* MODA
"Aslında moda insanın içinde olan, yaşam tarzı gibi bir şey. Çünkü ben moda deyince sadece kıyafet olarak almıyorum. İnsanları tanımak ve insanlara bir ürün geliştirmek anlamında algılıyorum. Bana göre moda; insanlara sürekli yenilik sunmak, hayatlarına renk katmak..."

* EĞİTİM
"Eğitim çok önemli. Ben yuvadan lise son sınıfa kadar Işık Lisesi'nde okudum. Sanata, felsefeye, piskolojiye ve sosyolojiye oldum olası düşkünlüğüm vardı. Çok çalışkan bir öğrenciydim. Tekstili kazandım. Çok renkli geldi bana ve başladığım günden itibaren de kendimi kurtaramadım. Dört yıl boyunca okulda öğrendiğim şeyler teorik bilgilerdi. Ama okulda okuduğum süre boyunca 'moda üzerine çalışmaya, dizayner olmaya, bunu sağlamak için de en iyi alt yapıyı kendimde sağlama' karar verdim. Stajlara başladım. İleride İtalyan kumaşçılarla çalışacaksam İtalyanca'yı da en iyi şekilde bilmeliyim diye düşündüm ve İtalyanca öğrendim. Londra'ya gittim, İtalya'da master yaptım. Alabileceğim en iyi teorik bilgiyi alırken, stajlarla ve kurduğum ilişkilerle de pratiğimi geliştirdim. Yani teorik olarak öğrendiklerimi yaşama uygulamayı öğrendim."

* HIRS
"Yaptığımın en iyisini yapma konusunda hırslı bir insanım. Bu hırs hep vardı içimde... Bundan dolayı olsa gerek, master yaptığım okuldan bile yüzde yüz ile mezun oldum. Bir işi yaptığımız zaman eğer onunla ilgili bütün alt dallardaki her şeyi bilirsek, bizimle çalışan ekipleri çok daha iyi yönlendirebiliriz. Ve hem maddi, hem de manevi getirisini alabiliriz."

* HEDEF KİTLE
"İdil Tarzi'nin hedef kitlesi; genç, dinamik, 2000 yılını bilerek giren, ona kendini adapte edebilen kadınlar... Bu kadınlar adetlerine bağlı ama dünyanın değişimine adapte olabilen kadınlar. Genelde tasarladığım kıyafetlerin hepsi modayı takip eden ama uçuk kaçık olmayan yani her daim giyilebilen kıyafetler. Bir kadının sabah evden çıkıp, akşam eve gelene kadar gün içinde girebileceği her ortamı kaldırabilecek kıyafetler ve sadece triko..."

* ETKİLENDİKLERİ
"Dünyadaki bütün olaylardan etkileniyorum. Yani Türkiye'de olabilecek ekonomik gelişmelerden, toplumsal ve sosyolojik olaylardan, savaşlardan.... Dünyadaki olayların sosyolojik olarak bir sentezini yapıyorum ve hazırladığım kıyafetler de bunun dışa vurumu oluyor. Kendi hayatımdan etkileniyorum. Hayatımda tanıştığım insanlardan, gördüğüm yerlerden... Bazen en ufak şeyler bile bana fikir verebiliyor."

* SPOR
"Çok yoğun bir iş tempom var. Beynim çok yoruluyor. Dolayısıyla spor, hayatımdaki en önemli şey, çünkü stresimi atmanın tek yolu. Kimi zaman öğle vakitlerinde, ama haftasonları mutlaka tenis oyunuyorum. Yürüyüşlere katılıyorum. Spor yapmadan bir yaşam düşünemiyorum."

* SİNEMA
"Akşamları arkadaşlarımla buluşup yemeğe gitmeyi, sinemaya gitmeyi seviyorum. Gelen filmlerin hepsine gitmeye çalışıyorum. Gece de eğlenmeye çıkıyorum. Ama mümkün olduğu kadar dengeli yaşamaya çalışıyorum. Her şeyi yapıyorum. Çünkü benim ürün yaptığım insanların ne yaptığını bilmem lazım. Onlarla birlikte olmam lazım."

* "OLMAZSA OLMAZ"I
"Yüzde yüz viskon bir grup triko tişörtlerimiz var. Bunlar her sezon mutlaka oluyor. Kumaşı çok özel, güneşte solmuyor, yıkanınca bir şey olmuyor, terletmiyor, koku çıkarmıyor, leke tutmuyor."

* KIŞ MODASI
"Bu kış renk var. Uzun zamandır tamamen grinin hakimiyetindeydik. Gri yine var, ama yeşil var. Yeşilin sebebi, yaşanan savaşlar... Yeşil asker rengidir. Bunun yanı sıra 2000 yılında doğaya dönüş var. Yeşil aynı zamanda doğanın ve yaprağın rengidir. Ayrıca 2000 yılında kırmızı var. Kırmızı da çok kuvvetli bir şekilde çıktı. Kırmızı kutlamanın rengidir, sıcaklığın aşkın rengidir. Yazın da bu renkler devam edecek. Kırmızı, oranj, yeşilin tonları, gri olacak. Ayrıca her şey takım: Hırkalı, kazaklı ya da hırkalı aletli... Eskinin içli dışlı denilen takımları tekrar revaçta..."