kapat

23.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Kadın külodunda erkek kanı aramak!


Bir tecavüz olayında kadının külodundaki kanın erkeğe ait olup olmadığına bakılıyor. Böyle bir şey kimin aklına gelir? Aslında herkes bir kıza tecavüz edildiğinde külodundaki kanın erkeğin değil kızın kanı olacağını bilir. Ancak, tecavüzün gerçekleşip gerçekleşmediğini belgelemesi, tespit etmesi gereken kurumlar böyle ilginç araştırmalar içine girebiliyorlar.

Bir süre önce tecavüze uğrayan biriyle tanıştım. Benden bir yaş büyüktü. Patronunun saldırısına uğramıştı. Adı bende gizli olan S.'ye, patronu şiddet kullanarak tecavüz etmişti. Olay çalıştıkları ofiste, akşamüstü saatlerinde gerçekleşmişti. Ofiste kimsenin olmadığı bir saatte, patronu S.'ye saldırmıştı.

S., olayın şokunu atlatır atlatmaz soluğu karakolda aldı. Korkuyordu. Ailesinin yüzüne bakamıyordu. Şaşkındı. Ölmeyi bile düşünüyordu. Olayın en küçük ayrıntısına kadar sorular soruluyor, sanki o suçluymuş gibi davranılıyordu.

Şikayet üzerine S.'nin patronu kısa bir süre içinde yakalandı ve tutuklandı. Patronu hakkında, "zorla ırza geçme ve kızlık bozma" suçlarından kamu davası açıldı. Ancak aylar süren yargılamanın ardından tecavüz sanığı suçlu bulunmadı, beraatine karar verildi. Oysa S.'nin aldığı raporda hem bekâretini kaybettiği, hem de fiili livataya maruz kaldığı tespit edilmişti.

Mahkeme, dava sırasında Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı'ndan, S.'nin iç çamaşırlarındaki meninin sanığa ait olup olmadığının tespiti ile DNA testi uygulanmasını istemişti. Ancak Adli Tıp Kurumu, mahkemenin bir talebi olmadığı halde S.'nin patronunun kan grubunu saptadı. Sonra bu kan grubunu S.'nin iç çamaşırlarında aradı. Doğal sonuç: S'nin iç çamaşırlarındaki kan, kendi kanıydı. Olay sırasında patronunun burnu bile kanamamıştı. Adli Tıp Kurumu Ana Bilim Dalı Başkanlığı, DNA testi filan yapmaya da gerek görmemişti.

Sonuçta S.'nin patronunun arkası sağlamdı. Hem de her yerde.

S.'nin avukatları bu anlamsız karar karşısında sessiz kalmadılar. İlgili dosyayı İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi'ne gönderdiler.

Ancak orada da S. ve avukatlarını bir sürpriz bekliyordu. İncelenmesi istenilen elbiselerdeki meni lekeleri kesilmişti. Meni lekesinin olduğu yerlerde artık sadece kocaman delikler vardı. Adli Tıp Kurumu Ana Bilim Dalı Başkanlığı bu meni lekelerini incelemiş olsa da, incelenen bölümlerin çöpe atılması söz konusu olamazdı. Bunlar delildi ve saklanmalıydılar. Ama nedense S.'nin iç çamışırlarındaki meni lekeleri yok edilmişti.

İstanbul Adli Tıp İhtisas Dairesi bu eksikliği fark edip hemen mahkemeye bir tutanakla bildirdi. Ama yine sonuç alınamadı.

S.'nin avukatları kararı temyiz ettirdi, ancak itirazlar kabul edilmedi. Yargıtay mahkemenin aldığı kararı onayarak kesinleştirdi.

Türk adaletinden umudunu kesen S. ve avukatları bu davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürmeye karar verdiler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan başvuruda, S.'nin "hak arama özgürlüğünün engellendiği" ve "adil bir yargılama" yapılmadığı bildirildi. S. şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden gelecek sonucu bekliyor.

***

S. 27 yaşında. Tutucu bir çevrede büyüdü. Bir erkeğin elini tutup sokakta yürümeden tecavüze uğradı. Kimilerine göre artık onun hayatta pek şansı yok.

Oysa S.'nin hiç suçu yok. O iş yerine güvenerek girdi. Patronunun bir gün kendine saldırabileceğini ve tüm yaşamını alt üst edeceğini hiç düşünmedi. Yalnızca ailesine maddi katkı sağlaması gerektiği için çalışıyordu. S.'nin hayatı bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. Patronu ise elini kolunu sallayarak geziyor, işlerine devam ediyor. Sizce S.'nin öfkesini hangi ceza dindirir?

Kadınlar yalnızca cinsiyetlerinden dolayı şiddet görüyorlar. S.'nin yaşadıkları buna bir örnek. Ya diğerleri?

- Serpil 22 yaşındaydı. Kreş öğretmeniydi. Dört çocuğun tecavüzüne uğradı ve vahşice öldürüldü. Serpil'i öldüren dört çocuğun da ailesi vardı ama onlar sokaklarda çalışıyorlardı. Tiner çekip, keyiflerini Serpil'e tecavüz edip, öldürerek çıkardılar.

- D.A, 13 yaşındaydı. Evlerinin kapısını tanımadığı kişilere açmaması tembih edilmişti. Ama o gün kapıyı çalan öz dayısıydı. Dayısı D.A'ya tecavüz etti, sonra da öldürdü.

Diana Scully diyor ki:

Cinsel şiddetin sona erdirilmesi için kendini değiştirmesi gereken kadınlar değil, erkeklerdir. Tecavüz erkeklerin sorunudur.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır