Müthiş bir sevgi gösterisi
Bir an kendinizi, şimdi anlatacağım kişi yerine koyun lütfen. Düşünün ki; on iki yıldır yönettiğiniz bir kuruma veda ediyorsunuz.
Bu vedayla ilgili bir tören hazırlanmış. İki bin seçkin kişi töreni izliyor.
Derken sahneye yerleştirilmiş olan dev ekranda video mesajları belirmeye başlıyor.
Önce Papa Jean Paul II konuşuyor: Sizi, ailenizi, çalışma arkadaşlarınızı kutsuyor ve bundan sonraki ömrünüz ve sağlığınız için dua ediyor.
Daha sonra İspanya Kralı Juan Carlos ve Kraliçe Sofia, sizi göklere çıkaran bir konuşma yapıyorlar.
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da "Sevgili dostum" diye başladığı konuşmasında sizi yere göğe koyamıyor.
Derken ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Allbright, Mihail Gorbaçov ve dünyada sayabileceğiniz ne kadar önemli lider varsa ardı arkasına konuşuyor ve sizin insani niteliklerinizi öve öve bitiremiyorlar.
Bir faninin başına böyle bir şey gelmesi ve çalıştığı kurumu bırakırken böyle uğurlanması ne hoş değil mi!
Federico Mayor'dan söz ediyorum: UNESCO'daki Genel Direktörümüz Mayor'dan.
Büyük bir biyokimya âlimi, Granada Üniversitesi rektörü, filozof ve şair Mayor'dan.
Adını uluslararası platformda daha çok duyacağımız Genel Direktör'ün UNESCO'daki görev süresinin bitişi, böyle görkemli ve sıcak bir törenle kutlandı.
Bir insanın kendisini bu kadar sevdirebilmesinden daha büyük ne olabilir ki!
ooo
Dünya liderleri arka arkaya ekrana çıkarken birden şaşırıp kalıyoruz.
Çünkü hiç beklemediğimiz bir şey oluyor ve ekranda küçük bir kız çocuğu beliriyor:
Daha "Bu kim?" demeye kalmadan çocuk konuşmaya başlıyor ve diyor ki: "Sevgili dedeciğim, bundan sonra bize daha çok zaman ayırabilmeni umuyorum. Çünkü seninle olmak çok güzel! Hepimiz çok eğleniyoruz."
Salonda en büyük alkışı da bu konuşma alıyor.
Programı hazırlayanlar, "Bu kadar devlet büyüğünün arasında, çocuğun ne işi var?" diye düşünmeyecek kadar uygar ve incelmiş insanlar.
ooo
Türkiye'deki hoyrat, kırıcı, yıpratıcı, kavgaya dönük ortamdan sonra böyle huzur dolu sevgi gösterileri insanı nasıl etkiliyor bilemezsiniz.
Kavga, gerginlik, hırçınlık hepimizi yıpratıyor.
Mahkeme kadıya mülk değil.
Keşke herkes görevinden ayrıldığında Federico Mayor gibi sevgiyle, saygıyla anılabilse.