Soru-cevap
Geçen gece yeni yetme radyolardan birinde yarışma var.
Sunucu, parayı peşin peşin ortaya koymuş, genç yarışmacıya telefonda soruyor:
-Fenerbahçe Kulübünün Başkanı kimdir?
Cevap yok...
Eh... futbola meraklı değilse, Aziz Yıldırım'ın ismini hatırlamayabilir.
Düşünüyor, taşınıyor.
-Cevap yok.
Gitti 25 milyon.
*
Sırada kim var.
Gelsin öbür genç.
Soru:
-Geçen ay Cumhuriyetin kaçıncı yılını kutladık?
Düşünüyor, düşünüyor.
-Cevap yok.
Be kardeşim, hiç bir şey bilmiyorsan 1923'ün üstünü parmaklarınla say, aradaki 76 yılı bul.
Ama diyeceksiniz ki Cumhuriyetin 1923'te kurulduğunu da bilmiyorsa ne yapsın?
Haklısınız, bilmiyor.
Geçen yılın 75. yıl olduğunu da hatırlamıyor... Hatırlasa +1 diyecek... Diyemiyor...
-Cevap yok.
Gitti 25 milyon.
*
Sunucu, bir başka delikanlıya soruyor:
-Kamer Genç, hangi parti'nin milletvekilidir.
-CHP'nin.
Gitti paralar.
Geçiyor öbürüne:
-Meclis Başkanı kimdir?
-Kamer Genç'tir.
Sessizlik.
Geçiyor öbürüne:
-Turgut Özal'dan sonraki Başbakan kimdir?
Cevap yok.
Gitti paralar.
*
İki bin'e 35 gün kaldı.
Ne yarışmalar görüyoruz.
-Atatürk'ün babası kim?
-Rıza Nur.
Şaka mı, espri mi, yoksa pis bir maksat mı?
Yoo... cehalet olduğu muhakkak.
Nesiller arasındaki kopukluk bunu izaha yetmez... "Amerikadaki listebaşı şarkıyı biz nasıl bilmiyorsak, bu gençler de 29 Ekim 1923'ü bilmeyebilir" diyerek onları mazur görebilir miyiz?
Nazım Hikmet'le ilgili soruya cevap yok... Necip Fazıl'la ilgili soruya cevap yok... Itri'yi tanımıyorlar, Behçet Kemal'le Yahya Kemal'i karıştırıyorlar... Ama yarışmacıların hepsi Yalan Rüzgârı filmini ezberlemişler... Oyuncularını bir bir sayıyorlar.
Yalan Rüzgârı...
Televizyonlarda oynayan en aptal film bu... İçinde de tek ahlâklı insan yok.
Soruyu hemen cevapladı genç kız... Bir çırpıda Yalan Rüzgârı dedi ve 25 milyonu kazandı.
*
Kültür, akılda kalandır.
Dikkat ise bir meleke.
Bakın şu cümleye, 3 tane yanlış var, bulun.
Cümle şu:
-10 Kasım'da, Atatürk'ün 51'nci doğum yıldönümünü kutladık.
Allah Allah.
Bunun zorluğu nerde?
-51 değil, 61'di.
-Kutlama değil, anma'ydı.
-Çünkü doğum değil, ölümdü.
Ama yarışmacı genç düşündü düşündü, başını öne eğdi.
-Cevap yok.
Gitti paralar.
Oh oldu.
*
Programı dinlerken hayrete düştüm, dehşete kapıldım.
Yarışmacıların neleri bildiklerine değil, neleri bilemediklerine şaştım.
Ama sonra teselli buldum.
Gençliğin -asıl- bilgili- kesimi zaten ben bilirim diye zırt pırt ortalarda gezmez ki... büyük pişkinlikle ekranlara ve mikrofonlara tırmanmaz ki...
Nitekim Güzellik Yarışmaları'na katılan kızlar, Türkiye'nin en güzel kızları değil ki.
