kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Nisan 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

'Altın Kızlar'a yatırım zamanı

İşleri zordu... Yıllarca en romantik aşk filmlerinde göz süzen, gönül çalan, cazibeleriyle erkeklerin yüreklerini hop hop hoplatan Yeşilçam yıldızları, şimdi çişlerini bile tutamayan yaşlı kadınlar olarak reyting savaşının içine gireceklerdi. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik'i öncelikle bu aslan yürekliliklerinden dolayı kutluyorum. Nevra Serezli'yi ise bir kez daha ekrandan damağımıza tiyatro tatları çaldığı için... atv'nin 'Altın Kızlar' dizisinde yılların oyuncularını heyecandan elleri, dizleri titrerken görmek ayrı bir keyifti. Profesyonel olmanın temel kuralının 'amatör heyecanını kaybetmemek' olduğunu bir kez daha gösterdiler. Heyecanlı oldukları için biraz gergindiler. Eminim kızlar bu 'ilk gece' heyecanını atlatınca, ortaya çok daha keyifli bir oyun çıkaracaklar. Yabancı dizilerden devşirme sit-com'larda en büyük hata, sadece 'Türkçeleştirme' ile yetinilmesidir. Oysa en önemlisi oyunu 'Türkleştirmek'tir. Kına gecesi sahnesi de olmasa, dizinin New York'ta geçtiğini sanacaktım. Bu konuda yazarlara daha büyük bir sorumluluk düşüyor. Bana göre ilk bölümün en başarılısı Nevra Serezli'ydi. Çünkü sit-com, 'tiyatroya yakın' bir performans gerektiriyordu. Sinema ile tiyatro oyunculuğu arasındaki temel farklılıklar, Şoray, Koçyiğit ve Girik'i ilk başlarda bir hayli zorladı. Ama dedim ya, onları bir arada sadece bir fotoğraf karesi olarak bile izlemek büyük keyif... İlk bölümün en vurucu esprisi ise bana göre Safiye'den (Fatma Girik) geldi. "Gece hiç tuvalete kalkmıyorum. Her sabah kurulu saat gibi 7'de çişimi yapıyorum. Tek kötü yanı, 8'den önce uyanamamam" demesine kahkahalar attım... Yıllar ne kadar hızla akarsa aksın, Yeşilçam'ın efsanelerine bakınca kimsenin gözü; kırışan gerdanları, yağlanan karınları görmüyor. Çünkü 'altın', zamanın tozuna bulanmakla, asla değerini yitirmiyor!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın