|
 |
|

AHMET HAKAN
Savcı ve şiir
Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş "Etkilendiğim Şiirler Güldeste" adlı kitabını, sağ olsun, "en iyi dilekleriyle" imzalamış, bana da göndermiş.
Kitap, Vural Savaş'ın seçtiği şiirlerden oluşuyor. İşin içinde bir 'telif' sorunu var, tartışmaları ilgiyle izliyorum ama benim asıl ilgilendiğim konu bu değil...
Ben daha çok Vural Savaş'ın hangi şiirlerden etkilendiğiyle ilgiliyim...
Parti kapatma davaları açan, siyasetçilere yasak getirilmesini isteyen, CHP'yi bile AKP iktidarına ödün verdiği gerekçesiyle sert bir şekilde eleştiren, kendisini 'militan demokrat' olarak nitelendiren Vural Savaş'ın, iş şiire geldiğinde tutumu ne? Cevabını aradığım soru bu...
Kitabı incelediğimde ortaya çıkan sonuç beni çok şaşırttı..
Nasıl şaşırmayayım Meğer Savcı Bey, Nazım Hikmet'ten Edip Cansever'e, Murathan Mungan'dan Baki'ye, Yahya Kemal'den Cemal Süreya'ya Mehmet Akif'ten sıkı durun Can Yücel'e, Türk şiirinin ne kadar usta ismi varsa hepsinin şiirlerinden etkilenmiş...
Ne güzel!
Mesela "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular" diye başlayan Attila İlhan şiirini pek severmiş... Sadece bu şiir mi? Vural Savaş'ın özellikle 'hapishane şiirleri'ne özel bir ilgisi var... Sabahattin Ali'nin bestelenen şiiri "Aldırma Gönül" de Savaş'ın gözde şiirlerinden... Hani şu "Kurşun ata ata biter / Yollar gide gide biter / Ceza yata yata biter / Aldırma gönül, aldırma" diye biten şiir... Başka? Vural Bey, hapse düşmüş solcu aydınların yazdıkları mektupları süsleyen, hapse düşmeyenlerin bile pek sevdikleri "Bugün Pazar / Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar..." diye başlayan Nazım Hikmet şiirinin de hastasıymış...
Bu şiirleri seven bir kişinin, insanların düşüncelerinden ötürü hapishanelerde yatmasına gönlünün nasıl razı olduğu sorusu kafama takılmıyor değil ama olsun yine de Vural Savaş'a ısındığımı söyleyebilirim. Ben "bu şiirleri seven adamdan kimseye zarar gelmez" diye düşünüyorum.
Yalnız bir konu var. Vural Bey, Mehmet Akif'ten, Başbakan Erdoğan'ın da pek sevdiği, "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla övemem? Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem" diye başlayan şiiri de almış 'etkilendiği şiirler'in arasına... O şiirin son dizesi şudur "İrtica'nın şu sizin lehçede manası bu mu?" Savcı Bey, bu bölümü almamış. Akif'in 'irtica'ya dair söyledikleri, anlaşılan hoşuna gitmemiş...
Olsun, olsun.. Hiç önemli değil... Dedim ya ben Vural Savaş'ı gerçekten çok sevdim, onunla şiir üzerine saatlerce konuşabilirim...
Aziz Nesin The Marmara'da!
Attila İlhan, her gün Divan Pastanesi'ne giderdi. Bir masası vardı, görüşmelerini orada yapardı. Ama maalesef Divan Pastanesi'ni daralttılar, kafe bölümünü lokantaya çevirdiler. Attila İlhan da kendisine yeni bir mekan buldu The Marmara Cafe...
Dün sabah baktım yine orada... Karşısında kendisini ilgiyle dinleyen iki kişiyle oturmuş sohbet ediyordu... Derken her hallerinden 'okulu kırdıkları' anlaşılan dört lise öğrencisi geldi. İçlerinden biri Attila İlhan'ı fark etti, arkadaşlarına gösterdi. Ben içimden "Ne güzel Attila İlhan'ı tanıyorlar" diye geçiriyordum ki, Attila İlhan'ı fark eden öğrencinin şöyle dediğini duydum "Aa bakın! Aziz Nesin de burada!". Bir 'dumur detayı' gibi değil mi? Ne dersiniz?
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|