"Zengin hatun arıyorum"
Cem ile uzun uzun sohbet ettik ancak her konuyu, sonunda kadınlara getirmeyi başardı ve "kadınlar" ağırlıklı bir şöyleşi çıktı ortaya. Bence mahsuru yok... Ya sizce?
Asıl adı Remzi Cem Gökmen. Aile ağacı Osmanlı Sarayı'na uzanan doktor bir babanın, İngiliz dadılarla şımartılarak büyütülmüş oğlu. Anne İzmirli, Çerkez. Ailesinde açık renklilik var ama Cem, annesinin bir de İsveçli bahriyeli sevgilisi olduğundan şüpheli, doğduğu yıllarda...
İstanbul, Nişantaşı ve 50'li yıllar... Güzel bir çocukluk dönemin olmalı...
Hem de nasıl! Yaramaz, ailesine problemler yaratan ama kalben iyi bir çocuktum. O iyiliğimi hiç kaybetmedim. Ve çok şanslı bir çocuk olduğuma inanıyorum. İstanbul'da iyi okullarda okudu; Şişli Terakki, High Schooll gibi. Üniversite için Amerika'ya gittim. İşletme okudum, sonra geldim, radyoda, telefonda adam işletmeye başladım.
DAĞ BAŞINDA AŞK YAPMAK
Peki bu aşk, radyoculuk ne zaman başladı?
Amerika'da radyo için, CBS'in okuluna gittim iki sene. Fakat sadece bir hobi olarak başladı o zaman. İkizler burcunun en büyük aşkı ve becerisi radyoculukmuş. Mesela bir yerde okudum, burcumun en büyük fantazisi, dağ başında radyo kurup, orda sevdiği kadınla aşk yapmakmış. Garip ama doğru. Benim de fantazim bu ama radyo olmasa da olur!
Hayatındaki öncelikler belli oluyor...
Evet önce kadınlar var anladığın gibi. Sonra ben geliyorum. Çünkü biraz bencilliğim var. Sonra iki çocuğum var. Radyo yoksa, kadınlar da yok...
E, hani radyo nerde?
Kariyer olarak radyo bir numara benim hayatımda. Çünkü radyo olmazsa Cem Ceminay da yok. Yani kadınlar da yok o zaman.
Kadınların şöhretin için var olduğuna inanmak kötü bir duygu değil mi?
Artık aşka inanmadığım için, beni etkilemiyor bu. 10 senedir bekarım, çok da mutluyum. Ama zengin bir hatun arıyorum. Sosyetik olması şart değil, yeter ki çok parası olsun, çirkin de olabilir. Bana zengin birini bulun, bu kadar basit...
MEHMET ALi'YE ACIYORUM
Paran olduğunu biliyorum, bırak bu 'zengin hatun arıyorum' laflarını. Aşk kırmış seni galiba?
Aşk diye bir şey yok. Aşka inanmıyorum. İnsanın içinde bu kavram, yani insan kendini zorluyor birini beğenmek, sevebilmek ve birine yakınlaşabilmek için. Zaten zor beğenen biriyim, artık her şey iyice gözüme batar oldu. Seçici oldum artık az ilişki istiyorum. Aslında kadınlara tapıyorum. Ama çok farklı kadınlarla olma arzusu var bende, her erkekte olduğu gibi... Fakat bu kadınlarla beraber uyanmak istemiyorum kendimden nefret edercesine. Bu o kadınlara da, kendime de haksızlık.
Mesela Mehmet Ali Erbil gibi 500 kadınla olmak marifet değil bana göre. Bir kadınla 500 kere olabilmek marifet. Bu yüzden Mehmet Ali Erbil'e acıyorum. Artık hiçbir kadının gerçekten ona inanması mümkün değil. Adam gerçekten iyi niyetle bir kadını sevse bile inandırıcı olamaz, yaşaması gereken çok güzel bir ilişkiyi bile yaşayamaz.
BAKİRE KIZLAR GİBİYİM
Ben dikkat ediyorum, geceleri sokağa çıkmıyorum, tutuyorum kendimi. Bakire kızlar gibiyim. Çünkü çok zayıfım bu konuda. Beni hemen tavlarlar, çok kolay giderim ben. Yanlış yerde, yanlış zamanda bulunduğum zaman hemen beni götürürler.
Ne arıyorsun sen?
Frekans arıyorum. Bu çok önemli. Bir kadınla olmanın en büyük sırrı fedakarlık yapabilmekte. Her kadın güzel, kadının güzelliğini anlamayan, frekansına erişemeyen erkekler var. Ben kadının üstün bir varlık olduğuna inanıyorum. Yaratıcı olmalı kadın, yenilik seviyorum ben. Beni kendine bağlayacak kadının her gün farklı olması lazım. Ne bileyim saçını değiştirmeli, hareketli olmalı her gün farklı bir şeyler yaratmalı, monotonluk hoşuma gitmiyor. Fantezisi zengin biriyim ben, bana uysun, benim tembelliğimi çalıştırsın, çalışkanlığımı durultsun.
Bu biraz bencilce değil mi?
Ne var? Ben bunun karşılığını veriyorum ama.
Ne veriyorsun?
Ben o zaman bütünüyle bağlanıyorum. İnan bana, ben hiç aldatmam sevdiğim zaman. Çok içimden geçer, isterim, fakat yapmam. Ben evliliğimde karımı hiç aldatmadım.
Güzel bir ilişki hep yeniliklere mi bağlı sence?
Sadece buna bağlı değil tabii. Normal ve mesafeli olması lazım ilişkinin. Biraz gizemlilik olması lazım mesala. Her dakika kıskançlık olmamalı.
Çok mu kıskanırlar seni?
O kadar kıskanıyorlar ki, ben de öyle olmaya başladım. Eskiden kıskanç değildim.
Hakikaten vermiyorsun. Peki bunca yıldır kadınlara ait keşfettiğin en önemli şey ne?
Doğru sözleri söylersen ve kadınına göre davranırsan elde edemeyeceğin kadın yoktur. Bunun yakışıklılıkla, zenginlikle, şöhretle hiçbir ilgisi yok. Kadının bam teline basmayacaksın ki, uzaklaşmasın senden. Mesela yanımdaki kadına bütün erkekler baksın isterim. Kimsenin beğenmediği bir kadınla olmak istemem.
TÜRK KADINI EGOiST
15 sene Amerika'da yaşadın. Türkiye'ye geldiğinde Türk kadınını farklı buldun mu?
Yurtdışında kaldığım süre boyunca annemi çok özledim. Çünkü annem bildiğim Türk kadınının simgesiydi; iyi kalpli, verici, çocuklarına çok bağlı. Şu an sadece Türk kadınının iyi kalpli olduğunu söyleyebilirim. Türkiye'ye döndükten sonra bütün hayallerim yıkıldı, mahvoldum. Türk kadını egoist artık.
HEMEN GiDERiM!
Gelirin sadece radyodan mı? Yoksa başka işler de yapıyor musun?
Başka işim yok ve bu para bana yetiyor. Ayrıca Power Fm'in patronu Cem Hakko ile çalışmak ayrı bir keyif. Müthiş enerjik ve beceri dolu birisi.
Yani çok büyük bir transfer parası seni etkilemez başka bir radyoya gitmek için?
Deli misin? Hemen giderim!
KENDiNE GÖRE O...
Aldatırsam belli ederim. Dürüstlüğümden değil, gizlemeyi beceremem.
Kadınlara karşı çok zayıfım. Beni hemen tavlarlar.
Şeytan tüyü var bende. Dadılarım bile maaşlarının yarısını bana hediye alarak harcarlarmış. Hatta bir tanesi 100 pound miras bile bıraktı bana.
Annem çok önemlidir.
Aşk yok bana göre. O yüzden bana zengin birini bulun!
Aşk sıhhat gibi bir şey. Hiçbir şey onu satın alamaz. (Hani aşk yoktu??)
Fantezilerim fazladır.
Ben bir showman'im ve işimde diğerlerinden çok ilerdeyim.
ONA GÖRE DİĞERLERİ...
Mehmet Ali Erbil: Türkiye'nin en iyi showman'i. Ama ben gülmüyorum ona, çünkü benim tarzım değil.
Okan Bayülgen: Onun tarzı komik olmadığı için, bana komik geliyor. Kendini zorlamadığı zaman çok komik bir adam, çünkü çok akıllı.
Beyaz: Bana göre hiç komik değil.
Yılmaz Erdoğan: Çok değerli bir yazar ve oyuncu ama bana basit geliyor.
Mustafa Sandal: Arkadaşım ama sadece beste yapmalı, şarkı söylememeli.
Çelik: Kişiliğini hep takdir ederim ama sesi çok kötü...
Ciguli: Bence iyi, keyifli ve eğlenceli. İnsan ciklet çiğnerken bir şey düşünmeden dinleyip, izleyebileceği şeyler de istiyor.
|