Clinton, 19'uncu yüzyılın Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüyle belirlendiğini, gelecek yüzyılın da Türkiye'nin alacağı kararlarla belirleneceğini söyledi.

EN ZOR SORUN
Amerika olarak karşılaştığımız sorunlardan belki de en zorlusu Ege'de kalıcı bir barışın sağlanması, Türkiye ile Yunanistan arasında gerçek bir uzlaşma bulmak ve Avrupa ile İslam dünyası arasında bir köprü kurmaya çalışmak oldu.

Yunanistan'a gittiğim zaman onlara Avrupa'nın geleceğinde oynayacakları hayati rolü anlatacağım. Dünyanın en eski demokrasisi Balkanlar'daki genç demokrasilere örnek olabilir. Ancak Yunanistan'ın önündeki tek engel, Türkiye ile aralarındaki gergin ilişkilerdir.

HALKLAR BARIŞÇI
Yunanistan ve Türkiye'nin her ikisi de, ironik ama, bizim NATO müttefiklerimizdir. Halkları Balkanlar'da ortak çalışmalar yapmıştır. Her iki ülkeyi de depremler vurduğunda halklar büyük bir insanlıkla birbirinin yardımına koşmuştu. İki ülke arasındaki sorun çözülebilir bir problemdir. Sonunda da çözülecektir. Amerika da bu problemin çözülmesi için elinden gelen her şeyi de yapacaktır.

Türkiye'ye gittiğimde, Türkiye'nin tarihine dikkat çekeceğim. 20'nci yüzyıl, iyi ya da kötü, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı ve onun ardından da Avrupa devletlerinin aldığı kararlarla şekillendi.

KIBRIS'I ÇÖZÜN
İnanıyorum ki, gelecek yüzyılı da Türkiye'nin bugün ve yarın alacağı roller ve alacağı kararlar şekillendirecek. Türkiye, Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya'nın geçiş noktasındadır. Türkiye istikrarlı, demokratik, laik bir İslam ulusu olurak Avrupa'nın bir parçası olursa gelecek iyi yönde şekillenecektir.

Yunanistan'la özellikle Kıbrıs konusunda aralarındaki sorunları da aşabilirlerse de bu gerçekleşecektir. Türkiye insan hakları sorununu düzeltmek için gösterdiği çabayı sürdürürse, Avrupalı müttefiklerimiz de, Avrupa ve İslam dünyasının barış ve uyum içinde Türkiye'de buluştuğuna inanırlarsa gelecekle ilgili rüyalarımız gerçekleşecek.