Dr. Ayşe Z. Dolay, merkezlerine başvuranlardan yola çıkarak, konuyla ilgili tespitlerini aktarıyor.
DEPREM felaketlerinin ardından, sadece enkaz altından çıkarılanlar değil, depremi yaşayan herkes bir takım psikolojik rahatsızlıklar yaşamaya başladı. Bununla birlikte uzmanlara duyulan ihtiyaç da arttı. Belki de depremin en büyük kazanımlarından biri, psikoloğa, psikiyatriste gitmenin son derece doğal olduğunu kabullenmemiz oldu. 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin ardından birçok danışma merkezine olduğu gibi, Ota Tıp Merkezi'ne de psikolojik destek amacıyla başvuran hasta sayısında son zamanlarda artış gözlenmiş. Ota Tıp Merkezi hekimi Dr. Ayşe Z. Dolay, konuyla ilgili şu saptamalarda bulundu:
"DEPREM korkusunun yarattığı psikolojik gerilim nedeniyle pek çok kişi psikiyatrist ve psikologlara başvuruyor. Bu tür stres bozukluğunun en önemli nedeni deprem olgusu karşısındaki çaresizlik duygusu ve belirsizlik. Eğer daha önceki dönemlerde yaşanmış ya da halen yaşanmakta olan yoğun stresler (iş veya aile hayatındaki problemler, büyük değişiklikler gibi) nedeniyle psikolojik direnç azalmışsa deprem korkusu kişide daha çok yıkıma neden oluyor. Kadınlar daha fazla etkileniyorsa da erkeklerin sayısı da azımsanamayacak ölçüde. Sorumluluklar veya meşguliyetlerin fazlalığı etkilenme derecesini azaltıyor."
Ciddi depresyon
Yoğun suçluluk duygusu
Cezalandırılma korkusu
Ölüm korkusu
Dini duygularda yoğunlaşma
Gelecekle ilgili plan ve beklentilerin anlamsızlaşması duygusu
Karanlıktan korkma
Yüksek yerlerden korkma
Yalnız kalamama
Yakınlarını kaybetme korkusu
Yakınlarından uzakta bulunmama isteği
Sosyal hayattan uzaklaşma
Cinsellikten uzaklaşma
Depremin yaşandığı mekânda kalamama
Uyuyamama
Uyumaktan korkma
Banyo yapmaktan korkma
Sürekli sallanma duygusu ve baş dönmesi
Her türlü ses ve gürültüye aşırı tepki verme
Gökyüzü ve yıldızlardan korkma
Köpük, kuş gibi hayvan seslerinden korkma
Bu tür yakınmaları olanların uzmanlara başvurmaları ve yardım almaları, bu rahatsızlıkların ciddi ruhsal hastalık boyutuna gelmesini önleyecektir.