kapat

16.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
48 yıllık gizli tutanaklar
Meclis'in komünizmi engellemek amacıyla 1951'de kabul ettiği 141 ve 142'nci maddelerle ilgili tutanaklar günışığına çıktı...

Türkiye'nin Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın "Bu kış komünizm gelebilir" sözünün üzerinden yıllar geçti. Komünizm çöktü, duvarlar yıkıldı ama, bu ideoloji Türkiye'nin gündeminde yıllar boyu önemli bir tehdit olarak kaldı. Türk Ceza Kanunu da, bu tehdidi tam 48 yıl süresince, ünlü 141-142'inci madde ile savunmaya çalıştı. "Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis" olarak özetlenen bu madde, Adnan Menderes'in Başbakanlığı döneminde 3 Aralık 1951'de, TCK'ya girdi. 48 yıl süreyle yürürlükte kaldı. 12 Nisan 1991'de ise, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın isteği ve Yıldırım Akbulut hükümetinin hazırladığı bir yasa ile yürürlükten kaldırıldı.

45 SAYFADA NELER VAR?
İşte bu ünlü maddenin TCK'ya giriş öyküsünü yansıtan TBMM'nin "Gizli birleşimi" gün ışığına çıktı. 19 Kasım 1951 günü yapılan birleşimin tutanakları TBMM kararı ile yayınlandı. Adnan Menderes Hükümeti'nin komünizm tehlikesi dolayısıyla Meclis'e getirdiği yasa tasarısı görüşmelerinde konuşulanlar, artık gizli değil. TBMM'deki gizli görüşmeler, aradan 10 yıl geçmedikçe yayınlanamıyor. 10 yıl geçse de yayın için TBMM kararı gerekiyor. 141'inci madde görüşmelerinin gizli tutanakları ise, gün ışığına çıkmak için tam 40 yıl bekledi.

45 sayfalık gizli tutanaklarda neler neler var? Askeri Yargıç Şevki Mutlugil, Türkiye'deki komünizm tehlikesi konusunda Milletvekillerini bilgilendiriyor. Başbakan Adnan Menderes, Bakanlar ve Milletvekilleri, "Takma Lenin sakalı ile yakalanan komünistlerden, Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün mimarisinin (Orak) biçiminde olduğuna kadar" açıklamalarda bulunuyorlar. Gümüşhane Milletvekili Kemal Varınca, "Ünlü komünist" Sabahattin Ali'nin, antikomünistleri asmak için ağaçları numaraladığını anlatıyor. Şevket Süreyya'nın, sıtmaya yakalanıp yattığı Gülhane Hastanesi'nde "Yaşasın Stalin" diye bağırdığını aktarıyor.

ASKERİ YARGIÇ AÇIKLIYOR
Komünizm ile ilgili görüşmeler, Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocan'ın gizlilik kararı alınması için verdiği bir önerge ile başlıyor.

Bu önergenin kabulü üzerine, dönemin Adalet Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu kürsüye çıkıyor ve Türkiye'deki komünizm tehlikesi konusunda, hükümet adına Askeri Yargıç Şevki Mutlugil'in bilgi vereceğini açıklıyor.

Mutlugil de kürsüye çıkarak üç saat süreyle açıklamalarda bulunuyor, "Komünizm" tehdidi konusundaki sözlerine "Evet, memlekette komünizm vardır ve elle tutulmaktadır. Komünizm bugün emperyalizmin beşinci kolu, casus şebekesi ve teşkilatı olarak dünyanın bütün hür bölgelerine sızmaya, birleşmeye hakim olmaya çabalamaktadır" diye başlıyor..

Mutlugil'in sözleri, hatıraları ve belgeleri çok ilgi çekiyor ama, konuşmaktan da yoruluyor. Zaman zaman birleşime ara veriliyor. Boğazı kurayan Askeri Yargıç, kısa sonra, yeniden kürsüye geliyor, yeniden anlatıyor, belgeler okuyor.

Bir de basından şikayet var. O günlerde yayınlanan her gazetede birkaç komünist ajan olduğu düşünülüyor.

Askeri Yargıç Mutlugil "Maalesef bir hakikattir ki, hemen her gündelik gazetede birkaç tane sinmiş ajan vardır. Bunlardan biri Cumhuriyet Bayramı nüshasında, ilk sayfasında Atatürk'ün alnı üzerine Stalin resmi oturtmuştur. Bu propogandadan öte cüret ve adeta kuvvet tezahürüdür" diyor.

MENDERES DE ETKİLENDİ
Askeri Yargıçın üç saat boyunca verdiği bilgiler Başbakan Adnan Menderes'i de etkiliyor. Menderes kürsüye çıkıp alkışlar arasında şunları söylüyor:

"Kalplerimiz ve vicdanlarımız, bir memleket tehlikesi teşkil eden bu konuyla mücadele aşkıyla doludur.

İşte bu kalp ve vicdanlarımızın mücadele aşkını, bir kanun halinde takarrür ettirip çıkarmak, kendimizi müdafa etmek için en kuvvetli silahı teşkil edecektir..."

Kürsüye Menderes'den sonra da Milletvekilleri, Bakanlar ve son olarak da Gümüşhane Milletvekili Ahmet Kemal Varınca çıkıyor.

AĞAÇLARI NUMARALADILAR
Varınca, Nazım Hikmet, Mustafa Suphi, Sabahattin Ali gibi "Ünlü komünistlerin" antikomünistleri asacaklarını ve karışıklık olmaması için de ağaçları numaraladıklarını açıklayıp şöyle diyor:

"Ben o zamanlar İnebolu Kaymakamı idim. Sivil bir grup Anadolu'ya geçmek için gemi ile İnebolu'ya geldi. Bunlardan biri Nazım Hikmet idi. Anadolu'da şiir söyleyecekmiş. (Getir) dedim ve şiirlerini okudum, bolşevik terennümü hislerinden ibaretti. (Anadolu'ya gidemezsin) dedim. Orduya şiir söyleyip onları cesarete getirecekmiş. (Türk köylüsü, senin şiirlerinle harb edecekse etmesin birader) dedim. Bu adam anadan doğam komünisttir, öyle bildiğiniz gibi bir adam değildir. Sabahattin Ali de, Stalingrad zaferinden sonra ne dese beğenirsiniz? (Şu ağaçları görüyor musunuz?

Bunlara numara koyun, Ruslar gelecek, sizi asarken karışıklık olmasın. Herkes ağacına gelsin) diyor. Sonra bir de Şevket Süreyya var. O da sıtmaya tutuluyor. Benim kızım da orada yattığı için şahit oldum. Gülhane Hastanesi'ne getirildi ve (Yaşaşın Stalin) diye bağırdı."

Bu konuşmaların ardından yasa tasarısı kabul ediliyor. TCK'ya ünlü 141-142'inci maddeler giriyor. Menderes Hükümeti'nin tam 40 yıl önce bu tartışmaların ardından getirdiği düzenleme, Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı ve Yıldırım Akbulut'un Başbakanlığı döneminde kaldırıyor.

- 141-142 tarih oluyor...
Ve tarihe ışık tutan bu gizli tutanaklar, 40 yıl sonra işke böyle günışığına çıkıyor...

"HASANOĞLAN'DA SOL ELLE BESTE"
BUGÜN dahi kapatılması konusunda tartışmalar devam eden Köy Enstitüleri de gizli tutanaklarda yer alıyor.

Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde "Sol elle beste" yapıldığı bilgisi tutanaklara şöyle yansıyor:

"Burada köy müziği sol eller vasıtasıyla bestelenmekte ve köyün her cephesi etüd mevzuu olmakta idi. Amerika'da Kızılderililer arasında iptidai site mevzuunu tetkik eden Niyazi Berkes, bu enstitülere şerre yarayacak fikirler vermiştir. Hasanoğlan'ın havadan alınmış fotoğrafı elimizdedir. Müzik salonu diye yapılmış bir salona, hiç bir mimari münasebeti olmadan (Orak) şekli verilmiştir. Bu neyin sembolüdür? Burada esen taşkın bir hava, çekinmeden bu binaya bu şekli vermiştir.."

Nazım'ın şiiri
ASKERİ Yargıç Mutlugil, 48 yıldır sır olarak tutulan Meclis tutanaklarına geçen konuşmasında, ilginç ayrıntılar da veriyor. Bunlardan biri de, Meclis kürsüsünden okuduğu, "Memleketi komünizmin nasıl ele geçirdiğine kanıt olarak gösterdiği", Nazım Hikmet'in şu şiiri:

Kalbimin yarısı burada ise doktor,

Diğer yarısı Çin'dedir.

Ordular Sarı Irmak'a iniyor

Ve sonra bütün sabahlar doktor,

Her sabahlar şafakta

Kalbim vurulmuştur Yunanistan'da

Çok uzakta bir yıldız ile kalbim atıyor...

Askeri Yargıç Mutlugil, (Çok uzaktaki bir yıldız) sözcüğünün ardından, "Yani Rusya ile" diye ekliyor.

Lenin sakallı insan avı...
MECLİS tutanaklarında, Türkiye Komünist Partisi'nin kurucularından Doktor Şefik Hüsnü ile ilgili bilgiler de var. İstiklal Mahkemesi'nde yargılanan Şefik Hüsnü, 15 yıla mahkum ediliyor, ancak Türkiye'den kaçıyor. Herkes Hüsnü'yü yurt dışında zannederken, o dönemde TKP'nin Türkiye'deki katibi bilinen Vedat Nedim Tör yakalanıyor. Ve Tör, Şefik Hüsnü'nün gizlice yurda girdiğini, yıllardır İstanbul'da yaşadığını üstelik tipini değiştirdiğini anlatıyor. Polis Tör'den aldığı bilgiler ışığında İstanbul'da yaşayan ancak tipini değiştiren Şefik Hüsnü'yü arıyor. Eldeki bilgiye göre Şefik Hüsnü, Lenin'inkine benzeyen takma bir sakal takıyor. İstanbul'da "Lenin sakallı insan avı" başlıyor ve sonunda Şefik Hüsnü yakalanıyor.

'Bizimkiler boşboğaz'
Mutlugil'e göre, Türk komünistleri Bulgarlar kadar ağzı sıkı değildi

KOMÜNİZM çeşitli ülkelerdeki yapılanmasını da anlatan Askeri Yargıç Mutlugil, Rusya'nın Türk komünistlere güvenmediğini, çünkü bizimkilerin "Çok boşboğaz" olduğunu açıklıyor.

Bulgaristan'da hücrelerin 25 kişiden oluştuğu, Türkiye'de ise 3-5 kişi olduğunu aktarıp "Ayrılık sebebi boşboğazlıktan ileri gelmektedir. Mesela Bulgarların ağzı sıkıdır, onlara daha bir itimat vardır. Bizde bu ağız sıkılığı az görüldüğünden 3-5 kişiye inhisar etmektedir" diyor. Meclis'in gizli birleşiminde TKP'nin yayın organı olarak görülen "Gerçek" isimli gazete hakkında da bilgi veriliyor. Bu gazetenin Amerika lehine yayınlar yapsa da, "Aslında bu Türk Pravdası olduğu ve belli edilmemesi için Amerika'nın övüldüğü" açıklaması yapılıyor.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır