kapat

14.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Girişimciliği "tercih" edin

FARUK TÜRKOĞLU


Çok yorucu bir sınav maratonunda ipi göğüslediniz.. Kıyasıya geçen bu yarışmanın foto finiş sonuçları 5-6 hafta sonra açıklanacak. Ancak bu yarışın ilk yorgunluğu geçtikten sonra sizi daha zorlu bir sınav bekliyor. Hayatınızı, emekliliğe, belki de son güne kadar etkileyecek bir tercih yapmak zorundasınız.

Yüksek kazançlı iş bulmanın göreceli olarak kolay olduğu bazı dallar var ama bu bölümlere alınacak öğrenci sayısı, sınava girenlerin sayısının yüzde 1'ini bile bulmuyor. Diğer fakülte ve yüksek okulları tercih edenler için iş bulma kaygısı daha tercih formunu doldurmadan başlayacak.

Bu kaygının nedenleri var. Gençlerin nezdinde pek yüksek prestiji olmayan devlet memurluğu kapıları bile artık kapalı gibi. Kamu harcamalarındaki kısıtlama nedeniyle, ancak emekli olanların yerine memur alınıyor.

Özel sektörde iyi kazançlı bir iş için gerekli nitelikler giderek artıyor. Bu tür iş için, dış ülkelerde okuyup, akıcı bir yabancı dile sahip 30 bin gençle yarışmak zorundasınız. Bilgi işlem sistemlerini yaygınlaşması, bu tür işlerin sayısını da her geçen yıl azaltıyor.

Sizin önünüzde aralık duran bir kapı daha var: Girişimci olup kendi işinizi kurabilirsiniz. Günümüzde mal üretimi eski önemini kaybederken, hizmet üretiminde yeni ufuklar açılıyor. Daha az sermaye ile kurulabilen bu tür işyerleri için kararınızı, tercih formunu işaretlemeden, şimdi yapmak zorundasınız. Bu zorunluluğun üç nedeni var:

- Dört-beş yılı bulabilen fakülte öğretimini belirli girişim alanlarını etüt etmeden ve bir düşünsel hazırlık yapmadan geçirirseniz, diploma aldıktan sonra kendinizi tur kaybetmiş gibi hissedebilirsiniz.

- Girişimciliği kafasına koyanlar, kaydını yaptıracağı fakültede öğretilen konularla, gerçek hayat arasındaki bağlantıyı daha kolay kurabilir.

- Artık varlıklı ailelerin çocukları bile, öğrenimleri sırasında part-time çalışıp, görgü ve bilgilerini artırıyor. Beyninizi girişimciliğe göre ayarladığınızda, fakülte yılları boyunca, az parayla da olsa bazı işlere girip çıkma imkanını bulursunuz. Bu "ısınma hareketleri" esas büyük meslek mücadelesi için gerekli kondisyonu ve direnci sağlar.

Her sektörde gerekli
Girişimciliğin tek anlamı, bağımsız bir işi kurmak değil. Girişimcilik, bir ruh hali. Sorunlara meydan okuyabilen, mücadele etmekten korkmayan bir girişimci ruh, devlet memurluğunda bile gerekli. Önümüzdeki dönemde devlet memurlarından da sorunların üstüne üstüne gitmesi ve çözüm üretmesi iç sayfalarda okuduğunuz ilanlarda özel sektörün eleman ararken, kendine güvenen ve sorun çözebilen elemanlar aradığını görebilirsiniz. En gözde fakültelerden mezun olsa bile, dünya, ülke ve ekonomi sorunlarıyla ilgilenmeyen, "nasıl" sorusuna cevap aramayan kişilerin foyası çok çabuk meydana çıkıyor. Proje ve çözüm üreten elemanlar ise, hangi üniversite ve fakülteden mezun olurlarsa olsunlar, daha çabuk yükselebilir.

Başarısızlığın bahanesini hep başkalarında bulan, atılım yapmak için ortamın düzelmesini bekleyen tipler, ÖYS'de yüksek puanlar alsalar da, kariyer sınavında "çakabilir."

İnisiyatif ve medeni cesaret sahibi olmanın ayrı bir okulu, fakültesi yok. Kendi hayatınıza, yine kendiniz yön vermeyi tercih ettiğimiz andan itibaren, girişimcilik eğitimi başlayacak.

Girişimci ruha sahip bir kişi çağ dilleri hakkında eğitim veren bir bölüme kaydolsa bile hayatta başarı kazanabilir.

Tercih sizin: Ya girişimci olacak ve kendi hayatınıza ve kazancınıza yön vereceksiniz. Ya da hayatın akışı, sizi bir saman çöpü gibi bir yerlere sürükleyecek...

Tercih ipuçları
Hayata geliş ve gidiş kararlarını biz vermiyoruz. Evlilik kararı ise iki kişi tarafından ortak olarak alınıyor. Bir genç insanın tek başına verdiği en önemli karar ise öğrenci yerleştirme sınavından sonra yapılan tercih oluyor. Bu tercihi size yararlı olabilecek bazı önerileri aşağıda bulacaksınız:

Günün modasına kapılmayın:
Gözde meslekler sık sık değişir. 1950'den önce devlet memurluğu statü ve kazanç bakımından avantajlıydı. 1950 ile 55 arasında eczacılık fakülteleri çok tutulurdu. Altyapı seferberliği ve sanayi atılımı başladığında ise inşaat ve makine mühendisliği ön palana çıktı. Sonraları kimya mühendisliğinin yıldızı parladı. Tıp fakülteleri 1970'li yıllarda çok tercih edilen fakültelerin başında geliyordu. Üretmenin yetmediği, en düşük maliyetle üretmenin ve çok satmanın önem kazandığı yılların gözdesi ise işletme idi. Elektronik ve bilgisayar mühendisliği de son yılların modası.

En yüksek puanla girilen fakültelere gösterilen bu rağbetin en büyük nedeni, iş bulma kolaylığı ve kazanılacak paranın yüksek düzeyde bulunması. Bazı çalışkan öğrenciler ise salt arkadaş çevresinde prestij sağlamak için günün gözde bölümlerini tercih eder. Çünkü 17-20 yaş arası gençlerin yarışmayı, kazanmayı ve takdir edilmeyi en çok sevdiği dönemdir. Modaya kapıldığınız takdirde, kişiliğinize, psikolojik yapınıza uygun olmayan bir tercih yapıp, hayatınızı yakabilirsiniz. Gözde mesleklerin her 5-10 yıl bir değiştiğini de unutmayın.

İçinizden gelen sesi dinleyin:
Seçtiğiniz meslekle emekliliğe kadar, belki de ömür boyu birlikte yaşayacaksınız. Bugün için para, makam, mevki çok önemli gelebilir. Ancak zamanla yaptığınız iş sizi sıkar, mutsuz edebilir. Önceleri bu iş, sizi sırtında taşır. Yıllar geçtikçe iş, sizin sırtınıza yüklenir. Biraz daha az kazanç sağlayacak olsanız da sevdiğiniz, kendinizi verebileceğiniz bir öğrenim dalını seçin. Sevebildiğiniz bir meslekte daha başarılı olacağınız için, hızlı bir şekilde yükselebilirsiniz. En nihayet, insan hayata bir kere geliyor. Hayattaki başarının her zaman seçilen fakülteye ve mezuniyet derecesine endeksli olmadığını ileride göreceksiniz.

Kendinizi yetiştirmeye öncelik verin:
Gireceğiniz fakülte ve yüksek okulda öğretim üyeleri ile yüz yüze görüşmek çok zor olacak. Aile büyüklerinin önerileri de geleceğin gerekliği ile çakışmayabilir. Bu nedenle kendi göbeğinizi kendiniz kesin. Tercih yaptığınız öğrenim dalı ile ilgili her gelişmeyi takip edin. Fakülte okutulan her bir kitapa karşılık aynı konuda başka bir kitap okuyun. Konunuzla ilgili haberleri kesip kupür dosyası oluşturun. Eski-yeni bir bilgisayar edinip, mesleğinizle ilgili "Kim, kimdir" dosyası açın.

Hayatın gerçeklerini de dikkate alın:
Ailenizin durumu uzun süre iş aramanıza uygun değilse, daha kolay iş bulunan fakülteleri seçin. Örneğin 30-40 işçi çalıştıran her fabrika makine mühendisi istihdam eder. Ancak bir uçak mühendisi ancak 3-4 büyük tesiste iş bulabilir. Bu tür işyerlerinin sayısı dünyada da sayılıdır. Aynı değerde bu iki meslek arasıda tercih yaparken ailenizin bekleme süresinde vereceği desteği de hesaba katın.

Tercihle birlikte bir kariyer planı da yapın:
Babanızın zamanında 142 fakülte ve yüksek okuldan mezun olanların toplamı 16 bindi. 30 yıl öncesinde bir işe girmek daha kolaydı. İş bulmak için diploma yetiyordu. Günümüzde ise 1030 yüksek öğretim kurumundan her yıl 180 bin dolayında genç mezun oluyor. Mezuniyet yılına kadar, arkadaşlarınıza göre bir "farklılık" yaratamadığınız takdirde, diplomalı işsizler ordusuna aday olabilirsiniz. Bu tehlikeden kurtulmak için, yabancı dilinizi ilerletin. Hedeflediğimiz meslek için mezuniyet sonrası bir sınav gerekebilir. En az fakülte öğrenimi kadar ağır özel eğitim gerektiren meslekler de var. Tercihinizi yaparken, mezuniyet sonrası 3-4 yıl sürecek bir yeni bir eğitim sürecine gönüllü olup olmadığınızı sorgulayın.

"Ters T" için geç kalmayın:
Günümüzde tek bir fakültenin verdiği bilgi, kariyer basamaklarında yükselmek için yeterli olmuyor. Örneğin, bir mühendislik bölümünü seçtiğiniz takdirde işletmecilik, pazarlama ve yönetim dallarında da bilgili olmak gerekiyor. Reklamcılık veya halkla ilişkiler için edebiyat kültürü büyük bir destek sağlıyor.

Uzmanlar bu zorunluluğu bir T harfinin tepetaklak edilmiş şekli ile anlatıyor. Bu şekilde yatay çizgi, değişik alanlarda edinilmiş çok derin olmasa da bir kültür ve bilgi birikimi ifade ediyor. Dikey çizgi ise seçilen daldaki uzmanlık düzeyini gösteriyor. Tercih ettiğiniz öğretim kurumunda, esas meslek dışındaki konularda seçmeli ders, kurs veya lisansüstü eğitim bulunup bulunmadığını şimdiden araştırın. Böyle bir imkân yoksa daha tercih yapmadan önce kariyer stratejinizi belirleyin.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır