kapat

16.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Türkiye'nin gerçek yüzü ortaya çıkarken...

Bize öyle geliyor ki, bundan böyle Türkiye'nin yönetiminde Kopenhag kriterleriyle Avrupa Birliği üyeliğinin rotası üstünde durmayı yeğliyen siyasetçilerle, çeşitli kurumlardaki sorumlu görevliler, beklenmedik bir prim yapmaya başlayacaklar.

Bunun şimdilik öncülüğünü ANAP Başkanı Mesut Yılmaz üstlenmeye başladı.

Önceki gün Cengiz Çandar, çiziyordu altını Mesut Yılmaz'daki bu değişikliğin..

Dün de Güngör Mengi, "Bizim durumumuzu Mesut Yılmaz özetledi" diyordu:

"Devlete kırgın bir millet... Toplumu tehlike olarak gören bir sistem.. Vatandaşı hiçe sayan bir bürokrasi.. İnsanı dışlayan bir cumhuriyet.. Tüm bunların karşısında acze düşmüş bir siyaset mekanizması..."

Mesut Yılmaz, acaba ne zaman hidayete erdi, gibi bir fiskelemeye gerek yok bizce...

Madem siyasal geleceğini böyle bir söylem içinde görmeye başlıyor, kendisini kibarca aferinlemek daha ayerinde olur.

Darısı ötekilerin başına...

Türkiye'nin Avrupa Birliği adaylığına bir kaç adım daha yaklaştırılır gibi olması, hem Türkiye'deki bağnaz koşullanmaları, hem de çağdaş demokrasilerdeki birey özgürlüklerini bilen dostları öylesine sevindirdi ki...

Türker Alkan, dünkü yazısında, yanına gelen hukukçu dostu Mehmet Bey'le bu konuda yaptığı konuşmayı naklediyordu; özet olarak şöyle diyordu. Mehmet Bey kendisine:

"- Çok sevinçliyim, karıma müjdeyi verdim, AB'ye gireceğiz galiba, dedim.

Karım:

- İyi de, sen neden bu kadar sevinçlisin, dedi.

- Can güvenliğimiz için, dedim. Can güvenliğimiz yok bu ülkede. Polisler çat kapı komşu ziyaretine gelir gibi gelip, evinde oturan masum insanları kurşuna diziyor, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere yetkililerin kılı kımıldamıyor. Hapishanelerde insanlar dizi dizi öldürülüyor. Sorgulanmak üzere Emniyet'e götürülen insanlar nedense merdivenden inmek yerine `Yandım Allah' diye bağırarak pencereden atlamayı tercih ediyor. Ve kimse Emniyet'e çekidüzen verme çabasında değil. Can güvenliğimiz yok bu ülkede. Her an öldürülebiliriz. Ne ekonomik, ne diplomatik nedenler... Sadece canımızı kurtarmak için Avrupa Birliği'ne girmemizin hayırlı olacağını düşünüyorum."

Avrupa Birliği Komisyonu'nun raporundan çok daha önce Adli Yıl'ı açarken Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un yaptığı tarihsel konuşmanın değeri, hızla değişmeye başlayan konjonktür karşısında bir kat daha ışıklanmıyor mu?

Bu arada Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Prof. Dr. Orhan Güvenen'in yaptığı 10 yıllık bir geçmişe dönük haklı eleştirilerin de, kendisinin görevden alınmasıyla cezalandırılması; Avrupa Birliği adaylığına doğru atılmak istenen adımlara, doğrusu hiç yakışmayan kaba ve kara bir ayıp oldu...

Prof. Dr. Güvenen doğru mu söylemiyordu, yoksa doğruyu neden mi söylüyordu?

Koalisyon kabinesinin ortağı ANAP'ın Başkanı Mesut Yılmaz, bu soruya lütfedip bir yanıt verir mi, bilemeyiz...

Bildiğimiz kendisinin son söylemlerine bakarak, somut bir tavır rica etmek:

- İşte meydan, işte arşın...

Bekir Coşkun da, Pakistan'daki askeri darbenin ilkelliğiyle traji-komikliğini ti'ye alarak yazısını nakışlıyor ve şöyle diyordu:

"... Batılılar'ın bize, bizim Pakistan'a baktığımız gibi baktıkları, aynı gün açıklanan AB Komisyonu raporunda da var.

Rapor Türkiye'yi şöyle görüyor:

'İşkence yaygın... İnsan hakları yok... İfade özgürlüğü sınırlı... Ve Milli Güvenlik Kurulu ile asker, ülkenin siyasal yaşamında temel rol oynamayı sürdürmektedir...'

"... bu akşam televizyonlardaki Pakistan görüntülerine bir daha bakmalısınız. Batılılar'ın da bizi öyle gördüklerini unutmadan..."

Artık ne demagojik demeçler; ne de hamaset nutukları saklayabiliyor Türkiye'nin gerçek yüzünü... Hiç kuşkunuz olmasın büyük bir gelişmedir bu...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır