Siz de Marmara kıyısında yaşayan bir tavuk musunuz?
Kader... Kısmet... Doğal Afet... Akıl... Bilim... Marmara Denizi'ni öldür ve Iğdır'dan gümrük vergisi düşük ithal kerevit ile karidesi sınır ticareti denilen haksız, eşitsiz, verimsiz dalga-dümen ticaretle yurda sok.

Tavuklar problemi algılayamaz.

Biz tavuk muyuz?
İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir'in lüks lokantalarını ithal kerevitlerle karidesler doldursun ve Marmara Denizi'nde öldürücü kirlenmeden dolayı bundan 40 yıl önce sayısı 125 olan balık çeşidinin 6'ya inmesi ve 6'ya inen bu balık çeşitlerinin şimdi onu yiyen insanları zehirlemeye başlaması bir kader, kısmet, doğal afet işi olsun.

Bağla bayat balığa...

Ve doğal afete...

Rahatla....

Algılama eksikliği...
Bilim adamlarının söylediğine göre; algılama eksikliği bir tavuk zekası refleksidir. Ancak tavuklar, hindiler, kazlar önüne konulan yemin zehirli olabileceğinden şüphelenmeden yiyor ve ölüyorlar. Ve bir tavuk ölünce yanındaki tavuk da problemi algılayamıyor. Geçip gidiyor veya oturup o da zehirli yemden yiyor.

***

Marmara Denizi'nde;

Karides ölümleri...

Midye ölümleri...

Büyük balık ölümleri...

Hep vardı...

Fakat geçen yıl 32 yunus balığı kitle halinde öldü ve kıyıya vurdu. Yunus balıkları insana benzerler... Memelidirler, 70 yıl yaşarlar. Yunusların da kitle halinde ölmesi "Marmara deniz suyundaki son oksijenin de bitmekte olduğunun..." çok ciddi habercisiydi. Ayrıca geçen yıl mayıs ayında Avrupa Topluluğu Tüketici Müdürlüğü'nden bir uzman heyet Türkiye'ye geldi. İstanbul Balık Hali çevresinde satılan deniz ürünlerinden 200 örnek aldı, inceleme yaptı. Ve 182'sinde sağlığa zararlı maddeler, kimyasallar, mikroplar tesbit etti. Bütün dünyaya ilan etti ve bu inceleme sonunda Avrupa Birliği, Türkiye'den midye, karides türü kabuklu deniz hayvanlarının alınmasını yasakladı.

***

Daha ne olsun?

Bu yıl balık mevsimi, birbirinden çok uzak bölgede yaşayan 200 insanın Marmara hamsisi yediği için aynı anda zehirlenmesi olayı ile açıldı. Ve bu önemli olay da; Marmara Denizi'nin suyundaki değişikliğin ne olduğunu bilimsel olarak saptayacak; kimyasal, biyolojik ve bakteriyolojik tahliller yapılmadan "Balık bayattı... Zehirlenmeler bu yüzden..." diye geçiştirildi.

Tam tavuk algılaması...

Marmara'nın çevresini kuşatmış İzmit, İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir, Yalova şehirlerinde 17 milyon insan yaşıyor. Siz Marmara kıyısında yaşayan bir tavuk musunuz?

Niçin tepkinizi göstermiyorsunuz?

Size tavuk muamelesi yapıyorlar..

***

Yer yerinden oynamalıydı.

Büyük sömürü var...

Çok yüksek vergi topluyorlar.

Fakat son nefesini vermenin eşiğine gelmiş Marmara'yı kurtaracak bir eylem planı ortaya koymuyorlar.

Şu tabloya bakın:

İstanbul:
Milletvekili sayısı: 68.

Başbakan sayısı: 1.

Bakan sayısı: 4.

Sağlık Müdürlüğü personel

sayısı: 3500.

Çevre Müdürlüğü personel

sayısı: 19.

Tarım Müdürlüğü personel

sayısı: 527

İzmit:
Milletvekili sayısı: 10

Sağlık Müdürlüğü personel

sayısı: 2800.

Çevre Müdürlüğü personel

sayısı: 26.

Tarım Müdürlüğü personel

sayısı: 307.

Tekirdağ:
Milletvekili sayısı: 5

Bakan sayısı: 1

Sağlık Müdürlüğü personel

sayısı: 1906.

Çevre Müdürlüğü personel

sayısı: 30.

Tarım Müdürlüğü personel

sayısı: 286.

Çanakkale:
Milletvekili sayısı: 4.

Bakan sayısı: 1.

Sağlık Müdürlüğü personel

sayısı: 2500.

Çevre Müdürlüğü personel

sayısı: 16.

Tarım Müdürlüğü personel

sayısı: 128.

Balıkesir:
Milletvekili sayısı: 9

Sağlık Müdürlüğü personel

sayısı: 4272.

Çevre Müdürlüğü personel

sayısı: 11.

Tarım Müdürlüğü personel

sayısı: 110.

Yalova:
Milletvekili sayısı: 2

Bakan sayısı: 1.

Sağlık Müdürlüğü personel

sayısı: 800.

Çevre Müdürlüğü personel

sayısı: 7.

Tarım Müdürlüğü personel

sayısı: 78.

Böylece Marmara'nın çevresindeki 6 şehirden seçilip Ankara'ya Meclis'e gitmiş bir Başbakan (Ecevit), 8 bakan, 98 milletvekilinden hiç biri çıkıp, "zehirli hamsi olayından sonra Marmara deniz suyunda biyolojik, kimyasal, bakteriyolojik olarak hangi değişiklikler" olduğunu söyleme zahmetinde bulunmuyor.

17 milyon insan da sormuyor.
Ayrıca 6 kentin "Marmara'nın sağlığından sorumlu" sağlık müdürlüklerinde toplam 15 bin 778 personel, çevre müdürlüklerinde toplam 109 personel, tarım müdürlüklerinde toplam 1436 personel çalışmakta, müdürler, müdür yardımcıları, sekreterler, makam otoları, laboratuvarlar, araştırma, inceleme gemileri bulunmakta fakat Marmara da göz göre göre ölmekte...

Siz tavuk musunuz?
"Marmara Denizi için acil eylem planı niçin yok?" diye sormuyorsunuz.