kapat

10.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


'ATAM İZİNDEYİZ'

Bugün 10 Kasım... Ülkemizin banisi, Büyük Atatürk'ün ölüm yıldönümü...

Biz bu ülkenin insanı olarak bugün yine Atatürk'ten bahsedeceğiz, O'nun ülkesi için yapmayı arzu ettiklerini, yaptıklarını ve yapamadıklarını tüm medya organlarında yani gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda görüşüp, tartışacağız ve onlardan bir sonuç çıkarmaya çalışacağız. Bu hemen hemen her 10 Kasım'da yapılır.

Rahmetlinin hayatı anlatılır, ailesinden bahsedilir, konuşmaları ve Türk Milleti ile gençliğine hitabeleri okunur. Bu arada ne kadar üzüntülü olduğumuz belirtilir. Kendini tutabilenler ağlamaz ama daha yumuşak huylu olanlar kendini tutamayarak gözyaşlarını dökerler. Büyüklerimiz Anıtkabir'deki deftere duygularını yazarlar. İçeriğini fazla bilmiyorum ama her sene o deftere Cumhurbaşkanı bir şeyler yazar. Tabii ki ATA'ya ne kadar bağlı olduğumuz, O'nun izinden nasıl gideceğimiz mealindeki sözlerdir bunlar...

Evet 10 Kasım deyince bütün bunlar tekrarlanır, Büyük ATA anılır. Yolundan yürüyeceğimize dair yeminler edilir. Acaba bu günde, bu 10 Kasım'da, bu acılı ve ahıtlı günde verilen sözler, edilen yeminlerin ne kadarı yerine getirilmiştir?... Bütün merakım bu... Acaba biz sadece senede bir gün, o da ATA'nın ölüm yıldönümünde, O'nu kağıt üzerinde anarak mı gidiyoruz?... Bu 10 Kasım'larda verilen sözlerin ne kadarı tutuluyor?... Ne kadarı unutuluyor?... Herhalde bunun bir araştırmasını yapsak, yüzümüz kızarır...

ATA bizim için ne kadar çalışmış, göğsünü nelere siper etmiş, bunları biliyoruz ama biz O'nun için, O'nun gösterdiği yolda ne kadar ilerleyebilmişiz biliyor muyuz?... HAYIR... Kesinlikle HAYIR... Bilmiyoruz, bilmek de işimize gelmiyor.

ATATÜRK bize ne demiş; "Muasır medeniyete ulaşmak zorundayız" Biz ne yapmışız, ATA'nın bu nasihatlerini tutarak, Muasır Medeniyete ulaşma yolunda çalışacağımıza, birbirimizi yemeye, birbirimizi karalamaya, birbirimizi küçük düşürmek için uğraşıp, durmuşuz.

Hâlâ da uğraşıyoruz, görmüyor musunuz?... ULU ATATÜRK'ün adını istismar ederek, ülkede at oynatmaya çalışan birtakım kişiler ve kuruluşlar hâlâ bu huylarından vazgeçmemiş, halkı ikiye bölmek için var güçleriyle uğraşıyorlar. Nerede kaldı Yurtta sulh, cihanda sulh?...

Detaya inmek istemiyorum ama bir Allah'ın kulu da çıkıp, "Yahu kardeşim, hepimiz bu vatanın evladıyız. Ortak bir sürü yanımız var, er veya geç birlikte yaşamaya mecburuz, hatta mahkumuz. Sen İLERİCİ'sin, sen GERİCİ'sin, sen LAİK'sin, sen KEMALİST'sin, sen KÜRT'sün, sen TÜRK'sün, sen ALEVİ'sin, sen SÜNNİ'sin diyerek birbirimizi lekelemeye kalkmak, ayrımcılık yapmak neden?..." demiyor, anlayamadım gitti...

Bu işleri halletmek 10 Kasım'dan 10 Kasım'a Anıtkabir'deki deftere "ATAM İZİNDEYİZ" demekle olmuyor...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır