|
 |
|

Hz. Muhammed de modayı takip ederdi
İlahiyatçılar, "Tesettürün modası olur ancak bu İslam modası değildir"diyor ve İslam peygamberini örnek gösteriyor O da Roma'da dikilen dönemin moda gömleklerini giyerdi
İslami kesimde yaşanan moda tartışmalarına modacılar, kadınlar ve entellektüellerin yanı sıra İlahiyat profesörleri de katılıyor. Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Beyza Bilgin ve Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yunus Vehbi Yavuz, tesettürde modanın her zaman olduğunu ancak İslam bir din olduğu için bunun 'İslam modası' olarak adlandırılmasına karşı olduklarını dile getiriyor.
Yavuz, İslamın koyduğu genel ahlak kurallarına uygun olmak kaydıyla Müslümanların giyim kuşamlarını kendi anlayışlarına, örf ve adetlerine, iklim şartlarına göre istedikleri gibi düzenleyebileceklerini belirterek, "Bunun adı modadır" diyor.
DİNİ AÇIDAN SAKINCASI YOK
Tesettür giysilerinde yenilikleri tanıtmak için de defile düzenlenmesinde dini açıdan bir sakınca olmadığını söyleyen Yavuz, şöyle konuşuyor "Hatta modayı belirleyen Batı dünyası ile bu anlamda ticari bir yarışa bile girilebilir ve yapılanlar başka ülkelerdeki defileler ile de duyurulabilir. Ancak modaya dini bir renk verilmesini uygun görmüyorum. Müslüman modası olur ama İslam modası olmaz. Kutsal kavramların ticari alanlarda kullanılmaması gerek. Bir Müslümanın da modayı takip etmesinde bir sakınca yok. Peygamberimiz de Roma'da dikilen ve o dönem moda olan gömlekleri giyiyordu.''
Prof. Dr. Bilgin de modanın insanlık tarihi boyunca hep var olduğunu belirterek, "Afrika'nın en ücra köşesinde bile moda var. Her toplum hem kendi modasını yaratır, hem de diğer toplumlarda etkili olan modadan etkilenir. İslamiyette de moda vardır. Tesettür sadece örtünmek değildir, estetik dikkate alınarak örtünmektir. Eski devirlerdeki kıyafetlere baktığımızda tesettürde bir moda olduğunu görürüz. Bugün kıyafetlerin günümüz modasından etkilenmesi kaçınılmaz''diyor.
YOZLAŞMA YAŞANIYOR
Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç ise tüketim alışkanlıklarını İslami kesimin hiç sorgulamadan kabul ettiği görüşünde. İslami kesimde Türk toplumunun bütününde olduğu gibi bir yozlaşmanın yaşanmakta savunan Bulaç, şunları söylüyor
"Asıl eleştirilecek olan İslami kesimin bu kadar çabuk ve istekli bir biçimde tüketim sürecine katılması. Mensup oldukları kimlik üzerinde düşünmüyor bile. Defile ise 'bizim neden olmasın?' diyor. 'Modern dünyada ne varsa biz de olmalı, biz bunu İslamileştirebiliriz' deniliyor. Tesettür ve kadın defilelerde bir ticari meta olarak kullanılıyor. Oysa Müslümanlığın kadına yüklediği misyon kişiliktir, fakat moda uğruna kadına kişiliğini değil, dişiliği ön plana çıkarması öneriliyor. Müslümanlarda buna sorgulamadan katılıyor. O zaman senin diğerlerinden ne farkın kalıyor? İslami kesim kültürün en değersizine talip oluyor, içinde eriyor, bu bir şizofrenidir. Ayrıca israf günahtır. Bir eşarbı daha ucuza almak varken marka ve moda diye ona gerçek değerinin onlarca katı para ödenmek israftır. Şehir içinde moda diye arazi arabalarına binilmesi nasıl kültürdür? Estetik farklı ve önemli ancak her yıl gardrobu değiştirirseniz, 50 küsur tane başörtünüz olursa siz nasıl Müslüman kalırsınız?"
MÜTEVAZİ DAVRANILMALI
Mektup Dergisi yazarı Hasibe Turan da her yıl değişen modaya göre kıyafet yenilemenin israf olduğunu düşünüyor "Tüketimi tetikleyen ve sürekli sizin alışveriş yapmanız üzerine kurulu bir sektör. 'İslami moda' diye bir tanımlama olamaz. İslamiyet bir dindir, dinin modası olur mu? Ancak kılık kıyafete bir çeki düzen vermek gerek. İnanan insanların da kendi tarzları olabilir, kendi tarzlarını yaratabilirler. Bunu yaparken de mütevazi davranmak, gösteriş yapmamak ve israftan kaçınmak gerek."
Modacı Yasemin Babayiğit İslami moda tanımlaması yanlıştır diyor ve ekliyor Müslüman kadının güzel ve şık görünmesinden yanayım. Ama bu seksi ya da vamp olmak anlamında değil. Moda bir israftır ama bu çarkın dışında da kalamıyorsunuz, Müslüman kadında modadan etkileniyor.
VİTRİNDE BEĞENİP DİKTİRİYOR
Tesettür kıyafetleri diken terzi Hasibe Taşpınar, "Müşterilerim vitrinlerdeki modelleri diktiriyor. Vakko, Beymen, Park Bravo gibi markalardan kıyafet beğeniyorlar ve bunları diktiriyorlar. Hem daha ucuza mal oluyor hem de tesettüre daha uygun hale getiriliyor. Örneğin etek boylarını uzatıyoruz, yırtmaçları daha kapalı yapıyoruz, ya da beden hatlarını tam belli etmeyecek şekilde düzeltiyoruz'' diyor.
2 yıldır gelinlik diken Huriye Koçbay, gelinlikte de modanın olduğunu anlatıyor Ben piyasada tesettüre uygun gelinlik olmadığı için talep üzerine dikmeye başladım. Çünkü gelinlikler tesettüre uygun değil, yakasını kapattığınızda ya da kolunu uzattırdığınızda modelleri bozuluyordu. Modelleri kendim yaratıyorum ve Osmanlı motiflerini kullanıyorum. Bu yıl kırık beyaz ve nakış işlemeli gelinlikler moda. İlk kez bu yıl renkli duvaklarda kullanmaya başladık.
Ali Bulaç
Müslümanlar sorgulamıyor. O zaman senin diğerlerinden farkın ne?
'Tesettür modayı takip etmeye engel değil'
34 yaşındaki Makbule Hacıkasımoğlu bir kadın olarak modayı yakından takip ettiğini söylüyor. Tesettürlü olmasının modayı takip etmesine engel olmadığını anlatan Hacıkasımoğlu, 10 yıl kendi butiğini işlettiğini daha sonra da kişisel nedenlerden dolayı işi bıraktığını anlatıyor. "Kendi ürettiğim ürünleri satıyordum, hepsi de modaya uygundu'' diyor.
FRAPANLIK OLMAZ
İslami kadının en büyük şıklığının aksesuar ve başörtüsü olduğunu anlatan Hacıkasımoğlu, 'Frapan olmamak kaydıyla, şıklık adına bu lüksümüzü kullanıyoruz. Güzel ve renkli eşarplar kullanıyoruz. Pardesü altına giyilen kıyafetlerde de modayı takip ediyoruz, düşük bel moda ise bizde giyiyoruz, yırtmaçsa o yılın modası bizim eteklerimizde de yırtmaç oluyor, ama biraz daha kapalı olarak. Sivri burunlu ayakkabılar giymemizi tesettürlü olmak neden engellesin. Sadece kıyafetlerin çok fazla vücut hatlarımızı ortaya çıkaracak şekilde üzerimize oturmamasına dikkat ediyoruz. Sonuçta bizler de kadınız ve modayı takip ediyoruz, ama inançlarımızdan taviz vermeden bunu yapıyoruz' diye konuşuyor.
Nihal Bengisu Karaca; (Zaman gazetesi ve Aksiyon Dergisi yazarı)
Tesettür eşittir üniforma değil
Moda her sezon gardrobun yenilenmesini telkin eden, 'bu yıl yaza şu renk hakim olacak' gibi dayatmaları koşulsuz kabullenmeyi gerektiren tarafları ile birlikte düşünüldüğünde 'İslami' olması imkansız bir kavram. Ama bu, ondan yararlanmayacağız anlamına gelmiyor. Eğer modern yaşamı tümüyle reddeden telefon, televizyon ya da elektrikli herhangi bir alet kullanmayan, giysileri 1800'lü yılların stilinde donmuş olan "Amish"ler gibi yaşamayacaksanız içinde bulunduğunuz kamusal alandan etkileneceksiniz; sınırlarını çizebilirsiniz, ama onun tümüyle dışında kalmak imkansız olduğu kadar mantıksız da.
DEMODE OLMASIN
Tesettürlü kadınların giydiği pardesü bile kelimenin Fransızca kökeninden anlaşıldığı gibi modanın beşiğinden ithal bir giysi.
Öte yandan tesettür ille de 'üniforma'yı andıracak, tek model giysilerle olacak diye bir kaide yok bildiğim kadarıyla. Bir sosyal demokratın 'squash' oynaması şaşırtıcı değilse, tesettürlü bir kadının 'demode olmayan' özel bir giysi hazırlatması da o kadar doğal.
YARIN
'İslami yüzler' bronzlaşıyor
* Tatiller artık denize girilerek ve güneşlenilerek geçiriliyor.
* Ezan sesinin duyulduğu, kadın ve erkek plajlarının ayrıldığı 5 yıldızlı oteller.
* İslami kesimin entellektüelleri tatile gideceklere Mekke ve Medine'yi öneriyor.
Pervin KAPLAN
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|