DAMLARDAKİ CÜMBÜŞ
Asırlık hanların damları, güvercin barınaklarıyla dolu. Minik odalar, tel örgülerle, yemliklerle, tüneklerle donatılmış. Güvercinler bu serin ve karanlık mekânlarda "karışma" saatlerinin gelmesini bekliyorlar. Karışma, her kuş sahibinin kuşlarını göğe saldığı, uçurduğu dakikalar aslında. Öyle sıradan dakikalar olarak düşünülmemeli. Çünkü karışmalarda, büyük kapışmalar yaşanıyor. Sürülerin içinde bulunan, yapışan güvercinler, başka sürülerden kuş çalıp kendi sürülerine katıyorlar bu kapışmalarda. Bu nedenle, Kuşçu Kahvehaneleri, birbirinin kuşlarını kapan meraklıların sohbetleriyle şenleniyor gün boyu.

Yem, vitamin ve ilaç masrafı güvercin sayısına göre ayda 500 milyonu da buluyor 1.5 milyarı da... Ama masrafı gözönünde tutan yok.

Meraklısı, "bu bir hastalık" diyor. "Harcadığımız para helal olsun.

Uçurdum mu dünyalar benim olur," diyor. Ve ekliyor, "Göğe çıktılar mı, kanat sesleri avlulara düşer. Başka bir grupla içiçe gelirler. Herkes kendi güvercinini, uçuşundan, kanadından tanır. O heyecan var ya... Milyonlarca lira harcasan bulamazsın başka bir şeyde."

Sessizliğin içinde kanat sesleri yankılanıyor Urfa'da. Kanat çırptıkça yürek uçuyor...