|
 |
|

Sergen'sen atarsın
Sinan Engin, derbi öncesinde Sergen'e, "İşte maç bu. Çık, oyna, G.Saray'ı devir, gel karşıma" diyordu
Beşiktaş'tan İstanbulspor'a giderken, yüreği yangın yeri gibi olan Ali Rıza Sergen Yalçın, bir gün yuvaya tekrar döneceğine inanıyor ve gittiği her yerde bu hırsla oynuyordu. F.Bahçe... G.Saray... Trabzon... G.Saray derken, Sinan Engin'den aldığı müjdeyle sevinç naraları atıyordu. Engin, "Seneye birlikteyiz" diyordu... Sergen bir yandan G.Saray'ın şampiyonluğu için savaşırken diğer yandan ligin bir an önce bitmesi için dua ediyordu.
Sezon sonunda sakatlanınca adeta dünyası başına yıkılmıştı... "Gerekirse boğazına ip takar onu oynatırım" diyerek yöneticileri ikna eden Sinan Engin, Sergen için, "Ayağı kopsa bile onu alacağız, yeni sezonda Beşiktaş'ta oynayacak" diye hiçbir tereddüte yer bırakmayacak net açıklamalar yapıyordu. Bu açıklamayı televizyondan öğrenen Sergen hemen telefona sarılıp Sinan ağabeyine teşekkür ediyordu.
Nitekim, 2. Başkan ve İcra Kurulu Başkanı Hüsnü Güreli'nin evinde, Sinan ağabeyinin yanında, para, pul konuşmuyor ve boş sözleşmeye imzayı atıyordu. Hüsnü Güreli, 31 yaşındaki yıldızın bonservis bedeli olarak Siirt Kulübü'ne bir milyon 500 bin dolar öderken bir dakika bile tereddüt etmemişti. Çünkü Sinan Engin, "Sergen oynar, ben onu oynatırım ve oynarsa da bu takımı şampiyon yapar" diyordu. 31 yaşına kadar kazandığı paranın büyük bölümü, elden uçan Sergen, ciddi bir malvarlığına da sahip değildi. Hesap uzmanı Hüsnü Güreli bu konuyu da gündeme getirip, "Sana yapılacak ödemelerin bir bölümünü ayrı bir hesapta toplayıp ben değerlendireceğim. Yaşın ilerledi, bundan sonraki kazançlarını, yaşamının kalan bölümü için iyi kullanmalısın" demişti. Sergen de tereddütsüz kabul etmişti bu teklifi...
Lucescu'nun Beşiktaş'la anlaşması, yıldız futbolcunun daha da keyiflenmesine neden olmuştu. Ancak sakatlık nedeniyle yeteri kadar çalışamadığı için 8-9 kilo fazlalığı vardı ve bu fazlalık başını uzun süre ağırtacaktı. Engin, bir an bile yalnız bırakmadığı Sergen'e, her gün salonda özel çalışma yapma şartı koymuştu ve bu konuda kesinlikle affı yoktu. Buna rağmen toparlayamıyordu Sergen.
Gol at dişimi kırayım
Yıldız futbolcu, bir yandan oynamak ve taraftarın önüne çıkmak için can atarken, diğer yandan tam hazır olamadığını biliyordu. Vücudundaki fazla kilolar ve hazırlık kampında istediği şekilde çalışamaması, kondisyonunu etkilemişti. Bu nedenle oynadığı maçlarda istediği performansı sergileyemiyor ve doğal olarak gergin günler yaşıyordu.
Ancak, içinden saymayı öğrenmişti(!) Ali Rıza Sergen Yalçın. İlk tepkisini frenlemeyi biliyordu. Bazen verdiği pasları geri alamayınca arkadaşlarına kızmasına rağmen, sadece ellerini iki yana açıp alçak sesle söylenmekle yetinen Sergen, hakemler ve rakiplerle olan diyaloglarında da çok dikkatliydi.
Sergen zor günlerinde bir kişiyi hep yanında buldu. O kişi Sinan Engin'di.. Lucescu ile yönetim arasında kurduğu köprüyü, Sergen'le medya ve diğer futbolcular arasında kuran Engin, yıldız futbolcuyu, sorumluluk sahibi gerçek bir lider haline getirmişti.
Kimi zaman, "Sen hayatta kafayla gol atamazsın!" diyerek onu kafa golü atmaya zorluyor, bazen de, "Gel iddiaya girelim, bu maçta kesinlikle gol atamazsın" şeklinde yıldız futbolcuyu motive ediyordu.
Adanaspor karşısında ikinci penaltıyı kaçırdığında, "Sergi at şunu be oğlum.. At da bitsin şu maç" diye fırçalayan Engin, maç sonunda da "Orta sahadan gol atıyorsun, penaltı kaçırıyorsun be oğlum... Olacak iş mi ya!" diyerek sert bir dille sitemlerini de iletiyordu.
İşin bir başka ilginç yanı aralarındaki diyaloğu çok iyi bilen Lucescu da, Sergen'i Sinan Engin'e emanet etmişti. Antrenmana çıkmadığı veya yetersiz çalıştığında Rumen hoca futbolcusuyla konuşmaktansa Sinan Engin'e durumu bildirmeyi uygun görüyordu. Yani kelimenin tam anlamıyla Engin'in kontrolünde olan Sergen Yalçın, menacerin yönlendirmesiyle ligin son haftalarında Beşiktaş'ı sırtlayan adam oluyordu...
Bu sırada Sinan Engin dışındaki kişilerle de iddialara girdiği oluyordu Sergen'in. Örneğin altyapıda görev yapan Yemen Ekşioğlu kendisine "Bu maçta gol at sana 2 milyar prim" deyince, "Ben golümü atarım, sen de, attığım her golden sonra PAF takımına 2 milyar dağıtırsın" karşılığını veriyor ve genç kardeşlerini de düşünüyordu.
Sergen gol atıyor, çalışıyor alkış alıyor ama ne var ki, Sinan Engin'in mutlu etmek de kolay olmuyordu! Herhangi bir maç öncesi "Gol atamazsın, bu maçta hayatta atamazsın, sen gol at ben dişimi kırıyım" diyen Engin, yıldız futbolcu gol attıktan sonra da, "Atsan ne olur Sergi, bu maçta herkes gol atar" diyerek oyuncusunu hırslandırıyordu... Beşiktaş; Malatya, Elazığ, Adana, G.Birliği gibi zorlu deplasmanları kayıpsız geçip puan farkını 5'e çıkardığında iş G.Saray maçında alınacak bir puana kalmıştı.
Sen busun herkes görsün
Derbiye çok iyi hazırlanmasını bilen Sergen, Sinan ağabeyiyle yaptığı konuşmalarda yine ilginç bir tavırla karşı karşıyaydı. Ünlü menajer, "İşte maç bu... Sergen'sen bu maçta gol atacaksın. Öyle sıradan maçlarda attığın golleri anlatma bana.. Çık, oyna, G.Saray'ı devir, gel karşıma" diyordu.
Sergen de, "Bekle beni maç sonunda... Bu G.Saray benim..." diye cevap veriyordu ünlü menajere...
Sergen tarihi golü atıp maçı bitirdiğinde, destansı futbol yaşamına altın bir sayfa daha eklerken Sinan Engin, canı gibi sevdiği futbolcusuna, daha doğrusu kardeşine şöyle haykırıyordu İşte bitirdin oğlum... Bitirdin, iş bitti... Aferin yakışanı yaptın. Sen busun... Sen busun işte, herkes görsün... İşte Sergen bu... Aslanım benim.......
Teşekkür ve protesto
Sergen, Beşiktaş'a imza attığı gün 10 numara tartışması da başlamıştı. Ahmet Dursun'un, "Gerekirse Beşiktaş'tan ayrılırım ama formamı vermem" şeklindeki açıklamaları gazetelerde yer alıyor ve ortalık iyice geriliyordu. Ancak bu konuya da el koyan Sinan Engin olayı tatlıya bağlıyordu. Tabii sorunun çözülmesinde Ahmet Dursun'un çok iyi niyetli yaklaşımı da büyük rol oynuyordu. Sergen bunun için takım arkadaşına özel olarak teşekkür etmeyi ihmal etmiyordu. Bu sezon Sergen'in en çok sıkıldığı dönem ise Sinan Engin'in kendisiyle 10 gün kadar küs kalmasıydı. Yıldız futbolcuyu gece yaşamı konusunda uyaran Sinan Engin yakın bir dostundan duyum almış ve Sergen'in kendi sözünü dinlemediğini öğrenmişti. Bunun üzerine, antrenmanda gördüğü Sergen'e "Yanıma bile yaklaşma" diyen Engin daha sonra biraz yumuşasa da, Sergen'e 10 gün kadar çok soğuk davranıp ders veriyordu. Çok sevdiği, Ümraniye Tesisleri'nde odasından çıkmadığı Engin'in kalbini kazanmak için gayret sarfeden Sergen daha sonra aradaki buzları eritmeyi de başarıyordu...
YARIN
Beyler şampiyonluk gidiyor burada ölürüz.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|