kapat

16.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Teba
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Şaban: Öpüşmedim bile
Filmlerinin yarısından çoğunda küfür olmadığını söyleyen Sunal, RTÜK'ün küfür dediklerinin ise günlük hayatta kullanılan sözler olduğunu savundu

Kemal Sunal RTÜK kararına şaşırmıştı, kızgındı da, çünkü adının "Filmlerindeki konuşmalarının çocuklara kötü örnek olması" gerekçesiyle gündeme gelmesinden ve filmlerine bir tür sansür uygulanmasından çok rahatsızdı. "Bugüne kadar akılları neredeydi, bu filmler 25 yıldır oynuyor, her biri televizyonlarda en az 10 kere gösterildi, şimdi mi kötü oldu" dedi.

Kemal Sunal RTÜK kararından sonra kendisini arayan gazete ve televizyonlardan "kusura bakmayın, bu nedenle konuşmak ve ekranlara çıkmak istemiyorum" diye biraz da mahçup ifadeyle kaçarken galiba bir tek bana yakalandı. Çok değerli bir ortak dostumuz sayesinde biraraya gelerek hem RTÜK kararı konusunda hem de sinema üzerine sohbet ettik.

RATİNGİ HåLå YÜKSEK
Kemal Sunal "Beni 3 yaşından 103 yaşına kadar herkes seyrediyor ve anlıyor" dedi ve ekledi "Eğer benim filmlerim 25 yıl sonra bile oynadığında hâlâ rating rekoru kırıyorsa herkesin oturup düşünmesi gerek."

Bugüne kadar 82 film çevirdiğini söyleyen Kemal Sunal "Bu filmlerin yarısından çoğunda hiç argo ve küfür yoktur, küfür diye nitelenenler ise benim alaya alarak, komiklik yaparak söylediğim sözler" diye konuştu ve özellikle çocuklarla ilgili şunu belirtti:

"Çocuklar beni çok seviyorlar. Ama bugüne kadar hiçbir çocuk beni gördüğünde argo sözleri veya küfürleri hatırlamadı. Bana Şaban diye seslendiler, Salako diye seslendiler ama filmlerimde duydukları bir küfrü taklit etmeye kalkmadılar. Çünkü RTÜK'ün küfür dediği sözler, filmin belki bir sahnesinde geçen ve kimseyi rahatsız etmeyen, günlük hayatta da çok sık duyduğumuz söyler. Oysa RTÜK son kararıyla çocukların aklına küfrü soktu, bugüne kadar buna hiç dikkat etmeyen çocukların kafasını karıştırdı."

Filmlerinde şiddetin, kanın, dehşetin olmadığını söyleyen Kemal Sunal kendini tutamadı ve "Yahu benim filmlerimde öpüşme bile yok" diye espri yaptı.

Kemal Sunal RTÜK kararını anlamakta zorluk çektiğini de anlatarak "Bunca yıl sonra böyle bir karara varmaları bende ister istemez kuşku yaratıyor. İşin içinde kıskançlık, çekemezlik de olabilir, benim filmlerimden rahatsız olan, bir türlü aynı başarıyı tutturamayanların öfkeleri de olabilir" dedi.

RTÜK'ün Kemal Sunal filmlerini değil de Amerikan filmlerini takibe alması gerektiğini söyleyen ünlü sanatçı "Sıkıyorsa asıl Amerikan filmlerindeki argo sözler ve küfürleri ele alsınlar. Bu Amerikan filmleri çocukların hayatını değiştirdi, giyimlerinden yeme içmelerine, konuşmalarından davranışlarına kadar kötü örnek oluyor" diyerek tepkisini dile getirdi.

CAN ATAKLI

İşte RTÜK tarafından sakıncalı bulunan bölümler
("Şark Bülbülü" filmi)

Şaban: Ağam hoş gelmişsin, al karpuz.

Ağa: Burada ne yapıyorsun lo.

Şaban: Ben mi?

Ağa: Yok babam, sağır mısın, sana soruyorum.

Şaban: Korucuyum ben.

Ağa: Ulan adamlar koca ormanı söküp götürüyorlar, sen burda elin orospusuyla oynaş tutuyorsun. Bu ne biçim koruculuk hırbo?

Şaban: Teessüf yapıyorum ağam. Sonra orospu dediğin de 25 yıllık sözlümdür ha.

Ağa: Sözünü tartta konuş ula. Ananı bellerim yoksa. Bir daha görmeyeyim seni buralarda elin kızıyla oynaş tuttuğunu.. kırarım ayaklarını, hıyar oğlu hıyar.

Şaban: Sen koskoca bir ağasın, boyundan bosundan utanmıyor musun? Bir marabanın namusuna göz dikiyorsun.

Ağa: Ula senin ağzına sıçarım. Kime nasip etmişim karşımda böyle konuşmayı.

***

Şaban: Nah. (Eliyle işaret ederek)

Ağa: O ne.

Şaban: Haydar Emmi benim rızam olmadan sözünden dönemezsin, çarpılırsın sonra.

Ağa: Bırakın iti. (Ağanın adamları Şaban'ı iki kolundan tutuyor)

Şaban: Duymadınız mı it oğlu itler, hadi lan, hadi.

***

Şaban: Çalışacağım, kazanacağım parayı, çıkacağım köy meydanına Ağa'nın suratına çarpacağım paraları. Ulan Zülfü Ağa diyeceğim, gel lan buraya teres, alacağım pezevengi ayağımın altına.

Ağa: Fazla dırlanma lan, kovdum işte, siktir git.

Şaban: Nah giderim köyden, ormanda yatarım... Vurmasana lan eşşek oğlu eşşek, vurma.

***

Muhtar: Sana bunları ödemen için 6 ay mühlet. Ramazan-ı Şerif 2 ay sayılacak. Şeker Bayramı 15 gün, Kurban Bayramı 3 hafta, Kandiller 1'er hafta, Cuma'lar 2'şer gün.

Şaban: Şıh mı söyledi?

Muhtar: Hee.

Şaban: Bu Şıh dediğiniz gavatın dinden de haberi yok. Kitabın neresinde yazıyor bu takvim?

***

Şaban: Selamın aleyküm. Bizim köyden bu ötelin aşçıbaşısı Memo'yu arıyorum.

Otel görevlisi: Hadi işine hemşerim, burda böyle biri yok.

Şaban: Sen Aşçıbaşı Memo'yu tanımıyor musun?

Otel görevlisi: Hayır tanımıyorum.

Şaban: Ne bokuma burda öyle dikiliyorsun öyleyse?

***

Şoför: Burdan ayrıldı.

Şaban: Ayrıldı mı?

Şoför: Kovuldu.

Şaban: Ben şimdi ne bok yiyeceğim?

***

Şaban: Sen ne biçim karısın be? Her boka bayılıyorsun.

Patron: Evladım bir şey yapmayacağım, gel, yaklaş hele.

Şaban: Bak yaparsan ağzına sıçarım ha.

Patron: Oğlum sinirlendirme gel.

***

Şaban: (Kaset çalışması yaparken) Siktir et ya, ben notayla okuyamam.

***

Köylü: Şişt Ağa geliyor.

Muhtar: Siktir et Ağa'yı.

***

Ağa: O namussuz hayatımı mahvetti. O soytarıyı yaşatırsam bana da Zülfo demesinler. Sokulun lan, hazırlanın lan, İstanbul'a gidiyorsunuz. Öldürün o puşt oğlunu. Dünyadan kalkmadan bana uyku yok. Al şu parayı, yürüyün İstanbul'a. Ağzına sıçtım Şaban.

***

Şaban: Kapat telefonu hırbonun suratına canım... Yahu ne konuşturuyorsun o dürzüyü. Siktir de, kapat gitsin. Şaban istemiyor de.

***

Şaban: (Otobüste giderken yanındaki adamların konuşması üzerine)

Kim toprağa verilecek?

Yolcu: Şaban.

Yolcu: Cenazeyi köyüne yollamışlar bile.

Şaban: Ulan Zülfo sıçtım ağzına.

***

Ağa: Of of, çok iyi adamdı.

Şaban: (Omuzlarda taşınan tabuttan yapılan konuşmalar)

Hastir ulan eşşek oğlu eşşek.

Ağa: Anlamadım.

Şaban: Anlarsın.

Ağa: Töbe töbe, ula gavur ölüsü gibi it oğlu it.

Şaban: Şimdi ağzına sıçarım senin Zülfo.

Ağa: Bana mı dedin? Tövbe tövbe. Ula vicdan azabı çekiyorum ben.

Şaban: Senin vicdanına tüküreyim ulan...

RTÜK Türkçe'yi korumuş!
RTÜK Başkan Vekili Şevki Göğüsger, televizyonda Sunal filmlerini Türkçesi bozuk diye yasak koyduklarını anlatırken doğru dürüst cümle dahi kuramadı

RTÜK Başkan Vekili Şevki Göğüsger dün atv'nin Kahvaltı Haberleri'nde Hakan Aygün'e, Türkçe'yi korumak için Şaban filmlerini yasakladıklarını anlattı. Ancak Göğüsger, bunu yaparken kurduğu her cümlede Türkçe'yi katletti. Aygün ile Göğüsger arasındaki diyaloğun ilginç bölümleri aynen şöyle:

Aygün: Bu karar niye alındı, hangi koşullarda alındı? Şahitler var mıydı?

Göğüsger: Şimdi bakın biraz önceki haberi dinledim. Ben şunu tavsiye ediyorum. Kemal Sunal'ın Şark Bülbülü isimli filmini bir seyredin. O zaman biz mi doğru yaptık. Yani o tebliğ doğru veya yanlış. Yani bizim söylemek istediğimiz, argo kelimeleri ifade edemediğimiz için, senaryoda elimize geçen o kelimeleri ifade edemediğimiz için argo tabirini kullandık.

Aygün: Kemal Sunal'ın "eşşekoğlu eşşek" lafından ileriye giden laflar var diyorsunuz?

"SEYREDİLEMEYECEK KELİME!"
Göğüsger: Keşke benim söylediğim gibi olsa. Ağza alamayacağınız hatta erişkin yaşta, diyelim ki bir bayan arkadaşınızla seyredemeyeceğiniz kelimeler. Bizim söylemek istediğimiz şu; Bu toplum hepimizin. Hadi bu toplumdan geçenler neyse ama yetişecek olanlar var.

Aygün: 10-15 yıldır yayınlanıyor? Ahlakımız bozulduysa şimdiye kadar bozulmuştur zaten bundan sonra mı düzelir?

Göğüsger: 10 yıldır biz yokuz değil mi? Böyle birşey yok. Neticede ben kendi adıma 2 senedir buradayım. Şimdi bakınız dün oynanıyor olmuş olması ya da dün görülmemiş olması bunu devam ettirmek anlamına gelmez. Yayın kuruluşlarının, radyoların ve televizyonların amacı, toplumun ne olacağı. Bu bizim meselemiz değil diyebiliyorsanız o zaman bir mesele yok.

Aygün: Aldığınız karar tam olarak nedir? Bu tür filmler 23.00'ten sonra mı yayınlacak? Kırmızı noktalı filmler olarak tabir ettiğimiz uygulamaya mı tabi tutulacak?

Göğüsger: Burada kırmızı nokta anlamında değil. Yani şimdi burada söylemek istediğimiz şu. Gösterdiğimiz filmlerde argonun da ötesine kaçan bariz küfürlerle dolu pasajları göstermeyin veya o sözcükleri başka türlü bir şey yapın.

Aygün: Zıplayarak yayınlayın ya da 23.00'ten sonra yayınlayın diyorsunuz?

Göğüsger: Yani o şeyleri çocukların izlediği saatte yapmayın diyoruz özü bu.

Aygün: Bu konuda bu filmlerin çok küfür içerdiğine dair bir şikayet var mıydı?

"BEN SEYREDİYORUM"
Göğüsger: Resmi bir şikayet yok ama vatandaşın şikayeti sözkonusu olmuştur ama ayrıca bu gibi konularda herhangi bir şikayetin olması da biliyorsunuz şart değil. Biz o kelimeleri, filmdeki o kelimeleri yazalım mı diye çok düşündük ama yazamadık.

Aygün: Anladım, yazmakta zorlandınız. Kemal Sunal filmlerini herhalde siz de izliyorsunuzdur?

Göğüsger: Benim de seyrettiğim zaman oluyor. Mesele o değil. Siz çocuğunuzun güzel bir Türkçeyle konuşmasını istersiniz. Yoksa rasgele iki kelimede bir özellikle belden aşağı küfür ederek konuşmasını mı istersiniz?

Aygün: Güzel söylüyorsunuz.

Göğüsger: Bugün filmlerde beğenilen artistlerin sigara içiş tarzıyla tıpatıp yetişecek .. yetişmiştir. Küfür de öyle. Ama en önemlisi biz Türkçemizi geliştirmekle mükellefiz. Siz yayın kuruluşları olarak buna katkıda bulunmak zorunda mısınız yoksa nihayet 50-60 kelime içine sıkışmış küfürlü Türkçeyle mi konuşmak istersiniz. Zaten yarısını ecnebi kelimelerle veriyorsunuz yarısını da bu kelimelerle veriyorsunuz. Bakın başka kelime bulamadığımız için argo kullanıyoruz. Kullanılan kelime argo değil.

Aygün: RTÜK hangi şartlarda bu kararı aldı.

Göğüsger: Bu işte artık müsamaha sınırını geçti. Maddi ve manevi değerlerini, kültürünü aşmakla geçti. Gelecekte küfür etkili olacaksa böyle bir düşünce varsa bilemiyorum. Bunlardan vazgeçmemiz lazım.

Yeni sansürler geliyor
Işılay Saygın'ın Türkçe'nin korunmasına yönelik kanun teklifi kabul edilirse Sibel Can'a spikerlik yolu kapanacak

ANAP İzmir Milletvekili ve Devlet eski Bakanı Işılay Saygın, Türkçe'nin korunmasına yönelik çeşitli önlemleri düzenleyen kanun teklifini Meclis Başkanlığı'na sundu. Kanun teklifi, radyo ve televizyonlarda spikerlik, sunuculuk ve haber sunuculuğu yapanların, Türkçe'yi yanlışsız tellaffuz ettiklerini gösteren bir "sunuculuk belgesi" almalarını zorunlu kılıyor. Sunuculuk belgesi, "Sunuculuk Belgesi Kurulu" tarafından verilecek. Söz konusu Kurulda, Türk Dil Kurumu'ndan seçilen 3, Devlet Tiyatrosu sanatçıları arasından seçilen 2, üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinden seçilen 2, RTÜK tarafından seçilen 1, TRT Kurumu'ndan seçilen 1, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce seçilen 1 ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından seçilen 1 üye görev yapacak. Kurul, yeter sayıda başvuru üzerine toplanarak başvuranlar arasında sınav yapacak ve gerekli gördüklerine sunuculuk belgesi verecek. Teklif, şu anda görev yapan spiker ve haber sunucularının sınava girmeyeceklerini, ancak yeterli görülmezlerse çıkmalarının engelleneceği hükmünü de getiriyor. Kanun çıkarsa, bu madde gereğince Sibel Can'ın spikerlik yapması önlenebilecek. Ancak böyle bir ayrımcılığın Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülüyor. Ve bir başvuru olursa Anayasa Mahkemesi'nin bu yasayı iptal edebileceği belirtiliyor.

Nuri KAYIŞ


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır