, her iki insanın da yaşamını sürdürmesi için bu ilişkiye muhtaç olmadığı zaman kurulmalıdır.

Anonim

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır