Zor ama zorunlu

Hesapsız siyaset, saatli bomba gibidir. Bu bombalardan biri patlamak üzere.. Onu şimdiki "ekip" etkisiz hale getirecek!

Sosyal güvenlik sistemi açıkları bütçe açığının yüzde 40'ını aşıyor. Böyle giderse bir kaç yıl sonra emekliler devleti iflâs ettirecek.

Üstelik bu felâket, küçük sayılabilecek bir azınlık yüzünden doğacak.

Türkiye'de çalışanların sadece yüzde 40 kadarı sosyal güvenlik sisteminden yararlanıyor. Onlar da yaşamıyor, sürünüyor..

Çözüm, emeklilik yaşını yükseltmek..

Demirel 1991'de çıkardığı erken emeklilik yasası ile Türkiye'yi 38-40 yaşındaki insanların devletçe maaşa bağlandığı bir tembeller cenneti haline getirdi.

SSK'nın emekli maaşı ödediği 2,9 milyon işçinin yarıdan fazlası bu genç emekliler..

IMF Türkiye'ye para vermiyor. Çünkü..

Kendi işçisini 60-65 yaşında emekliye ayıran ülkeler, bizim 40 yaşında emekli olabilmek için istediğimiz parayı niye versin?.

Aslında sorunu çözmek, IMF'nin değil, çocuklarımızın talep ettiği bir mecburiyet noktasına gelmiştir.

Emeklilik yaşını erkeklerde 62, kadınlarda 60'a çıkaran reform yasasını Bakanlar Kurulu bu hafta, meclis Temmuz'da ele alacak.

Sendikalar çok bağırırsa sınır iki yaş aşağı çekilecek. Daha fazlası kurtarmıyor..

Yara o kadar kötü ve siyaset ahlâkımız o kadar çürümüş ki, bu reformun bile kesin bir çare olup olmayacağı şüphelidir.

Çünkü yarın bir iktidarın oy uğruna yaş sınırı ile tekrar oynamayacağını kimse garanti edemez.. İktidarlar SSK'nın fonlarını eskisi gibi yine amaç dışı kullanabilir. SSK'nın 20 milyar dolardan fazla parasını eski hükümetler çalmadı mı?

Yasa bunlara güvence getirmeli..
Gerçek reformu, sosyal güvenliği özelleştirerek Şili yaptı. Şimdi Şili'de çalışan her 100 kişinin 90'ı özel emeklilik sistemine dahildir. Çalışanların emeklilik kesintileri 15 yılda enflasyonun yüzde 12 üstünde getiri elde etmiş, bu fonlarda 25 milyar Dolar birikmiş, kalkınma hızı yüzde 3'ten 6,5'e fırlamıştır.

Dünya bu modele gidiyor.. Ama biz "yoğun bakım"da zaman kazanmaya uğraşıyoruz.

Çünkü hasta ameliyata razı değil, operatörler de korkuyor.

Pansumanın bile kıyamet koparacağı şimdiden belli..

Akıl, vicdan..
Geçen dönemin en etkin milletvekillerinden biriydi CHP'li Sabri Ergül.

Neşe Düzel'e dün zehir zemberek açıklamalar yaptı telekulak rezaleti hakkında:

"Devletteki ekipler siparişle işadamlarını dinliyor, ihalede rakibin ne fiyat vereceği öğreniliyor.."

"İşkenceyi benimseyen Manisa Emniyet Müdürü'nün Ankara'ya atanmasının ayıbı Ecevit'e yeter.."

"Kimse Cumhurbaşkanı'na 'suç işleyen adamlar makamını aramış, kiminle görüştü?' diye sormuyor.."

Ergül, Manisa Emniyeti'nde işkence gören liseliler için savaşan bir hukukçudur aynı zamanda. Böyle biri vicdansız ve akılsız olamaz.

CHP baraj altında kaldığı için o parlamentoya giremedi diye meclis eksikli kalmamalı.

Ergül'ün eksikliğini duyurmayacak sesleri mecliste ne zaman duyacağız?