kapat

21.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Merhaba
İnsanın öpmeye bile kıyamayacağı güzellikte bir çocuk. Henüz 4 yaşında... 56 saatten sonra beton yığınlarının arasından sapa sağlam çıkarıldı

4 yaşın tüm güzelliği ve saflığını üzerinde taşıyor. Minik elleri, ipek yanakları, meraklı gözleriyle dünya tatlısı bir oğlan çocuğu. Dehşet gecesine kadar hayatında sadece neşe, mutluluk ve gülücükler vardı. Şimdi ise 56 saatlik bir karanlık ruhunda bir yerlere çöktü. Çünkü o 45 saniyelik kabusun mucize çocuklarından biri.

4 yaşındaki Cenk Demir üzerine yıkılan tonlarca ağırlıktaki enkaz altından 56 saat sonra sapa sağlam kurtarıldı. Vücudunda tek bir çizik yoktu ama o küçücük yüreğinde nasıl bir yara kanıyor bilinmez...

Oyuncakları yanında
Cenk Adapazarı'nda 5 katlı bir binanın enkazı arasından çekip çıkarıldı. Sığındığı o küçücük kovukta 56 saat ona yoldaşlık eden oyuncakları da vardı. Tüyleri toza bulanmış ayısına sarılıp karanlığa doğru çığlık atarken bu oyuncaklar onu ısıtmıştı.

Kurtarılması tamamen tesadüf eseri oldu. Çünkü o binada saatler önce kurtarma çalışmaları yapılmış artık canlı kalmadığına hükmedildiği anda Cenk'in zayıf ağlama sesi kulaklara çalınmıştı. Önce kimse ihtimal vermedi... Çünkü depremin üzerinden 56 saat geçmiş, tonlarca betonun tüm hayatları yuttuğuna kesin gözüyle bakılmaya başlanmıştı. Ancak ağlama durmadı. Ayısından güç alan Cenk çığlık atıyordu, "Anne! Baba!.."

Adım adım kurtuluş
Çağrı yanıtsız kalmadı. Felaketin büyüklüğü üzerine yardım için Adapazarı'na koşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kurtarma Ekipleri hızla çalışmaya başladı. Sesin geldiği delik bulunup dikkatle genişletildi. Cenk'e yaklaştıklarını, hıçkırık seslerinin daha iyi duyuluyorsa olmasından anlıyorlardı. Beton parçaları tek tek kaldırılıyor, demirler kesiliyor, taşlar kenara taşınıyordu. Sonunda tek bir duvar parçası kaldırıldı ve Cenk etrafında oyuncaklarıyla sığınıp kaldığı küçük köşede ağlamaktan bitap karşılarına çıktı.

Tonlarca enkaza rağmen en ufak bir sıyrık almamıştı. Babasını sordu
Saçları toz toprak içinde kalan, ağlamaktan yorgun düşmüş miniğin ilk sözleri, "Babam nerede?" oldu. Onu canlı kurtarmanın mutluluğuyla adeta kendilerinden geçen kurtama ekibine sürekli "Ben babamı istiyorum, babam nerede?" diyordu.

O kurtulmuştu ya... Artık cevaplar çok kolaydı. Çünkü Cenk'in babası Cüneyt Demir ve annesi Çiğdem Demir depremin ilk günü enkaz altından çıkartılarak Ankara'ya sevk edilmişti. Baba kabusu çok küçük sıyrıklarla atlatırken, anne Çiğdem Demir'in bir ayağının parmakları kesilmiş, ona rağmen kangren tehlikesini atlatamamıştı. Ancak bütün aile yaşıyordu. Bunca dehşet sonra da tek önemli olan buydu.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır