22 Temmuz 2004 Perşembe günü Mekece-Osmaneli arasında meydana gelen tren kazası ile ilgili olarak Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın 23.07.2004 günü Adapazarı'nda yaptığı basın açıklaması.
Bu kazayı daha da önemli yapan, bir süreden beri uyulamaya koyduğumuz hızlandırılmış tren uygulamasıyla ilişkilendirilmeye çalışılması. Bugün var olan psikolojik ortam içerisinde bu konunun bizim açımızdan savunulması kolay değildir. Esasen savunulacak bir hususta göremiyorum.
Şimdi sizlerin aracılığıyla yüce Milletimize anlatmak istiyorum.Biz demiryollarında ne yapmaya çalıştık? Bunu; hızlandırılmış tren kapsamında yapılan çalışmaları bir özet halinde paylaşmak istiyorum.
Kaza yapan trenin ortalama hızı 106 km'dir. Hızlı trenin dünyadaki uluslararası bilimsel tanımı 250 km ve üzerindeki trenler hızlı tren diye adlandırılmaktadır. Dolayısıyla 106 km ortalama sürat yapan bir trenin hızlı tren olması söz konusu değildir. Peki hızlandırılmış tren dediğimiz bu trenden önceki demiryollarında bu hatta yani 540 km. lik Ankara hattında ortalama hız neydi? 90 km. Yani hızlandırılmayla birlikte 106 km. ye ulaşmış bulunuyoruz. 16 km. lik bir iyileştirmeyle 7 saat. Ten 5 saat'e düşürmek nasıl mümkün oldu? Bunun hakkında da kısaca bilgi vermek istiyorum. O da şudur.
Bildiğiniz gibi Demiryollarımızın son 50 yıldır alt yapısında ve üst yapısında herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Yani Demiryollarımızın rayları, traversleri, balansı hiçbir şekilde elden geçirilmemiştir. Ve bu nedenledir ki bu kazadan önce Demiryollarımızda aynı hatta bundan daha büyük ölüme neden olan kazalar olmuştur. Çok düşük süratle gitmesine rağmen Demiryollarımız son 50 yıldaki ölümlü kaza istatistikleri içinde bu kaza öyle takdim ettikleri gibi en büyüğü değil 4. büyüğüdür, 4. sırada yer almıştır. Demiryollarında 90 ölümlü kaza yaşanmıştır.
Değerli basın mensupları; bu yolda yapılan 4 tane çalışma vardır. Bunlardan bir tanesi makaslarda olmuştur. Demiryollarında, Ankara-İstanbul hattında 180 tane makas var. Bu makaslara, ne yazık ki 130 km hızla da olsanız, 90 km. ye düşmeden giremiyorsunuz. Bu da çok sık hız azaltmada yavaşlamayı getiriyor ve zamanı uzatıyor. Bu 180 makasın tamamı 3 aylık bir çalışmayla Çankırı Makas Fabrikasında yenilenmiştir. Böylece makaslardaki yavaşlamadan kaynaklanan zaman kaybından 45 dakika kazanılmıştır. Diğer bir iyileştirmede ise virajlarda yapılmıştır. Çapı 500 m. Ve daha yukarı olan virajlar ve düz yollarda trenin hızları % 10 mesafesinde artırılmıştır. Bunun kazandırdığı zaman 45 dakika dır. 3. bir iyileştirme ise ekspres trende ara duraklar kaldırılmış, sadece Eskişehir'de durması sağlanmıştır. Bu şekilde de 6 dakika' lık bir kazanç sağlanmıştır. Böylece 7 saat'ten 5 saat 15 dakika ya indirilmesi mümkün olmuştur.
Şöyle bir iddia da çok gündeme getiriliyor. Peki bu tren de bu düzeltmeleri yaptınız? Yol alt yapısı, vagonlarınız, lokomotifleriniz buna uygun mu?
Bu soru da önemli bir sorudur. Bu hatta kullanılan trenlerin, lokomotiflerin ortalama dizayn sürati 140-160 km. dir. Yani vagonlar 160 km., kullanılan lokomotifler de 140 km. hıza rahatlıkla ulaşabilmektedirler. Peki bizim bu hızlandırmadan sonra ulaştığımız hız nedir? Az önce ifade ettim. 106 km.
Bir şey daha yaptık. Bu hatta kullanılan bütün lokomotif ve vagonları yeniledik. O bakımdan bu iddia da mesnetsizdir.
Değerli basın mensupları bir kazanın oluşması için çok çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi lazımdır. Sadece hızdan kaza olmaz. Alt yapının yetersizliği, üst yapının yetersizliği, çeken çekilen araçların teknik yetersizliği ve teknik arızaları, kullanıcıların (yani insan) hatası. Dünyadaki istatistikler bize gösteriyor ki kazaların % 85' i insan hatasından kaynaklanıyor. En mükemmel bir aracı, sıfır kilometre bir otomobili alsanız aldığınız gün kaza yapma ihtimaliniz vardır. Bu hiç de uzak bir ihtimal değildir. O bakımdan insan unsuru önemli rol oynuyor. Hal böyleyken bu kazayı dönüp dolaştırıp sadece 16 km'lik bir hız artışında aramak insaf ölçüleriyle bağdaşmıyor. Ben bunun takdiri yüce halkıma bırakıyorum, ve bu olaydan siyaset yapmayı ayıp sayıyorum. Bunu da halkıma şikayet ediyorum.
50 senede hiçbir iş yapılmayan, hiçbir çivi çakılmayan Demiryollarına, 20 ayda yatırımları % 350 artırarak tarihi projeleri hayata geçirdiğimiz bu dönemde, bu kazayı fırsat bilip bize karşı yönelenlerin aslında bu ülkeye ve bu ülkenin demiryollarına yaptıkları kötülüğün sonuçlarını yıllar bize gösterecektir.
Değerli basın mensupları; Şimdi ben 20 aydır Ulaştırma Bakanıyım. Göreve geldiğim günden beri ülkemin ulaştırma politikalarında gerekli dengeleri sağlamak için bir yandan ulaşım planları hazırlarken diğer yandan da ulaşımda öncelikli alanlarda çalışmalar yaptık. Demiryolları , denizyolları, hava taşımacılığı. Bunlar da önemli çalışmalardır. Bunların detaylarına girecek değilim. Ama demiryollarıyla ilgili bildiğiniz gibi Ankara-İstanbul rehabilitasyon ve hızlı tren projesi, tüp geçit projesi bunların önemlilerinden biridir ki toplam proje bedeli 3 milyar $ üzerindedir. Dolayısıyla demiryollarını önemseyen bu yönde de önemli adımları atan bir anlayış içinde olduk. Şimdi bakan istifa etsin deniyor. Bu soruyu merak ediyorsunuz. Bunun cevabını size şöyle veriyoruz. Ben zoru zor anlarda bırakıp kaçan adam değilim. Yaptığım her türlü işin, her türlü uygulamanın arkasındayım. Bunun hesabını da gerekirse sonuna kadar veririm. Dolayısıyla da değerli arkadaşlar bu kaza milletimizi derinden üzmüştür. Ölenlerin yakınlarının acılarını biz onlar kadar hissedemiyoruz, bunu takdir ediyorum ama daha bu psikolojiden kurtulmadan insafsızca bu acıları bir kenara bırakarak halkımızın demiryollarından daha iyi yararlanması, daha fazla konfor sağlanması çalışmaları bir suçmuş gibi, bir kabahatmiş gibi göstererek bundan dolayı bizlere yüklenilmesini yüce milletin takdirine bırakıyorum.
Şimdi de bu trenlerle ilgili bir gerçeği de sizlerle paylaşmak istiyorum. Demiryollarında Ankara-İstanbul güzergahını ele aldığımızda sistem nasıl çalışıyor? Malum çeşitli virajlar var, düz yollar var, makaslar var. Dolayısıyla her noktada aynı hızı yapma şansımız yok. Bu yüzden de demiryolları yöneticileri de yılların tecrübeleriyle hangi noktada ne hız yapılacağını belirlemişler ve bunu Livre denilen (Fransızca'dan adapte edilen bir şey) bir kitapta toplamışlar. Bunu belirlemekle de kalmamışlar bu bilgileri makinist'in bulunduğu mahale asmışlar. Yani 100 km'de uygulanacak hız şu, 120 km'de uygulanacak hız şu . Şu viraja girerken şu hızla gireceksin, virajdan çıkarken de şu hızla çıkacaksın. Bu çok açık seçik bellidir. Bu hızlandırılmış tren projesinde biz bir şeye dikkat ettik. 500 m. Yarıçapındaki virajlar, eğimler ona kurp deniyor. Bunların altında olan virajlarda eskiden uygulanan hızları hiç değiştirmedik. Yani hızlandırılmış tren projesi bu kurp değişikliğine gitmemiştir. Ya nerde yaptık. Yine az önce söyledim. 500 m. Den büyük ve düz yerlerde hız artırımına gittik. Kazanın meydana geldiği 180. km'de virajın yarı çapı 345 m'dir ve kitapta belirlenen, talimatnamede belirlenen viraja giriş hızı 80 km. Kazadan sonra demiryolu teknik ekiplerinin trenin adeta kara kutusu diye adlandırılan hız diyağramından her metrede her santimetrede hızın ölçüldüğü diyağramda tespit ettikleri hız 118 km'dir.Bu önemli bir tespittir. Ancak bu kazanın nedenini anlamak için yeterli bir hüküm teşkil etmez. Ya ne yapacağız? Yaptığımız ilk iş olarak demiryolları ve Ulaştırma Bakanlığı'nda oluşturduğumuz teknik ekipler incelemelerini yapıyorlar, raporlarını kısa sürede çıkaracaklar. Ancak ben bunu yeterli görmüyorum. Çünkü işletmeciliğini yapan, idaresinden sorumlu olan bir bakanlığın veya bir genel müdürlüğün yapacağı inceleme, tespit tarafsız olamaz. Bu yüzden 3. bir gözün tarafsız bir bilimsel bakışın bu kazada dikkate alınması gerektiğine karar verdik. Ve bu amaçla bilim adamlarından oluşan bir teknik heyet teşkil ettik. Bu heyet 15 gün içerisinde çalışmalarını yapacak. Sonunda raporunu biz yine kamuoyuyla, milletimizle paylaşacağız. Bununla da yetinmiyoruz. Bir şey daha yapmaya karar verdik. Yurtdışından demiryolculukta iyi durumda olan uzman durumda olan İngiltere, Fransa, Hollanda ve Japonya'dan uzman talebinde bulunacağız. Onların görüşlerini alarak bunu da kamuoyuyla paylaşacağız. Çünkü bu kaza çok önemsendi. Gayet tabi ki önemsenecek. İnsanlarımız canlarını yitirdiler. Her ne kadar karayollarımızda günde 10 kişimizi kaybediyorsak, yılda 3600 kişi hayatını kaybediyor olsa da bizim ümidimiz hiçbir insanımızın hayatını kaybetmemesi. Ancak dünyada, Türkiye'de geçmişte kazalar oldu gelecekte de olmayacağını kimse garanti edemez. Böyle bir garanti veren varsa ben bunu gerçekçi bulmuyorum. Bu bilim gerçeğine de dünya gerçeğine de uymuyor. Zira insan hatasını önleyecek bir makine henüz keşfedilmedi.
Değerli basın mensupları. Bir iddia da; bu hızlandırılmış trenle ilgili hiçbir hazırlık çalışması yapılmadı, hemen karar verildi. Siyasi bir kararla uygulandı gibi bir yaklaşım var. Bu da kesinlikle doğru değildir. Bakın bu projenin gündeme gelmesi 05.05.2003 tarihidir ve o tarihten itibaren yapılanları size tekrarlayacağım. 180 tane makas değiştirilmiştir. Raylar değiştirilmiştir. Bu ülke raylarını dışarıdan satın alıyor. Biz geldik Karabük'te rayları yaptırmaya başladık. Ve o günden bu güne Karabük'ün kaderi değişti ve Karabük artık ray imal eder duruma gelmiştir. Ayrıca dövizimizin de yurtdışına gitmesi önlenmiştir. Diğer yanda traversler değiştirilmiştir. Yol bakımları yapılmıştır ve kurp'larda gereken kontroller yapılmıştır. Dever diye adlandırılan, yani iç ve dış rayların merkezkaç kuvvetle esas kot farkları gözden geçirilmiştir. Bütün bunlar yapıldıktan sonra, bu hatta kullanılan araç bakımları yapılmış lokomotif ve vagonlar yenilenmiştir. Bütün bunları yaparken Ankara-İstanbul arasındaki yol 3 ay trafiğe kapatılmıştır. Her şey tamamlandıktan sonra bir eksiklik görülmüştür. Mart sonunda, 2004 Mart sonunda hat üzerinde bulunan 90'ı aşkın hemzemin geçidin oluşturduğu tehlikeler görülmüştür. Oda bildiğiniz gibi Temelli'de meydana gelen ve okul çocuklarının hayatını kaybettiği kazadan sonradır. Burda da gerekli tedbirler alınmış ve uygulamaya geçmeden önce tüm çalışanlar makinistler başta olmak üzere uygulanacak yeni sistem hakkında eğitilmişlerdir. Gerekli bilgilendirme eğitim çalışmalarından sonra yolcu taşımaya başlamadan önce 10 gün süreyle deneme seferleri yapılmıştır. Bu deneme seferlerinden bir tanesine ben de katıldım. Diğer bütün bu işler tamamlandıktan sonra bildiğiniz gibi 4 Haziran tarihi itibariyle Ankara-İstanbul arasında karşılıklı seferler başlamıştır. O günden bu güne geçen süre içerisinde 192 sefer tamamlanmıştır ve dünkü seferde de kaza meydana gelmiştir. Bütün bunları neden anlatıyorum?
Değerli basın mensupları. Bunları anlatıyorum çünkü bu konuyla ilgili bazı sivil toplum kuruluşları, siyasetçiler, ilim adamları halkı yanlış bilgilendiriyorlar. Bakın biz burada sadece demiryolu bünyesinde çalışma yapmadık. Bir öğretim görevlisinin YTÜ.'de ortaya attığı iddialar üzerine biz 14 üniversite öğretim üyesinden oluşan bir heyeti aralarında Ulaştırma Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Adem BAŞTÜRK ve Prof. Dr. Mustafa ILICALI'nın da bulunduğu 14 kişilik bir uzmanlar ekibini Ankara'ya davet ettik ve şu sorunun cevaplandırılmasını istedik. Bu davetliler arasında hızlandırılmış trenin güvenli olmadığını söyleyen öğretim üyesi de vardı. Bir gün boyunca toplantılar devam etti, gerekli müzakereler yapıldı. Niçin yapıldı? Bir soruya cevap bulabilmek için. Bu hızlandırılmış tren risk teşkil ediyor mu, etmiyor mu? Devam edilmeli mi yoksa durdurulmalı mı? Günün sonunda ortaya çıkan görüş bu proje devam edebilir ancak gerekli kontroller sürekli yapılmalıdır.Bugünde olay mahalline gelip bizzat inceleme yapan 2 öğretim görevlisi dönüşlerini bu trenle yapmışlardır ve seyahat esnasında genel müdür ve benimle telefon görüşmesi yaparak bu korkunun, kaygının yersiz olduğunu ifade etmişlerdir.
Değerli arkadaşlar! Kolay bir şey var. Biz hiçbir şey yapmasaydık, hiçbir şey olmazdı. Hiçbir iş yapmayan hata da yapmaz. Ama biz bunu halkımıza sorumluluğumuzun gereği olarak bir şey yapmamayı kendimize yediremezdik. Onun için de demiryollarının geliştirilmesi, deniz taşımacılığının geliştirilmesi, hava taşımacılığının geliştirilmesi velhasıl ulaşım modları arasında dengenin sağlanmasına yönelik 15 yıldır yapılanamayanı 15 ayda yaptık. O bakımdan da büyük bir gönül rahatlığı içinde söylüyorum ki bu projeyle ilgili her türlü tertibat alınmıştır. Önceden alınmıştır. Sadece tertibat alınmamış bu husus gerek bilim adamlarıyla proje uygulanmaya konulduktan sonra paylaşılmış, gerekse projenin uygulamaya konulmasından öncede devlet demiryollarında 20 adet teknik elemanın hazırladığı bir raporla uygulamanın yapılmasında herhangi bir mahsur olmadığı belirten ve uygulama öncesi yapılan çalışmaları ihtiva eden bir doküman hazırlanmıştır. Bu konuda söyleyeceklerim bundan ibarettir. Sözlerimi tamamlarken bir şeyi özellikle yüce milletimle paylaşmak istiyorum. Siyaseten bizimle uğraşmak, bizi yıpratmak isteyebilirsiniz. Ancak bunu yapalım derken demiryollarımıza Atatürk döneminde başlayan 1946 yılına kadar çok büyük gelişme kaydeden ancak 1946 yılından günümüze kadar adeta unutulan demiryollarına çok büyük kötülük yapmış olursunuz. Onun için ben bu kazada hayatını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarının acıların paylaşıyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Şimdi bu kaza sonrası çok önemli bir tecrübemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kazanın oluşundan yani 19.43'ten sonra sadece 7 dakika içerisinde olay yerine 68 sivil savunma arama ve kurtarma elemanı, 18 itfaiye, 6 itfaiye aracı, 18 ambulans ve çevreden gönüllü 168 vatandaşımız katılmıştır. Ve 1 saat içerisinde bütün yaralılar hastanelere nakledilmiş, vefat edenlerin cesetleri de hastanelere ulaştırılmıştır. 1 saat içerisinde ve bu süre içerisinde de Kızılay kan kabul ederek vatandaşlarımızdan gerekli desteği sağlamıştır. Bu kaza sonraki kurtarma çalışmalarına katılan başta Sakarya , Bilecik , Eskişehir, İzmit; İstanbul, Gölcük illerimizden kamu ve tüzel kişilikler sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımızın gösterdiği bu örnek ve gayretli çalışmaları için ben şükranlarımı sunuyorum. Aynı zamanda olay sonrası gerekli güvenlik tertibatını alarak hiçbir şekilde kargaşaya ve kaosa meydan vermeyen İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ve Polis Emniyet Teşkilatımızın temin ettiği, aldığı tertibatlar içinde öyle ki 260 asker, 68 polis te gerekli güvenlik tertibatı vakit geçirmeden alınmıştır. Olay sonrasında bulunan en seri vasıta ile sayın Başbakanımız ve beraberinde benimde dahil olduğum 3 bakanla (Sağlık Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Sağlık Bakanı) bütün yaralıları ziyaret ettik gece aileleri ile görüşmeye çalıştık ve hastanedeki tedavi çalışmalarını, kurtarma çalışmalarını mahallinde inceledik. Hakikaten bu bölgenin özellikle 99 depreminden sonra arama kurtarma konusundaki deneyim kazanımlarının bu kazada azami oranda kullanıldığına şahit olduk. Bu bakımdan tüm katkıda bulunanlara teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar! Arzumuz ve ümidimiz bundan sonra bu nevi kazaların yaşanmaması. Ama konuşmamın başında söyledim. Dünyanın hiçbir yerinde kazaları sona erdiren bir mucize buluş henüz gerçekleşmemiştir. Onun için biz gereken tedbirleri alacağız, almaya da devam edeceğiz.
Bir soru daha akla geliyor. Siz sormadan ben söyleyeyim. Hızlandırılmış tren projesi hemen durdurulacak mı? Ne olacak? Bu sorunun cevabı değerli arkadaşlar: oluşturduğumuz uzmanlar heyetinin, teknik heyetin yapacağı çalışmalar sonucu ortaya çıkacak ve o zaman kararı vereceğiz. Sadece bunun kararını vermeyeceğiz bu kararla ortaya çıkan sonuç kimi sorumlu tutuyorsa buna bende dahilim. Bunun hesabının verecektir. Ve gereği de gecikmeden yapılacaktır. Ben bu duygularla tekrar milletimizin başı sağolsun diyorum, ve Allah'tan böyle bir kazanın bize yaşatılmamasını niyaz ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
https://www.tcdd.gov.tr/ adresinden alınmıştır
DERLENEN HABERLER
Yabancı uzmanlar incelemede İstanbul-Ankara seferini yaparken kaza yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı "hızlandırılmış" trenin raydan çıkma nedenini araştırmak üzere Almanya'dan gelen 3 kişilik uzman heyet,...devamı
Avrupa'da hata payı sıfıra yakın Sakarya'da meydana gelen tren kazasının ardından gözler, Avrupa'daki hızlı trenlerde uygulanan güvenlik sistemlerine çevrildi. Gelişmiş ülkelerde insandan kaynaklanan hatayı en aza...devamı
Makinistlere yüklendi Kazadan hemen sonra yaptığı açıklamalarda, hız sınırına uymadıkları gerekçesiyle makinistlere yüklenen TCDD Genel Müdürü Karaman, "hızlandırılmış" dahil tüm trenlerde hızı denetleyebilecek...devamı
Rapor sonucuna göre istifa ederim TCDD Genel Müdürü Karaman, kaza oldu diye istifa etmeyeceğini belirterek, "Eğer bu trenin hızlandırıldığı için kaza yaptığı ortaya çıkarsa ancak o zaman giderim" dedi. TCDD...devamı
İrem son yolculuğuna gelinliğiyle uğurlandı Tren kazasında ölen İrem Candan dün toprağa verildi. Başbakan Erdoğan, Candan ailesini evinde ziyaret ederek başsağlığı dileğinde bulundu. Sakarya'daki hızlandırılmış tren...devamı
3 yıl önceki kazada ölen yolcunun davası hâlâ sürüyor Tarsus'ta 2001'de devrilen trende ölen 4 kişiden biri olan Seda Küçükşahin'in abisi Serdal Küçükşahin'in TCDD aleyhine açtığı dava sürüyor Hukuk mücadelesini devam ettireceğini söyleyen...devamı
Tınaz Ailesi'ne Gözyaşı Tatil için Fransa'dan İstanbul'a gelen Tınaz ailesi, Eskişehir'e gidecekti. Otobüsle gitmeyi düşünen aile, son anda hızlı gidebilmek için hızlandırılmış trene bindi. Tren kazasında...devamı
Yolcu makinist de kazada ölmüş Sakarya Devlet, Pamukova ve ToyotaSA hastanelerindeki toplam 25 cesetten 24'ü teşhis edilerek ailelerine teslim edildi. Bilecik'in Pazaryeri İlçesi Devlet Hastanesi'ndeki...devamı