kapat

21.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Bir millet kenetlendi
Associated Press, CNN, New York Times gibi dünyaca ünlü haber kuruluşları deprem sonrası Türk milletinin nasıl bütünleştiğini haber yaptı

* Paul GEITNER/ Associated Press

Korkunç deprem Türkiye'nin büyük bölümünü harebeye çevirdi ancak diğer taraftan bir ulusu tek yumruk haline getirdi. Salı günkü depremin yıktığı yerlerin kalbine baktığımda, tüm sokakların yerlebir olduğunu, yüksek binaların tel gibi büküldüğünü görüyorum. Cesetler, tonlarca enkazın altında ezilmiş, aileleri yanı başlarında çaresizce ağlaşıyordu.

Ama komşuları oradaydı: Mahalleliler enkazı eşeliyor cesetleri günışığına çıkarmak için herşeyi yapıyorlardı. Köylülerin kullandığı traktörler konvoy olmuş arkalarında dev su depolarıyla bölgeye gidiyorlar. Esnaf mağazısını kapatmış, içini boşaltmış depremzedelere koşmuş. İşadamları fabrikalara kilit vurmuş, kendi cebinden kolilerce ekmek, su almış gönderiyor. Civardaki köylerde ahali seferber olmuş, hergün ekmek yapıp depremzedeleri besliyor.

Deprem Türkiye'nin batısını vurdu ama sanki tüm ülke bu acıyla sallanmış. İnsanlar günlerdir televizyonlarının karşısına yapışmış gibi. Gazeteler depremin dışında hiçbir haber vermiyor. Türkler o çok eleştirdikleri ve zaman zaman bunaldıkları hükümetin yerine getiremediği sorumluluğu üzerlerine almış, kendileri yardıma koşuyorlar.

"Hepimiz depremi kalbinde hissetti" diyor Hasan Paşa... Hasan Paşa, başında olduğu nakliye şirketinin araçlarını battaniye, yiyecek ve günlük taze ekmek yollanması için seferber etmiş. "Benim evim depremde çökmedi. Zarar da görmedi. Ama acı çeken diğerlerine yardım etmeliyiz..."

32 yaşındaki küçük bir dükkan sahibi Konya'dan geliyor. Küçük bir kamyonu dükkanının raflarından boşalttıklarıyla doldurmuş. 11 saatlik zahmetli bir yolculuğun ardından Adapazarı'na ulaşmış. Önünde sakin bir kuyruk var. Depremden zarar gören ahali sırayla kamyondan verilecek poşetleri teslim alıyor. Plastik poşetlerin içinde ekmek, prinç, börek, peynir, çay ve kızartma yağı var.

Adının İbrahim olduğunu söyleyen adam "Televizyonu seyrettim. Radyodan da dinleyince kendimi borçlu hissettim. Bir müslüman ve insan olarak görevim dedim" diye konuşuyor.

Caddeler çatlamış, kaldırımlar altüst olmuş. İngiltere'nin Leicestershire kentinden yardıma koşan bir itfaiyeci yedi yılı aşkın süredir bu işi yapmasına rağmen, böyle bir felaketle ilk kez karşılaştığını söylemekten kendini alamıyor. Ve ağzından "Bu çok korkunç" kelimeleri dökülüyor.

"Sadece insanlar... Kendi kendilerine yardım eden..." diye kızgın bir şekilde söze başlıyor Necla Irmak. "Hiçbir yerde devlet yok..." Necla, komşuların yardımıyla iş arkadaşının oğlunu enkaz altından çıkarttıklarını ve gömmeye götürdüklerini söylüyor. Ama çocuğun amcası ve kuzeni hala betonların altındaymış.

"El ve ayaklarını görüyoruz ama onu oradan çıkartamıyoruz" diye haykırıyor.

İnsanlar baş gösteren sağlık problemlerinden ötürü endişelenmeye başladı. Depremde evini kaybeden 26 yaşındaki kunduracı Murat Üzümcü "Enkaz altındaki cesetler kokmaya başladı ve salgın hastalıklar başlayabilir" diyor ve ekliyor "Allah'a çok şükür. Ailemden ölen yok. Ama burayı terkedeceğiz..."

Deprem yüzyılın felaketi
İNGİLİZ Independent gazetesi muhabiri Fisk, gazetenin dünkü sayısında yayımlanan manşet haberinde, Marmara'yı sarsan depremde ölü sayısının 40 bini bulacağını yazdı
* Robert FISK/Independent

Bugüne kadar açıklanan resmi rakamlar gün geçtikçe binlerle ifade edilerek artacak. Enkaz altında kalan cesetlerin sayısı son açıklanan rakamlardan en az 5 kat fazla. Ölü sayısının 40 bini bulmasından korkuluyor. Türkiye'ye dışardan gelen yardımlar, ölü sayısının artmasına engel olamıyor. Bu büyük felaket ciddi bir hastalığa yol açabilir.

12 milyon nüfuslu İstanbul ve çevresini harabeye çeviren deprem ülke için yüzyılın felaketi oldu. Ancak korku ve şok devam ediyor. Sıcaklık 30 derecenin üzerinde. Sahibi bulunamayan cesetler ortada kaldı. Sıcaktan kokmaya başlayan cesetler kolera salgını tehlikesini oluşturuyor.

Türkiye'nin başına gelen felaket 1939'da 32 bin 962 kişinin ölmesiyle sonuçlanan Erzincan depreminden sonra ortaya çıkan tablodan daha da kötü. Başbakan Bülent Ecevit'in depremden iki gün sonra deprem mağdurları için çadır kentler açacağını duyurması gecikmiş bir karar. Yeni bir deprem korkusuyla yüzbinlerce insanın parklarda yatması Ortaçağ ordularının savaşa giderken oluşturduğu manzarayı andırıyor.

Depremden yaralı olarak kurtarılanların hastaneye ulaştırılma çabaları devlet büyüklerinin geçeceği yolların saatlerce trafiğe kapalı tutulması yüzünden bazı yerlerde aksadı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için bir saat yol kapandı.

Halkın binaları yapanlara öfkesi, devlete karşı bir öfkeye dönüştü. Demir diye adlandırılan inşaat malzemeleri birkaç santimlik metal çubuklardan oluştuğu için sarsıntı sırasında binalar kağıt gibi birbirinin üzerine yaslandı ya da yerlebir oldu.

New York Times
Plansızlık işleri aksatıyor

Hemen hemen tüm binaların yerle bir olduğu, havanın ceset kokularından geçilmez olduğu Gölcük'te insanlar her tür olumsuz koşula göğüs geriyor. Onbinlerce gönüllü, plansızlığın hakim olduğu şehirde birşeyler yapmaya çalışıyor. Su ve elektrik yoksunluğu olmasına rağmen kimse buraya portatif tuvalet, jeneratör ya da çadır getirmeyi düşünmemiş. Çok fazla yardım, düzenleyici otorite olmadığı için karışıklığa neden oluyor. Uluslararası yardım ekipleri geldi fakat kimse onlara düzenli olarak yapacaklarını söyleyemiyor ve tercüman sağlayamıyor.

CNN
Herkes yardım için koşuyor

Türk milleti yaşanan felaketin boyutları karşısında bir bütün oldu. Herkes yardım için koşuşturuyor. Vatandaş evini açıyor, esnaf malını dağıtıyor, asker, polis, hepsi işin bir ucundan tutmuş, elleriyle enkazı kaldırmaya çalışıyor. Ancak hava çok sıcak. Elektrik ve su yok. Umutlar yavaş yavaş sönmeye başlıyor. Herşeye rağmen halk enkaz başında, hala umutlu.

The Guardian
Yetkililer ortada yok

Depremde ölü sayısının 20.000'i bulacağı tahmin ediliyor. Depremin Türkiye'ye verdiği zarar ise 40 milyar dolar civarında. Kurtarma çalışmaları sırasında hiçbir milletvekilinin ortalarda görünmemesi düşündürücü. Evleri başlarına yıkılan halk en zor günlerinde devlet yetkililerini yanlarında görememenin hayal kırıklığını yaşıyor.

Financial Times
Deprem sonrası yaşam altüst

100 bin kişi evsiz kaldı. 40 binden fazla bina yerle bir oldu ya da zarar gördü. Evleri yeniden inşa etmek için 7 milyar dolar gerekli. Merkez Bankası Genel Müdürü Gazi Erçel'in bu açıklamalarına yer veren Financial Times, maddi zararın yanında elektrik kesintilerinin fabrikaların üretimini etkilediğini yazdı. Financial Times, Türkiye'de fabrikaların depremden zarar görmediğini ancak deprem sonrası yaşanan kaosun yaşamı alt üst ederek ciddi sorunları beraberinde getirdiğini yazdı. Gazete, vatandaşların, hiçbir ciddi kurum veya kuruluşun iyi bir organizasyonla deprem bölgelerine gidip yardım etmemesini eleştiren sözlerine de yer verdi.

The Daily Telegraph
'Berberi, esnafı müteahhit'

Sİvİl Mühendisler Odası Başkanı Fikret Kaya'nın "Berberlerin, esnafların müteahhitlik yaptığı bir ülkede böyle şeyler olur" sözlerine yer veren gazete rüşvet ve sorumsuzluğun diz boyu olduğu Türkiye'de halkın devlete öfke kustuğunu yansıttı. Gazete, tecrübeli İngiliz kurtarma uzmanlarının çalışmalarından sözederken Adapazarı ve Düzce'de kurtarılanların yaşadıkları korku dolu anlara da yer verdi.

Daily Mail
Halkta öfke ve gerginlik var

Sabah'ta yer alan "İnsanlar çaresiz, devlet çaresiz. Ölüleri koyacak yerimiz bile yok" haberinden alıntılar yaptı. Bülent Ecevit'in ateş altında olduğunu yazan gazete, insanların evlerine girmeye korktuklarını, yaşanan şokun öfke ve gerginliğe neden olduğunu yansıttı.

The Times
Yeni deprem korkusu

Yenİ bir depremin şokuyla yaşayan insanların dramını yansıtan The Times gazetesi, İTÜ Jeoloji Mühendisi Aykut Barkan'ın "Bu deprem İstanbul için ciddi bir uyarıdır" açıklamalarını gazeteye yansıttı. Ayrıca Londra Imperial College Profesörü Nicholas Ambraseys'in, Barka'yı doğrularcasına "Büyük deprem henüz gerçekleşmedi" sözlerine de yer verdi 1991'den beri bölgedeki hareketliliği inceleyen İngiliz uzman, İstanbullular'ın beklediği "big one" diye adlandırdığı büyük depremin uyarısını yaptı.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır