CHP'ye özgürlük yakışıyor

D eniz Baykal'ın Brüksel ziyareti olumlu bir adım. Aslında sol bir parti, AK Parti'yi yetersiz bulup, özgürlüklerin genişletilmesi için ısrarcı davranmalıydı. Maalesef bugüne kadar CHP'den hep tersine adımlar gördük. Anayasa mı değişecek, hemen partinin statükocu yüzü ortaya çıkıyor. 301. madde yeniden mi düzenlenecek, gene CHP'den itiraz sesleri yükseliyor. Bu sebepten dolayı, seçim yatırımı gibi değerlendirilse dahi, başörtüsü ve Kur'an kursu açılımları alkışlanmalı.
CHP-Avrupa Birliği ilişkilerinin geliştirilmesi de, Türkiye'yi daha büyük bir mutabakat zeminine çekecektir. Aksi takdirde, her hassas konuda yeni bir gerginlik doğuyor ve ileri doğru gelişme sağlanamıyor.
AK Parti, klasik muhafazakâr bir duruştan uzaklaşırken, (sözgelimi, Nâzım Hikmet'e vatandaşlık hakkının tanınması, Çetin Altan'a Kültür ve Sanat Ödülü'nün verilmesi, Alevilerle yakınlaşma, TRT'de 24 saat Kürtçe yayın) CHP de, muhafazakâr kesime açılıyor. Her iki partinin, politikalarını, rakiplerinin oy tabanını kucaklayacak biçimde farklılaştırmasını, umuda götüren müspet adımlar.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 5 yıllık bir aradan sonra Brüksel'e gitti. İlk temasını da, Komisyon'un genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile yaptı. Olli Rehn, CHP'nin çarşaf açılımını değerlendirirken, "geniş çaplı toplumsal uzlaşının" önemine temas etti.
Türkiye açısından Avrupa Birliği, demokratikleşme çabalarında kamçılayıcı bir rol üstleniyor. Bu durumda, Deniz Baykal'ın AB'ye yaklaşması, bir anlamda iç siyasette de AK Parti ile CHP arasında mutabakat zemininin oluşmasına katkı sağlayacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın