kapat

08.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber Ýndeksi
Yazarlar
Günün Ýçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
Ýþte Ýnsan
Astroloji
Reklam
Sarý Sayfalar
Arþiv
Hazýrlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ.
COÞKUN KIRCA(ckirca@sabah.com.tr )


Kimliði tanýma - I

Öcalan'ýn yakalanmasý ve idama mahkžm edilmesine paralel olarak bazý çevreler, "Kürt meselesi" dedikleri konunun çözümlenmesi amacýyla öteden beri talep ettiklerini yeniden ileri sürmeye baþladýlar. Birkaç yýl öncesine kýyasla bu kampanyanýn tek yeni tarafý, bu fikirleri savunanlarýn safýna içinde bulunduðumuz safhada katýlanlar olmasýndan ibarettir. Yoksa ileri sürülen taleplerde hiçbir yenilik yoktur; eskisine kýyasla gerileme vardýr.

Yýkýlan nazariye
1994 yýlýna kadar bu çevrelerin dayandýðý nazariye, PKK hareketinin Marksist-Leninist anlamýnda bir "milli kurtuluþ hareketi" olduðunu ve bu hareketin, diðer örneklerde olduðu gibi, askeri yöntemlerle yenilgiye uðratýlamayacaðýný; hatta Türk devleti için PKK karþýsýnda askeri yenilginin -bir toplumbilimsel kanun gereðiymiþ gibi (!)- kaçýnýlmaz olduðunu söylüyordu! Çare, Güneydoðu'ya geniþ bir siyasi özerklik, hatta federe devlet statüsü tanýmak ve diðer yörelerimizde de Kürt asýllý vatandaþlarýmýza kendilerine özgü haklar vermek olmalýydý! Aslýnda, bu nazariyeyi savununlarýn çoðu orta ya da uzun vadede Güneydoðu'nun baðýmsýzlýk kazanmasýnýn kaçýnýlmaz olduðu kanaatinde olup sadece asýl fikirlerini açýða vurma zamanýnýn gelmediðini düþünmekteydiler.

Bu fikrin ne kadar zavallý, züppece bir özenti olduðu Türk Silahlý Kuvvetleri'nin PKK'yý bir askeri varlýk olmaktan çýkarmasý sayesinde iyice anlaþýlmýþtýr. PKK artýk, yöreyi devletten koparma ihtimaline ciddi þekilde oynayan bir güç deðil; sadece arada bir asayiþ ihlallerine giriþebilen bir çetedir ve bu vasfý da orta sürede çok zayýflayacaktýr. Bu sonuca eriþilmesi, gerilla savaþý stratejisinin en kesin bir ilkesinin gerçekleþtirilerek, yöre ahalisine orada kalýcý olmaya namzet olan gücün PKK deðil, Türk devleti olduðunun Türk Silahlý Kuvvetleri'nce kanýtlanmasý sayesinde mümkün olmuþtur.

Kürt kimliðinin tanýnmasý mý?
Bu nazariyeyi savunmuþ olanlar halen -týpký Öcalan gibi- taleplerini hafifletmiþ; baðýmsýzlýk, federe devlet, siyasi özerklik gibi densizliklerden -þimdilik- ister istemez vazgeçerek Kürt asýllý vatandaþlarýmýzýn "Kürt kimliði"nin tanýnmasýný ve onlara "kültürel haklar" verilmesini savunmaya baþlamýþlardýr. Yabancý devletlerin -resmiyete aksetsin ya da etmesin- taleplerinde de genelde paralel bir geliþme görülüyor. "Kürt kimliðinin tanýnmasý" terimini 1991 Ekim'inden sonra kurulan DYP-SHP koalisyonunun baþý telâffuz edebilmiþ; fakat bu fikri, uygulanmasýnýn imkânsýzlýðýný ve pek muðlâk oluþunun yukarda sayýlan densizlikleri dahi içerme tehlikesi taþýdýðýný kýsa zamanda görerek terketmiþtir. "Kültürel haklar" ise, 1991'den beri bazý partilerin seçim bildirgelerinde, hatta bazý hükümet programlarýnda yer almýþsa da gerçekleþtirilmesi yönünde en ufak bir adým bile atýlamamýþtýr. Zira Mecliste ve halk içinde bu görüþler, hemen hiç destek bulamamýþtýr; bulamayacaktýr.

Tekil devlet
"Tekil devlet, millet ve halkýn, devlet ülkesinin, devlet egemenliði ve örgütünün bölünmezliði esasýna dayanýr. Bu varlýklar bölünmez olduðu içindir ki belirli bölgelerde egemenliði devletle paylaþan federe devletler veya özerk bölgeler kurulamaz; yerel idareler sadece tek yasama organýnýn çýkardýðý kanunlara göre yetkilendirilerek devletin denetim ve gözetimi altýnda çalýþýrlar. Böyle bir devlette millet ve onun yaþayan unsuru olan halk parçalardan oluþmayan tek bir bütün olup etnik veya dini topluluklara, bu ölçütlerden birine göre azýnlýk veya cemaatlere ayrýlamaz ve hiçbir etnik veya dini gruba grup olarak kendisine özgü haklar tanýnamaz. Milli ve laik tekil devlette vatandaþlar çeþitli resmi topluluklara ya da benzeyiþ gruplarýna mensup olabilir veya kendilerini mensup sayabilirler. Ancak, milli ve laik devlette vatandaþýn þu veya bu resmi topluluða ya da benzeyiþ grubuna mensup oluþu veya kendisini mensup sayýþý, onun, bütün bu topluluk ve gruplarý kaynaþtýran kapsamlý topluma yani millete ait oluþunu ortadan kaldýramaz ve bahsi geçen topluluk ve gruplar millet ve halkýn yaratýcý unsuru olarak görülemez. Milli ve laik tekil devlette vatandaþýn dinle ilgili inancý ve etnik kökeni sadece onun özel hayatýnda yer bulabilir ve kamu hayatý ile siyasete aksedemez. Aksi halde, mensuplarýnýn eþit vatandaþ sýfatýyla ayný ortak deðerler üzerinde birleþtiði yekpâre bir milletin halký olmaktan çýkar; herbiri kendi içine kapanmýþ ve ortak deðerleri çürümüþ topluluklar yýðýný haline geliriz.

Böyle olunca, eðer "Kürt kimliði" sözcüðünün anlamý anadili itibariyle kiþinin kendisini belli bir gruba mensup saymasý ise, bu kiþinin özel hayatýna ait tabii bir olgudur. Vatandaþlarý arasýnda din, mezhep, ýrk ve etnik köken farký bilmeyen laik ve milli tekil devlette böyle bir olgunun devletçe tanýnmamasý sözkonusu olamayacaðýndan ve bu açýdan Kürtçe'nin, herhangi bir ifade aracý gibi, aile, akraba ve dost iliþkilerinde kullanýlmasýna zaten karþý çýkýlamayacaðýndan ayný olgunun devletçe tanýnmasý da sözkonusu olamaz. Ayný iliþkiler çerçevesinde kalmak þartiyle kürtçenin öðrenilmesi ve öðretilmesine de karþý çýkýlamaz.

(Devam edecek)

Düzeltme: 5 Temmuz günü "Takiyyeyi Övmek" baþlýðýyla çýkan yazýmýn 3. sütununun 2. paragrafýnýn 4. satýrýndaki "inkâr" ve "etmez" kelimelerinin arasýna "kabžl" kelimesi girecek; 9. satýrýndaki "görülüyor" kelimesi "görüyor"; 4. sütununun 2. paragrafýnýn 19. satýrýndaki "du" kelimesi "da"; 3. paragrafýnýn 6. satýrýndaki "oldu" kelimesi "olur" olacak; "ve" ile "Cumhuriyet" kelimelerinin arasýna "milli" kelimesi girecektir.

Yazarlar sayfasýna geri gitmek için týklayýnýz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr