Reform

Vallahi de, billahi de tam yirmi gündür doğru, dürüst uyku uyuyamıyorum... Keşke bu tabloyu... Bu rakamları hiç bilmeseydim.

Bu sözler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'na ait.

Salı, sabah 09.00... Bakanlıktayız.

Yaşar Okuyan önümüze "tabloları" koyuyor.

Tablolar "bir iflasın göstergesi."

İflas eden "sosyal güvenlik sistemi."

Bakan:

- Artık dağdaki çoban bile bu çöküşü biliyor... Ama Bakan olup, şu koltuğa oturana kadar çöküşün boyutunu ben bile bilmiyordum.

- Nedir boyutu?

- Çöken, Türk ekonomisi... Çöken, bütçe... Çöken, Türkiye'nin geleceği.

* * *

Sadece SSK'nın bu yılki açığı "kağıt üzerinde" bir katrilyon.

Bakan:

- Gerçekleşme 1.2 katrilyon olur... Faizi de ekle, ikibuçuk katrilyon...

Sonra "yıllar itibariyle açık" tablosunu çıkarıyor.

Örneğin 25 yıl sonra "25.4 milyar dolar açık."

Bakan:

- Zaten bu iş o noktaya varmadan, kapitülasyonlar gelir... Dayanamazsın... Düyun-u umumiye gelir... Batarsın...

* * *

Acil önlem "emeklilik yaşının yükseltilmesi."

Bakanlar Kurulu'na "dört alternatif" sunulacak:

58 yaş, 60 yaş, 62 yaş, 65 yaş.

Soru:

- Kadın, erkek ayırımı?

Bakan:

- Hayır... Herkes aynı yaşta emekli olacak.

* * *

1950'de kadın da, erkek de "60 yaşında" emekli oluyordu.

Sonra "sistemle" birkaç kez oynandı.

"Yaş sınırı" kalktı.

"Prim koşulu" getirildi.

Kadında 20, erkekte 25 yıl.

Bakan:

- Emeklilik yaşı Hindistan'da, Fas'ta, Suriye'de, Tunus'ta bile 60... Amerika, İngiltere, Belçika'da 65... Bizde ise 38 yaşındaki kadın, 43 yaşındaki erkek emekli olabiliyor... Bu yükü hiçbir devlet taşıyamaz... Göçer.

* * *

1998'de Bağ-Kur'un topladığı "sağlık primi" 76 trilyon.

"Sağlık harcaması" ise...

201 trilyon.

"Böyle bir sistem" batmaya mahkum.

* * *

Bakan:

- Sayın Başbakan'ın izinleri dahilinde Sayın Recai Kutan'a, Sayın Tansu Çiller'e... Sendikacılara... Medyaya brifingler vereceğim. Yapacağımız reformu milletimizle paylaşacağız.

Okuyan'dan "herkese" mesaj:

- Allah rızası için elinizi vicdanınıza koyun.

* * *

Bakan diyor ki "PKK'ya karşı bir ulusal uzlaşma olmadı mı?"

Oldu.

Okuyan:

- Aynı uzlaşmayı... Vicdani konsensüsü şimdi sosyal güvenlik için göstermeliyiz.

Gösteremezsek.

"Osmanlı'nın durumuna düşmek" kaçınılmaz.

Bakan:

- PKK, üniter devleti çökertmeye yönelikti. Sosyal güvenlik reformunu yapamazsak... Üniter devletin ekonomisi çöker... Yabancı devletlerin kontrolüne girer.

* * *

"Öncelikle" emeklilik yaşı yükseltilecek.

Sonra "ikinci reform" gelecek.

"Sosyal Güvenlik Kurumu" kurulacak.

Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur "oraya" bağlanacak.

"Sağlık hizmetleri" ile "sigorta" birbirinden ayrılacak.

* * *

"İkinci reform" bir düzenleme daha getirecek.

"Primli sistem... Primsiz sistem" düzenlemesi.

Hiç prim ödemeyenler...

Yani "korunmaya muhtaç kişiler."

Hiçbir "sosyal güvenlik kurumu ile ilgisi olmayanlar."

"Kimsesizler.."

Ve benzerleri...

Devlet bunlar için "ayrı bir şemsiye" getirecek.

Bakan:

- Sosyal Yardım ve Hizmet Kurumu.

* * *

Yaşar Okuyan:

- Kırk yılın başı Bakan oldum... Neden tepki alayım, der, yan gelir yatardım... Ama bunu yapamıyorum... Uykularım kaçıyor.

* * *

"Eski Yaşar Okuyan'ı herkes tanır.

"Yenisini... Bakan Okuyan'ı" bir olayla anlatacağız.

Okuyan "Bakanlık yemekhanesine" bakmış.

"Müsteşar... Müsteşar Yardımcıları" ayrı bir bölümde.

Bu bölüm "lüks."

"Diğer personel" ise...

Ayrı bölümde.

Burası "konforsuz... Sıradan."

SSK'nın yemekhanesi ise "üç bölüm."

Birincisinde "Genel Müdür... Yardımcıları."

İkincisinde "Daire Başkanları... Yardımcıları."

Üçüncüsünde ise "diğer personel."

Bakan "herkes aynı yerde yiyecek" demiş.

Bir hafta geçmiş.

Dinleyen yok.

Ve genelge yayınlamış:

- Bakan dahil... Herkes... Eşit şartlarda hizmetten yararlanacaktır.

Genelgenin çıktığı gün, bir memur, yemekhanede ayağa kalkıp, bağırmış:

- Yahu, biz bu bakanı MHP'li bilirdik... ÖDP'li çıktı.

* * *

Reform yapmak kolay değildir.

Tepki çeker.

Biz "bunları" söyleyince...

Bakan'ın yanıtı:

- Hiç sorma.

Bakan'a "bir olaydan" bahsettik.

"Maalesef doğru" dedi.

Olay şu...

Bakan'a gelen mektuplar açılıyor.

Sonra yırtılıp, çöpe atılıyor.

Ve bir gün, çöp sepetinde 55 mektup bulunuyor.

İçlerinde "resmi yazılar"var.

"Yurt dışından gelen evraklar" var.

Konu "Teftiş Kurulu'na" intikal ediyor.

Sonra da "savcılığa."

Şu anda bir bayan personel "sorumlu tutuluyor."

"Bağlantılar... Uzantılar" araştırılıyor.

* * *

Yalova Berberler Odası Başkanı "abi" demiş:

- Emekliliğime az kaldı... Emekli yaşını yükseltecek misiniz?

Okuyan "evet" yanıtını vermiş.

Sonra "SSK'nın durumunu... Batışı" anlamış.

Berber'in tepkisi:

- Abi, ben ülkemi seviyorum... Emeklilik yaşını yükselt... Önce ülkem.. Sonra ben...

Yalovalı berberin sergilediği sağduyuyu herkes gösterebilirse...

Sorun kalmayacak.