atv'den yaptığı yayınla tüm Marmara'yı rahatlatan haberci Oğuz Haksever, uzun ve gergin gecenin hikayesini anlattı:

Ve saat 17.12...
Üzerinde "Yalova" yazan sismografın kalemi çıldırıyor...

Uzmanlar hemen bilgisayarın başına geçip gelen verileri değerlendiriyor... Yalova istasyonu, büyük depreme yol açan fayın güneyinde Gemlik yakınlarındaki başka bir fay hattında deprem olduğunu bildiriyor. Büyüklüğü de dikkat çekici... 4.3...

Uzmanlar birbirine bakıyor. Gözler sessizce aynı şeyi söylüyor: "Bu artçı şok olmayabilir.."

Işıkara saatlerdir oturduğu koltuğundan kalkıyor. Aletin başına gidiyor. O sırada Yalova istasyonu yine "deprem oluyor" diyor. Sismografın kalemi bir sağa bir sola uzun çizgiler çizerken herkes pür dikkat kesiliyor. Gemlik'in oralarda bir şeyler oluyor..

Aradan bir saat geçiyor. Kandilli'nin Yalova İstasyonu hâlâ sismoloji odasındaki uzmanları düşündüren sinyaller gönderiyor...

Ve saatler 18'i geçtiğinde Ahmet Mete Işıkara Türkiye'nin en ağır sorumluluğunu taşıyan adam oluyor..

Gemlik'teki fay hattında bir saat içinde büyüklüğü 4 veya 4'ün üzerinde 53 deprem meydana gelmiştir... Ve saat 18.17'yi gösterdiğinde Yalova İstasyonu, Işıkara'nın omuzlarındaki ağır sorumluluğu daha da artırmıştır..

Çünkü saat 18.17'de Yalova İstasyonu son depremin büyüklüğünü 5 olarak bildirmiştir.

Sorular sıralanıyor

Hocanın kafasında korkunç soru:
"Acaba bu daha büyük bir depremin öncü sarsıntıları olabilir mi?"

Sismoloji odasında kısa bir toplantı yapılıyor ve üç olasılık saptanıyor...

1- Deprem fırtınası...

2- Felaketi getiren kuzey kolunun en ucunda bir artçı şok...

3- Öncü bir deprem...

Hoca, Başbakanlık özel kalemini arıyor... Başbakanlık'ta çalan cep telefonu telaşla Devlet Bakanı Hüsümettin Özkan'a götürülüyor... Hoca, bakan Özkan'a durumu bildiriyor...

"Efendim müteyakkız olunmasını tavsiye edeceğim... Arz ederim.."

Özkan, Bursa Valisi'ni arıyor. Bursa Valisi de Işıkara'yı...

Işıkara, durumu Vali Orhan Taşanlar'a ilettikten sonra, o incecik çizgiyi aşıyor ve sorumluluk duygusunun bütün hassasiyetiyle ATV'yi arıyor...

"Sıra dışı sarsıntılar alıyoruz... Halkı bilgilendirmemiz gerek..."

Ve saat 18.30'da ATV'de Flaş Haber'de canlı bağlantı...

"Gemlik civarında sıra dışı aktiviteler saptadık. O yöredeki ve deprem bölgesindeki halkımızın müteyakkız olmasını tavsiye ediyorum. Geceyi dışarıda geçirmekte yarar var..."

O sırada "sıra dışı aktiviteler"in sayısı 200'ü geçmiştir.

Bursa Valisi Taşanlar da halkı geceyi dışarda geçirmeye çağırmıştır..

Hoca, sorumluluğunu yerine getirmenin heyecanıyla Yalova İstasyonu'nun sismografının başında beklerken diğer kentler de sokağa çıkıyor..

Ve o arada ağır bir baskının altında kalıyor...

"Niçin yaptın.. Halkı sokağa döktün.."

Işıkara, kararında ısrarlı ama içinde de fay hatları kırım kırım kırılıyor. Üzülüyor. Destek beklerken eleştiri almaya başlıyor. Ardından Hoca kriz toplantısı için elinde sismoloji raporları 3 gündür gitmediği makam odasına gidiyor...

1 saatlik kriz toplantısı ve açıklama..

"Gemlik yakınlarında meydana gelen sıra dışı aktivitelerin öncü deprem karakterini kaybettiği sonucuna vardık. Bu sarsıntıların deprem fırtınası olduğu görüşündeyiz. Yarın hayat normale dönebilir..."

Bütün bunlar olurken sismoloji odasına yurdun dört bir yanından telefon geliyor...

"Adana'da deprem olacakmış doğru mu? Giresun'a deprem geliyor mu? Bitlis'de deprem oluyormuş..."

Görevliler sabırla telefonları, "Hayır biz sadece Bursa civarı ve deprem bölgesinin uyanık olmasını istedik" diye yanıtlarken, bir faks geliyor:

"İlçemizde geceyi dışarda geçirip geçirmememiz için görüşlerinizi rica ederiz.. Kuşadası Jandarma..."

Işıkara, açıklamasını yaptıktan sonra gözleri kan çanağı, üzgün, kırgın yine Yalova sismografının başına gidiyor... Yalova sismografı, Gemlik civarındaki sarsıntıları uzun çizgilerle kaydetmeye devam ediyor. Depremleri sayıp Hoca'ya bildiriyorlar. Saat 17'de başlayan sıra dışı sarsıntıların sayısı 300'ü geçmiştir...

Sabah oluyor... Işıkara, dinlenmeye çekiliyor...

Yalova İstasyonu da, Kandilli'ye hâlâ deprem sinyalleri gönderiyor...

Ve 20 Ağustos akşam saat 16:00...

Bu yazıyı kaleme alan haberci, Kandilli'yi arıyor... "Sıra dışı depremlerin" sayısını soruyor...

Sayı 400...

Gelen yanıtı kağıda not ederken, kafasında da kıpır kıpır düşünceler.. Sorular... Düşünceler...

"Çok şükür bir şey olmadı.."

"Ya olsaydı?"

"Hoca iyi yaptı.."