Uçsuz bucaksız maviliklerden, derinliklerden de haz etmem, beyazlıklardan daFobidir benim için bu bölgelerO yüzden Uludağ'da snowboard yaparken kaybolan ve saçmalıklar silsilesi sayesinde donarak ölen Ümit Özgen'in karların ortasında yaşadıklarını okurken acı çektim resmen. Normal şartlar altında hayatını kurtarmasına yardım edecek cep telefonu da yanındaydı Ümit'in; ama sorumsuzluk, cahillik, bilinçsizlik yüzünden hiçbir işe yaramadı telefonu, pisi pisine hayatını kaybetti Ümit. Arkadaşına yolladığı cep mesajları hele, insanı çıldırtacak, saç baş yoldurtacak cinsten: Önce otelin bulunduğu yeri bulmak için 'işaret fişeği atılmasını' istiyor ama yok! Sonra "Bir saate donarım, acil helikopter" diyor, o da yok! "Lütfen donuyorum, ölüyorum Sinan" diye yalvarıyor; yapılan hiçbir şey yok. Tam 11 saat bekliyor, direniyor. Ne koca Uludağ'da bir işaret fişeği bulunup atılıyor, ne de telefon sinyallerinden yeri tespit edilebiliyor. Arkadaşının iddialarına göre Ümit'in kaybolmasına son ana kadar ciddi bir vaka olarak bakılmıyor bile, top o kurumdan o kuruma atılıyor, aptalca bir bürokrasi yüzünden biri ölebiliyor. Ne kadar basit, ne kadar acı ve yazık. En kötüsü de 'burası Türkiye' diyoruz, hiçbir şeye şaşırmıyoruz. İsyan etmiyor, hesap soramıyoruz.
Yayın tarihi: 26 Ocak 2009, Pazartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/26/gny/haber,B20DAC6139B147B6BA3BFD9CA47AEE1F.html Tüm hakları saklıdır.