|
|
|
|
Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
Hazırlayan: Necmiye Uçansoy
Alışverişten iş hayatına günlük ekonomik ilişkileri düzenleyen Borçlar Kanunu Tasarısı, Başbakanlıkta. Borçlar Kanunu taslağı borç ilişkilerini düzenliyor. 80 yıllık yasa üzerinde 33 kişilik komisyon 7 yıl süreyle çalıştı. 114 kuruluştan bilgi istendi 649 maddelik tasarı hazırlandı.
E. Davanın reddinde ek süre Madde 157- Davanın açıldığı veya def'inin ileri sürüldüğü mahkemenin yetkili veya görevli olmaması veya düzeltilebilecek bir biçimde yanlışlık yapılması ya da vaktinden önce açılmış olması yüzünden dava reddedilmiş olup da, o arada zamanaşımı süresi dolmuşsa, alacaklının haklarını kullanabilmesi için altmış günlük ek süre işlemeye başlar.
F. Taşınır rehni ile güvenceye bağlanmış alacakta Madde 158- Alacağın bir taşınır rehniyle güvenceye bağlanmış olması, bu alacak için zamanaşımının işlemesine engel olmaz; bununla birlikte alacaklının, hakkını rehinden alma yetkisi devam eder. G. Zamanaşımından feragat Madde 159- Zamanaşımından önceden feragat edilemez.
Müteselsil borçlulardan birinin feragat etmiş olması, diğerlerine karşı ileri sürülemez.
Bölünemez bir borcun borçlularından birinin feragat etmiş olması durumunda da aynı hüküm uygulanır.
Asıl borçlunun feragati de kefile karşı ileri sürülemez. H. İleri sürülmesi Madde 160- Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hâkim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Borç İlişkilerinde Özel Durumlar BİRİNCİ AYIRIM Teselsül A. Müteselsil borçluluk I. Doğuşu Madde 161- Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar.
Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doğar. II. Dış ilişki 1. Hükümleri a. Borçluların sorumluluğu Madde 162- Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.
Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder. b. Borçluların savunmaları Madde 163- Müteselsil borçlulardan biri, alacaklıya karşı, ancak onunla kendi arasındaki kişisel ilişkilerden veya müteselsil borcun sebep ya da içeriğinden doğan def'i ve itirazları ileri sürebilir.
Müteselsil borçlulardan biri ortak def'i ve itirazları ileri sürmezse, diğerine karşı sorumlu olur.
c. Borçluların bireysel davranışı Madde 164- Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz.
2. Borcun sona ermesi
Madde 165- Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur.
Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler.
Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.
III. İç ilişki 1. Paylaşım Madde 166- Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukukilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.
2. Alacaklıya halef olma Madde 167- Diğerlerine başvurma hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.
Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.
B. Müteselsil alacaklılık Madde 168- Müteselsil alacaklılık, borçlunun, alacaklılardan her birine borcun tamamını isteme hakkını tanıdığı veya kanunun belirlediği durumlarda doğar.
Borçlu, alacaklılardan birine yaptığı ifayla, bütün alacaklılara karşı borcundan kurtulmuş olur.
Alacaklılardan birinin icraya veya mahkemeye başvurmuş olduğu kendisine bildirilmedikçe, borçlu onlardan dilediği birine ifada bulunabilir.
Aksi kararlaştırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukukilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, alacaklılardan her birinin edim üzerindeki hakları eşittir.
Kendisine düşen paydan fazlasını elde eden alacaklı, bu fazlalığı payını alamamış olan diğer alacaklılara ödemekle yükümlüdür.
İKİNCİ AYIRIM Koşullar A. Geciktirici koşul I. Genel olarak Madde 169- Bir sözleşmenin hüküm ifade etmesi, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen bir olguya bırakılmışsa, o sözleşme geciktirici koşula bağlanmış olur.
Aksi kararlaştırılmamışsa, geciktirici koşula bağlı sözleşme, ancak koşulun gerçekleştiği andan başlayarak hüküm ifade eder.
II. Koşulun askıda olduğu sıradaki durum Madde 170- Koşul gerçekleşinceye kadar borçlu, borcun gereği gibi ifasını engelleyecek her türlü davranıştan kaçınmakla yükümlüdür. Koşula bağlı hakkı tehlikeye düşürülen alacaklı, alacağı koşula bağlı olmayan alacaklıların haklarını korumak üzere başvurabilecekleri önlemleri alabilir.
Koşulun gerçekleşmesinden önce yapılan tasarruflar, koşulun hükümlerini zedelediği oranda geçersiz olur.
III. Koşul gerçekleşinceye kadar elde edilen yararlar Madde 171- Borcun konusunu oluşturan şey, koşulun gerçekleşmesinden önce kendisine verilen alacaklı, koşul gerçekleşirse, koşulun gerçekleşmesine kadar elde ettiği yararların sahibi olur.
Koşul gerçekleşmezse alacaklı, elde ettiği yararları geri vermekle yükümlüdür.
B. Bozucu koşul Madde 172- Sona ermesi önceden gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen bir olguya bırakılan sözleşme, bozucu koşula bağlanmış olur.
Bozucu koşula bağlanmış sözleşmenin hükümleri, koşulun gerçekleştiği anda ortadan kalkar.
Aksi kararlaştırılmadıkça veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça sona erme, geçmişe etkili olmaz. C. Ortak hükümler I. Koşulun gerçekleşmesi Madde 173- Koşul, taraflardan birinin bizzat yerine getirmesi gerekli bir davranış değilse, o tarafın ölümü hâlinde mirasçısı onun yerine geçebilir. II. Dürüstlük kurallarına aykırı engelleme Madde 174- Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesine dürüstlük kurallarına aykırı olarak engel olursa, koşul gerçekleşmiş sayılır.
Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesini dürüstlük kurallarına aykırı biçimde sağlarsa, koşul gerçekleşmemiş sayılır.
III. Yasak koşullar Madde 175- Bir koşul, hukuka veya ahlâka aykırı bir yapma veya yapmama fiilini sağlamak amacıyla konulmuşsa, bu koşula bağlı hukukişlem kesin olarak hükümsüzdür.
|
|
|
|
|