kapat

10.11.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sabah İnternet
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kalitede yeni ufuklar
Kalitede kaydettiğimiz aşamalarla yetinmemeliyiz. Ufkumuzu genişletemezsek küresel rekabette kazandığımız puanları kaybedebiliriz

FARUK TÜRKOĞLU

1980 öncesinde, ithal ikamesi politikası nedeniyle dış rekabet neredeyse yoktu. İç rekabet ise çok zayıftı. Üreticinin, satıcının kral olduğu bir ortamda "kalite" ikinci plandaydı.

1980-90 arasında ise kalite iç rekabetin koşullarına ve gereklerine göre gündemimize girdi. Son 10 yılda ise küresel rekabete açılan ekonomide, söz artık tüketicinin ve alıcının oldu. Tüketicinin daha eğitimli ve bilinçli olması, şirketleri kaliteyi sürekli olarak yükseltmeye zorladı. Dış rekabetin yaygınlaşması ise kalite standardında çıtayı iyice yükseltti.

Son yıllarda sanayi, dinamik ve esnek yapısıyla kalite konusunda önemli başarılara imza attı. Şirketlerimiz Avrupa'da kalite ödülleri aldı. Kal-Der ve benzeri kuruluşlar, kalite bilinci ve kültürü konusundaki çalışmalara ivme kazandırdı. Ancak kaydedilen bu aşamalarla yetinmemek gerekiyor. Kalite konusunda ufkumuzu genişletmediğimiz takdirde, küresel rekabette kazandığımız puanları kaydedebiliriz. Bu konuda şu açılımları yapmaya mecburuz:

Hizmet kalitesi artmalı
* Kalitenin yükseltilmesi konusunda, ilk adımı sanayi firmaları attı. Hizmetler sektöründe de kalitenin iyileştirilmesi konusunda çalışmaların, sanayi şirketleri düzeyine çıkarılması şart.

* Devletin sunduğu hizmetlerdeki kalitenin düşük kalması, ekonominin bir bütün olarak gelişmesini önlüyor. Bu nedenle devletin hizmetlerine de kalite büyüteci ile bakmak ve kalitenin yükseltilmesi için yeni projeler hazırlamak zorundayız.

* Günümüzde önem kazanan sivil toplum kuruluşlarının işlevlerini daha kaliteli bir şekilde yapması, toplumsal sorunları azaltacak ve demokrasiyi kökleştirecek. Toplam Kalite Yönetiminin (TKY) genel ilkeleri, bu nedenle dernek, oda ve birlik çalışmalarında da egemen kılınmalı.

Eğitim ve sağlık
* Ekonominin ve Türkiye'nin geleceğine yön verecek eğitim ve sağlık hizmetlerinde de kalite standartları oluşturmalıyız. Özellikle eğitim alanında hizmet veren özel ve resmi kuruluşların yeniden yapılanması ve bilgi toplumunun temel taşları durumuna gelmesi ancak kalite yaklaşımı ile mümkün olabilir.

* Kalite sertifikasyonunda yetkili kuruluşların bir bölümü, mevcut durumu, belgeler ve kayıtlara bağlayarak, statik bir şekilde denetim yapıyor. Bu belgelerin verilmesinde, süreçlerin sürekli olarak geliştirilmesi koşulu da aranmalı.

* Kalite bilinci ile yalnız işyerlerinde ve yönetimin belirli bir kararından sonra tanışırsak, uzun vadeli ve kalıcı sonuçlara ulaşmak imkansız. Amerika'da olduğu gibi, kalite konusundaki eğitim, ilköğretim aşamasında başlamalı. Bu ülkede koala adlı sempatik hayvanın maskot olarak kullanıldığı "Koaliaty Kid" kampanyası ile başarılı sonuçlar alınıyor.

Eğitime erken başlamalı
ASQ'nin (American Society for Quality) fakültelerde kurduğu kalite kolları (student branchs) ile kalite kültürünü yaygınlaştırıyor. Yine bu ülkede, kalite kuruluşları üniversitelerle işbirliği yaparak şirketler ve sektörler için "Müşteri Tatmin Endeksi" (Consumer Satisfaction Index) hesaplıyor. Kalite konusundaki lisansüstü eğitim de Amerika'da hızla gelişiyor. Bu örnekleri inceleyip kendi koşullarımıza adapte edebildiğimiz taktirde, kalite konusundaki atılımlar daha kalıcı sonuçlar verir.

Bu yöntemlerle kalite kültürünü geliştirebilirsek, hayatımızın her alanı ve her günü daha da güzelleşir. Çünkü hayata, dünyaya, doğaya, insana, insan haklarına daha fazla saygı göstermeyi kalite kültürü ile öğreneceğiz....

Binde birlik hatayı hoş görme lüksü
Yüzde 99 oranında hatasız mal ve hizmet üretimi bize büyük bir başarı gibi gelir. "Beşer şaşar" deyip yüzde 1'lik hatayı çoğu kez hoş görürüz. Yüzde 99'luk (binde 999) performansa ulaşanlar ise neredeyse kahraman ilan edilir. Oysa binde 1 oranında yanlış ve hatalı iş yapılması bile bizi büyük felaketlerle karşı karşıya bırakabilir. Amerika'daki QCI şirketinin yöneticisi Jeff Dewar'ın yaptığı hesaptan yararlanarak, binde 1'lik bir hata, ihmal, unutmanın başımıza ne işler açacağını inceleyelim:

* Binde 1'lik bir motor denetim ve hava trafik kontrol hatasına tolerans gösterdiğimizde, her dört günde bir herhangi bir uçak iniş veya kalkışta önemli sorunlar yaşayabilir.

* Yüzde 99.9'u yeterli görmek, acil hastalıklarda yılda 5 bin hatalı reçete yazılmasını normal karşılamak anlamına gelir. Aynı hata oranı, bir gündeki 3 bin 670 doğumun, yaklaşık dördünde hatalı müdahale nedeniyle anne ve bebeğin önemli sorunlar yaşamasına yol açabilir. Binde 1 oranındaki hatalı sünnet ise önümüzdeki 10 yılda 4 bin 750 erkek çocuğunun, hayat boyu sıkıntı çekmesine neden olur.

* "Binde 1"lik hata payının, normal karşılanması, 25 sayfalık bir gazetede her gün 468 kelimenin yanlış yazılması ile sonuçlanır. "Binde 1'den ne çıkar" dersek, trafik, telefon ve faks haberleşmesi karman çorman olur.

"Sıfır hata"yı hedefleyerek, başkalarının hayatına, tercihlerine saygı gösterdiğimizde de yine bazı aksilikler ortaya çıkabilir. Ancak tüm toplumda kalite bilincinin kökleşmesi, hataları en asgari düzeye indirir. Böylece başkalarının hayatını karartmamış oluruz.

8. Ulusal Kalite Kongresi'nde iz bırakanlar
8. Ulusal Kalite Kongresi, geçen haftaya damgasını vuran organizasyondu. 2000'in üzerinde katılımcı, birbirinden ünlü konuşmacıları dinledi. İnteraktif bir yöntemle yapılan oturumlarda bol bol bilgi ve deneyim paylaşıldı. İşte kongreden iz bırakanlar...

* Kongre bu yıl beklenenin üzerinde ilgi gördü. Son 2 yıldır "Avrupa'nın en büyük, dünyanın 2. büyük kalite kongresi" ünvanını taşıyan Kalite Kongresi, bu yıl 2000'i aşkın katılımcı ile bütün rekorları ve ünvanları zorladı.

* CHP Onursal Başkanı Erdal İnönü ile Adalet eski bakanı Hasan Denizkurdu'nun katıldığı 'Siyasette Kalite', yazar Buket Uzuner ile sanatçı Meriç Sümen'in katıldığı 'Yaşamda Kalite' Burhan Karaçam'ın katıldığı 'Yönetim, Değişim, Liderlik' adlı oturumlar büyük ilgi gördü. Salonda yer kalmadığını gören izleyiciler yere oturarak izlemek zorunda kaldı.

* 2000 yılında Avrupa Kalite Kongresi'nin Türkiye'de gerçekleşecek olması nedeniyle izleyici patlaması bekleniyor.

* Lütfi Kırdar Sergi Sarayı'nın 2000 yılı kongresinde yetersiz kalacağı biliniyor. Avrupa Kalite Kongresi için şimdiden hazırlıklara başlandı. Şehir olarak Ankara seçildi fakat henüz yer belirlenmedi.

* Kalite Kongresi sonrası düzenlenen ödül töreni ilginç olaylara sahne oldu. Jüri toplantılarının büyük bir gizlilik içinde yürütülmesine rağmen, kazanan firmaların sonuçları birkaç gün öncesinden bildiği göze çarptı.

* Çünkü bu şirketlerin halkla ilişkilerini yürüten kişi ve kuruluşlar ödül töreni sırasında basın bülteni ve kutlamalara ilişkin programın yer aldığı bültenler dağıtıyordu.

* Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağlar Keyder'in "Devleti kontrol altına almaktan aciz kuruluşlar, TÜSİAD gibi, devleti terbiye etmek için globalizasyona fazla bel bağladılar" sözleri çok konuşuldu.

* İlk oturumda gazeteci Musa Ağancık'ın "Çevre, Diyanet, faili meçhul cinayetler ve oturum konuklarıyla ilgili soruları soğuk duş yarattı.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır