kapat

16.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bizi aşan 2000 yılı tartışmaları
ABD'de hiç alışık olmadığımız konular gündemde. Örneğin 115 milyar dolarlık bütçe fazlasını eğitime mi sağlığa mı aktaralım diye tartışıyorlar

LEVENT GÜRSES

ABD'de bizim hiç alışık olmadığımız şeyler tartışılıyor. Biz, bütçe açığı, enflasyon, petrol zammı, IMF ile stand-by gibi meselerle kafa patlataduralım, Amerikalı bütçe fazlasını ne yapacağını veya petrol fiyatlarındaki artışın ekonomiyi fazla etkilemeyeceğini konuşuyor. Yani Türkiye Brezilya"ya ne kadar yakınsa, ABD"ye o kadar uzak.

Bu parayı ne yapalım?

Bu hafta Washington'un ekonomi gündeminde iki konu vardı. Birincisi bu yıl 115 milyar dolar olan bütçe fazlasının 2000 yılında ne yapılacağı. Fişek gibi ekonomisi sayesinde 42 yıldır açık veren ve bir zamanlar ticaret açığıyla birlikte "ikiz açıklar" adı verilen bütçe açığını kapatan ve hatırı sayılır bir fazlaya geçen Amerikan devleti "bu parayı ne yapayım" diye düşünüyor.

Muhalefetteki Cumhuriyetçiler, devletin aldığı vergilerle fazla verdiğini ve vergi oranlarının düşürülmesi gerektiğini savunuyor. Ancak, Cumhuriyetçiler arasında bir anlaşmazlık var. Örneğin Başkan adayı George Bush, vergi indirimi yerine yeni bütçede yoksullara daha çok kaynak ayrılmasını istiyor.

Önce eğitim ve sağlık
Başkan Clinton ise, bütçe fazlasıyla iç borçları geri ödemeyi, sosyal güvenlik ve sağlık sigortası sistemlerini güçlendirmeyi planlıyor. 2000 mali yılının 1 Ekim'de başlamasına rağmen, bu konuda Temsilciler Meclisi ve Senato'da çoğunluğu elinde tutan Cumhuriyetçiler'le Beyaz Saray arasında anlaşmazlık sürüyor.

Ancak, Clinton perşembe günü önemli bir zafer elde etti. Temsilciler Meclisi sağlık sigortası sisteminin güçlendirilmesi ve hastalara daha çok kaynak ayrılmasını öngören bir yasayı kabul etti. Reform niteliğindeki bu yasa Clinton'ın vaadleri arasındaydı.

Kimi uzmanlar ise eğitime daha fazla kaynak ayrılması gerektiğini savunuyor ve 1980'de eğitimin bütçeden aldığı yüzde 11.9'luk payın 1999'da yüzde 7.6'ya düştüğünü savunuyor.

Zaten halkın görüşü de bu yönde. ABC ve Washington Post'un kamuoyu yoklamasına göre, katılımcıların yüzde 37'si eğitim ve sağlık harcamalarının artırılmasından yana, yüzde 29'u sosyal güvenliğin güçlendirilmesini istiyor. Sadece yüzde 19'luk bölüm iç borçların azaltılmasını ve yüzde 14'ü de vergi indirimi istiyor.

Petrol değil yonga
2000'e nasıl bir bütçeyle başlayalım tartışmasının yanısıra, yılbaşından bu yana yüzde 100'ün üzerinde artan petrol fiyatlarının neredeyse beşinci viteste hızla büyüyen dev ekonomiyi nasıl etkileyeceği de gündemde. Ancam anlaşılan petroldeki hızlı sıçrama, ekonomiyi fazla etkilemeyecek. Çünkü, evrim geçiren bu dev ekonominin artık petrole bağımlılığı çok azaldı. Araştırmalara göre ABD'nin 1973'e oranla petrol ve doğalgaza bağımlılığı yarı yarıya azalmış durumda. İlk 6 ayda petrol hariç enflasyon yüzde 1.9, petrolle birlikte ise yüzde 3.1 yükseldi. Ancak, öyle bir ekonomi oldu ki, petrol tüketimiyle yakından bağlantılı çelik üretiminin yerini yazılım üretimi aldı. Yani, petrol yerine yonga tüketimi ekonomiyi daha çok etkiliyor.

Latinler'in ateşi yükseliyor
Latin Amerika'da işler pek parlak gitmiyor. Brezilya'da Anayasa Mahkemesi reformların en önemli ayağı olan sosyal güvenlik reformunun bir maddesini veto etti. Mahkeme, reform planında yer alan emekli memurlardan kesinti yapılmasını öngören maddeyi yasadışı buldu. Yasa 400 bin emeklini maaşında yüzde 11 kesintinin yanısıra, halen çalışmakmta olanlardan da daha çok sosyal güvenlik katkısı alınması yoluyla bütçeye 2 milyar dolar gelir sağlanmasını öngörüyordu. Hükümet ise, kemer sıkma önlemlerinin süreceğini, bütçe açığının giderlerde 650 milyon dolar kesinti ve kurumlar vergisinin artırılması yoluyla kapatılacağını açıkladı. Brezilya'da bütçe açığının GSYH'ya oranının bu yıl yüzde 9.3, 2000'de ise yüzde 4.5 olması bekleniyor.

Kıtanın daha kuzeyinde ise moratoryum ve devalüasyon yaşanıyor. Tarihin en büyük ekonomik krizini yaşayan Ekvador pazar günü büyük bölümü New York merkezli bankaların elinde olan bonoların faiz ödemesini yapamayacağını açıkladı.

Ekvador'un 50 milyon dolarlık bölümünü ödeyemediği Brady bonoları, 1989'daki Latin Amerika borç krizi sırasında dönemin ABD'li Hazine Bakanı Nicholas Brady tarafından, bu borçların yeniden organizasyonu amacıyla ihdas edilmişti.

Ekvador'un 6 milyar dolar Brady bonosu borcu var. Ülkenin toplam borcu 13.3, GSMH büyüklüğü ise 14.5 milyar dolar.

Ekvador'un komşusu Kolombiya ise, para birimi Peso'yu sedbest dalgalanmya bıraktı. Ancak, IMF ve Dünya Bankası'nın toplamı 6.9 milyar doları bulan kredi paketi kararı Peso'nun fazla değer yetirmesini önledi. İki hafta içinde dolar karşısında 1.2'den 2.2'ye gerileyen Peso, 1.9 seviyesinde istikrar kazandı. Kolombiya, geçen hafta para birimini savunmak için rezervlerinden 400 milyon dolar harcadı.

Kolombiya'daki devalüasyon komşu Venezüela ve Şili'nin mali yapısının istikrarsızlaşmasına neden oluyor.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır