kapat
29.05.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL


Gül'ün uyarıları

Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Gül'ün temsil ettiği İslam Konferansı Örgütü'nün Tahran toplantısı, İran'da mollaların kaygıyla, halkın ise umutla gözlerini ABD'ye çevirdiği döneme rastladı.

Çünkü toplantının hemen arefesinde, ABD yönetimi İran politikasını masaya yatırdı. Gerçi henüz bir bilgi sızmadı ama Pentagon'un "Şahinler" ekibinin (Rumsfeld, Wolfowitz, Perle), İslam Cumhuriyeti'nin "iç dinamikler"in harekete geçirilmesi, yani toplumsal başkaldırıyla devrilmesi için bastırdığı biliniyor. Görüşlerini kabul ettireceklerinden de kimsenin kuşkusu yok. Zaten Wolfowitz ilk ipuçlarını verdi Washington'da bulunan TÜSİAD heyetine, "İlişkilerin düzelmesi için top Türkiye'de. Ortadoğu'da bazı siyasi gelişmelere destek bekliyoruz" dedi. Adres belli Filistin-İsrail barışına, ABD'nin yeni İran politikasına yardım...

İran yetkilileri de son zamanlarda Batı basınına verdikleri demeçlerde korkularını açıkça seslendirdiler. Bir örnek aktaralım:

İranlılar "yeter" diyor
Meclis Başkan Yardımcısı Behzad Nebavi, Fransız "Le Monde" gazetesine, "ABD ile ilişkilerin düzelmesi bir ulusal güvenlik sorunu haline geldi" dedi ve ekledi "ABD'nin İran için özel bir projesi olduğu kesin. Bu projesini gerçekleştirmek için silaha başvurması da şart değil. Tabii korkuyorum. Tepeden tırnağa silahlı ABD'nin gücünden kim korkmaz?"

Eski Devlet Başkanı ve rejimin en önemli isimlerinden Ali Ekber Haşimi Rafsancani ise ABD ile 1979'da kesilen ilişkilerin düzeltilmesi konusunda referandum önerdi, "Halkın bu konudaki görüşlerini öğrenmek zorundayız" dedi.

Halka gelince... Rejimin 25 yıldır süren beyin yıkama kampanyasına rağmen şaşırtıcı ölçüde ABD yanlısı. Buyurun "Le Monde"un görüştüğü İranlılar'dan cümleler:

"Afganlılar ve Iraklılar diktatörlerinden kurtuldu. Niye biz de kurtulmayalım? Sorun çok basit; İslam Cumhuriyeti'ni artık istemiyoruz. Devrimin fiyasko olduğunu anlamak 25 yılımıza mal oldu. Rejimi değiştirmek için ABD'nin bize yardım etmesini istiyoruz."

Gül bir dönemin son günlerinin yaşandığı Tahran'a İslam coğrafyasında büyük depremlerin habercisi olan bu gelişmelere karşı uyarıda bulunma kararlılığıyla gitti. Konuşmasında dedi ki, "İslam ülkelerinde değişim süreci başlamalı. Devir demokrasi devri, saydamlık devri. Temel hak ve özgürlüklerin, kadın-erkek eşitliğinin üstün tutulacağı vizyon geliştirin. Gerçekçi olun, değişim şart..."

Erdoğan'a rağmen
Dileriz Gül'ün bu mesajları yerine ulaşır. İran'dan Suudi Arabistan'a kadar "Topun ağzındaki" tüm rejimler, dış dayatmalara gerek kalmadan çağın gerçeklerine ve de gereklerine uygun değişimleri gerçekleştirir.

Yine dileriz, bu mesajlar Ankara'da, AK Parti'de değişime karşı direnen çevrelerde de olumlu yankı bulur.

Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde tesettür davası açan Hayrünnisa Gül'de.

Örneğin, Başbakan Erdoğan'ın, "Tesettürün öne çıkması beni de rahatsız ediyor" yakınmalarına rağmen Devlet Konukevi'nde düzenlenecek "Osmanlı'dan Günümüze Tesettür" konulu defileyi "himayesine aldığı" söylenen Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın eşi Münevver Arınç'ta.

Yanlış anlaşılmasın; kimsenin onlardan başlarını açmalarını istediği yok.

Sistemin duvarlarında gedik açmaya ve o gediklerden başlarını uzatmaya kalkışmasınlar yeter...

Mesajlarınız için: esafak@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Logo Melodi
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır