| 25 Aralık 2008, Perşembe |
Anayasa Mahkemesi'nde görüş ayrılığı
AJANSLAR
Giriş Saati : 25.12.2008 13:19
Güncelleme : 25.12.2008 21:00
Güncelleme : 25.12.2008 21:00
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, kapatılan belde belediyelerin yerel seçimlere girmesinin anayasa ihlali olacağı yönünde yaptığı açıklamanın, mahkemenin bu yöndeki görüşünü destekleyen altı üyesi adına yapıldığını söyledi. Öte yandan Anayasa Mahkemesi'nin 8 üyesi ise "Haşim Kılıç'ın sözlerine katılmıyoruz" açıklamasını yaptı.
KILIÇ: KURUMLAR ARASINDA ÇATLAK YOK
Anayasa Mahkemesi girişinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Kılıç, kurumlar arasında çatlaklığın söz konusu olmadığını kaydetti.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı adına dün yapılan açıklamada Danıştay'ın kararını benimseyerek kapatılan belediyelere yerel seçimlere girme yolunu açan Yüksek Seçim Kurulu anayasayı ihlal etmekle suçlanmıştı.
Başkan Vekili Osman Paksüt ise bu konunun heyette görüşülmediğini ve açıklamanın Kılıç'ın kişisel görüşü olduğunu söylemişti.
Osman Paksüt'ün, açıklamadan haberdar olmamasının normal olduğunu dile getiren Kılıç, "Paksüt karar verilirken muhalefetteydi. Görüşünü kararda belirtti. Bu konudan haberdar olmaması normaldir" dedi.
8 ÜYEDEN BİLDİRİ
Bu arada Anayasa Mahkemesi tarihinde ilk kez üyeler, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı adına yapılan bir açıklamanın kendi görüşlerini yansıtmadığını açıkladı. 8 üye, bildiri yayınlayarak, Mahkeme Başkanı Kılıç'ın yaptığı açıklamaya itiraz etti.
Danıştay 8. Dairesi'nin kapatılan bir beldeye yerel seçime girme vizesi vermesinin ardından Yüksek Seçim Kurulu'nun kapatılan tüm beldelere bu hakkı vermesi üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'nın yazılı bir açıklama yaparak bu durumu sert bir dille eleştirmesi Yüksek Mahkeme'de sert rüzgarların esmesine yolaçtı. Mahkeme Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın yaptığı yazılı açıklamadan haberi olmadığını ve bu görüşe katılmadığını açıklayarak tartışmanın ilk işaretini vermişti. Kılıç'ın, Paksüt'ün bu sözlerine de tepki göstererek, "Zaten bu karara muhalif kalmıştı" yorumu iplerin kopmasına yolaçtı.
MAHKEME BÖLÜNDÜ
11 asil ve 4 yedek üyenin bulunduğu Anayasa Mahkemesi'nin tarihinde ilk kez 8 üye, mahkeme adına yapılan bir açıklamaya katılmadığını açıkladı. Anayasa Mahkemesi'nden dün akşam saatlerinde yapılan açıklamaya muhalif kalan üyeler, yaptıkları yazılı açıklamada "Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından, 'kapatılan belediyelerin dava açma süresine ilişkin' dün yapılan açıklamanın, Anayasa Mahkemesinin görüşünü yansıtmamadığını" görüşüne yer verdiler.
Aralarında Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Cafet Şat, A. Necmi Özler, Fettah Oto, Şevket Apalak ve Zehra Ayla Perktaş'ın imzaları bulunan üyeler yaptıkları açıklamada, şu görüşleri dile getirdiler:
"Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından 24 Aralık 2008 gününde yapılan açıklama, Anayasa Mahkemesinin görüşünü yansıtmamaktadır. Anayasa'nın 149. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, Başkan ve on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Bu bağlamda, belirtilen usule uyularak yapılmayan açıklamalar Mahkeme görüşü olarak kabul edilemez. Öte yandan, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasından, anayasal görev, yetki ve sorumluluk, ilgili kurum ve kuruşlara aittir.
Önceden haberdar olmadığımız, bu nedenle de oluşumuna hiçbir katkıda bulunamadığımız açıklamaya katılmıyoruz."
YÜKSEK YARGI HAREKETLENDİ
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamayı değerlendirmek üzere bugün Yüksek Seçim Kurulu da bir toplantı düzenleyecek. Öte yandan Danıştay ve Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun da bir açıklama yapması bekleniyor.
"TARTIŞMA FAZLA BÜYÜTÜLMEMELİ"
Bu arada Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, yüksek yargı organları arasında var olduğu izlenimi veren tartışmanın, fazla büyütülmemesini isteyerek, ''Kişi ve kurumlar, anayasa ve yasaların kendilerine çizdiği sınırlar içerisinde kalmaya ne kadar özen gösterirse, Türkiye'deki sorunlar da o düzeyde asgariye indirilmiş olacak'' dedi.
Bakan Şahin, TBMM'de gazetecilerin, ''Yüksek yargı organları arasındaki tartışmaya'' ilişkin sorularını yanıtladı.
Şahin, kişi ve kurumların, anayasa ve yasaların kendilerine çizdiği sınırlar içerisinde kalmaya özen göstermeleri halinde, Türkiye'deki sorunların da o düzeyde asgariye indirilmiş olacağını söyledi.
Yüksek yargı organları arasında var olduğu izlenimi veren tartışmanın, ''fazla büyütülmemesini'' isteyen Şahin, Adalet Bakanı olarak, bu tartışmada taraf olamayacağını belirtti.
"YASALARI, ANAYASA ADINA DENETLEME YETKİSİ"
Belediyeler konusunda anayasaya aykırı bir durum olup olmadığının sorulması üzerine Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı açıklamaya, büyük ölçüde katıldığını kaydetti.
TBMM'nin çıkardığı yasaları, anayasa adına denetleme yetkisinin, sadece Anayasa Mahkemesine ait olduğuna işaret eden Şahin, ''Bunun dışında, yasaları değerlendirecek, çıkış amacı dışında, onları yorumlayarak bir takım kararlar verecek başka kurum yoktur, olması da mümkün değildir. Anayasa Mahkemesinin kararları da herkesi bağlar. Gerçek ve tüzel kişileri bağladığı gibi diğer yargı organlarını da bağlar. O nedenle, herkes anayasanın kendisine çizdiği sınırlar içinde hareket etmelidir cümlesini kullandım'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''O zaman Danıştay ve YSK'da bir görev aşımı mı yoksa görev farkı mı var?'' sorusuna Şahin, söylediklerinin dışında farklı bir şey dile getirmeyeceği karşılığını verdi.
"ANAYASA MAHKEMESİNİN GÖREVİNİ YAPIYOR İZLENİMİ VERİR"
Danıştay kararının gerekçesinde, ''Kapatılan belde belediyelerine bildirim yapılmadığı, Resmi Gazete'de yayımlanmadığı''nın yer aldığını anımsatan gazeteciye Şahin, şu yanıtı verdi:
''TBMM, bir kanun çıkardı, nüfusu 2 binin altına düşen belediyelerle ilgili hüküm koydu, Anayasa Mahkemesi değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi ne karar vermişse, o karar doğrultusunda hareket etmek, bizim ve herkesin görevidir. 'Falan mahkeme şöyle bir gerekçeyle hareket etmiş...' O, Anayasa Mahkemesinin görevini yapıyor izlenimini verir ki; bu anayasaya uygun değildir.''
Şahin, YSK'nın aldığı kararın, kesin karar olduğuna işaret ederek, YSK'nın, kararını değiştirmemesi halinde, kapatılması öngörülen belde belediyelerinden, nüfus sayımının iptali için öngörülen süre içinde dava açanların yerel seçime katılabileceğini anımsattı.
Bakan Şahin, Meclisin yeni bir kanun çıkarmadığı takdirde, bundan sonraki seçimlere de girilebileceğini ifade etti.
Meclisin yeni bir kanun çıkarıp çıkarmayacağına ilişkin soru üzerine Şahin, şu anda gündemlerinde böyle bir konunun bulunmadığını belirtti.
KILIÇ: KURUMLAR ARASINDA ÇATLAK YOK
Anayasa Mahkemesi girişinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Kılıç, kurumlar arasında çatlaklığın söz konusu olmadığını kaydetti.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı adına dün yapılan açıklamada Danıştay'ın kararını benimseyerek kapatılan belediyelere yerel seçimlere girme yolunu açan Yüksek Seçim Kurulu anayasayı ihlal etmekle suçlanmıştı.
Başkan Vekili Osman Paksüt ise bu konunun heyette görüşülmediğini ve açıklamanın Kılıç'ın kişisel görüşü olduğunu söylemişti.
Osman Paksüt'ün, açıklamadan haberdar olmamasının normal olduğunu dile getiren Kılıç, "Paksüt karar verilirken muhalefetteydi. Görüşünü kararda belirtti. Bu konudan haberdar olmaması normaldir" dedi.
8 ÜYEDEN BİLDİRİ
Bu arada Anayasa Mahkemesi tarihinde ilk kez üyeler, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı adına yapılan bir açıklamanın kendi görüşlerini yansıtmadığını açıkladı. 8 üye, bildiri yayınlayarak, Mahkeme Başkanı Kılıç'ın yaptığı açıklamaya itiraz etti.
Danıştay 8. Dairesi'nin kapatılan bir beldeye yerel seçime girme vizesi vermesinin ardından Yüksek Seçim Kurulu'nun kapatılan tüm beldelere bu hakkı vermesi üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'nın yazılı bir açıklama yaparak bu durumu sert bir dille eleştirmesi Yüksek Mahkeme'de sert rüzgarların esmesine yolaçtı. Mahkeme Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın yaptığı yazılı açıklamadan haberi olmadığını ve bu görüşe katılmadığını açıklayarak tartışmanın ilk işaretini vermişti. Kılıç'ın, Paksüt'ün bu sözlerine de tepki göstererek, "Zaten bu karara muhalif kalmıştı" yorumu iplerin kopmasına yolaçtı.
MAHKEME BÖLÜNDÜ
11 asil ve 4 yedek üyenin bulunduğu Anayasa Mahkemesi'nin tarihinde ilk kez 8 üye, mahkeme adına yapılan bir açıklamaya katılmadığını açıkladı. Anayasa Mahkemesi'nden dün akşam saatlerinde yapılan açıklamaya muhalif kalan üyeler, yaptıkları yazılı açıklamada "Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından, 'kapatılan belediyelerin dava açma süresine ilişkin' dün yapılan açıklamanın, Anayasa Mahkemesinin görüşünü yansıtmamadığını" görüşüne yer verdiler.
Aralarında Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Cafet Şat, A. Necmi Özler, Fettah Oto, Şevket Apalak ve Zehra Ayla Perktaş'ın imzaları bulunan üyeler yaptıkları açıklamada, şu görüşleri dile getirdiler:
"Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından 24 Aralık 2008 gününde yapılan açıklama, Anayasa Mahkemesinin görüşünü yansıtmamaktadır. Anayasa'nın 149. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, Başkan ve on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Bu bağlamda, belirtilen usule uyularak yapılmayan açıklamalar Mahkeme görüşü olarak kabul edilemez. Öte yandan, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasından, anayasal görev, yetki ve sorumluluk, ilgili kurum ve kuruşlara aittir.
Önceden haberdar olmadığımız, bu nedenle de oluşumuna hiçbir katkıda bulunamadığımız açıklamaya katılmıyoruz."
YÜKSEK YARGI HAREKETLENDİ
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamayı değerlendirmek üzere bugün Yüksek Seçim Kurulu da bir toplantı düzenleyecek. Öte yandan Danıştay ve Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun da bir açıklama yapması bekleniyor.
"TARTIŞMA FAZLA BÜYÜTÜLMEMELİ"
Bu arada Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, yüksek yargı organları arasında var olduğu izlenimi veren tartışmanın, fazla büyütülmemesini isteyerek, ''Kişi ve kurumlar, anayasa ve yasaların kendilerine çizdiği sınırlar içerisinde kalmaya ne kadar özen gösterirse, Türkiye'deki sorunlar da o düzeyde asgariye indirilmiş olacak'' dedi.
Bakan Şahin, TBMM'de gazetecilerin, ''Yüksek yargı organları arasındaki tartışmaya'' ilişkin sorularını yanıtladı.
Şahin, kişi ve kurumların, anayasa ve yasaların kendilerine çizdiği sınırlar içerisinde kalmaya özen göstermeleri halinde, Türkiye'deki sorunların da o düzeyde asgariye indirilmiş olacağını söyledi.
Yüksek yargı organları arasında var olduğu izlenimi veren tartışmanın, ''fazla büyütülmemesini'' isteyen Şahin, Adalet Bakanı olarak, bu tartışmada taraf olamayacağını belirtti.
"YASALARI, ANAYASA ADINA DENETLEME YETKİSİ"
Belediyeler konusunda anayasaya aykırı bir durum olup olmadığının sorulması üzerine Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı açıklamaya, büyük ölçüde katıldığını kaydetti.
TBMM'nin çıkardığı yasaları, anayasa adına denetleme yetkisinin, sadece Anayasa Mahkemesine ait olduğuna işaret eden Şahin, ''Bunun dışında, yasaları değerlendirecek, çıkış amacı dışında, onları yorumlayarak bir takım kararlar verecek başka kurum yoktur, olması da mümkün değildir. Anayasa Mahkemesinin kararları da herkesi bağlar. Gerçek ve tüzel kişileri bağladığı gibi diğer yargı organlarını da bağlar. O nedenle, herkes anayasanın kendisine çizdiği sınırlar içinde hareket etmelidir cümlesini kullandım'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''O zaman Danıştay ve YSK'da bir görev aşımı mı yoksa görev farkı mı var?'' sorusuna Şahin, söylediklerinin dışında farklı bir şey dile getirmeyeceği karşılığını verdi.
"ANAYASA MAHKEMESİNİN GÖREVİNİ YAPIYOR İZLENİMİ VERİR"
Danıştay kararının gerekçesinde, ''Kapatılan belde belediyelerine bildirim yapılmadığı, Resmi Gazete'de yayımlanmadığı''nın yer aldığını anımsatan gazeteciye Şahin, şu yanıtı verdi:
''TBMM, bir kanun çıkardı, nüfusu 2 binin altına düşen belediyelerle ilgili hüküm koydu, Anayasa Mahkemesi değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi ne karar vermişse, o karar doğrultusunda hareket etmek, bizim ve herkesin görevidir. 'Falan mahkeme şöyle bir gerekçeyle hareket etmiş...' O, Anayasa Mahkemesinin görevini yapıyor izlenimini verir ki; bu anayasaya uygun değildir.''
Şahin, YSK'nın aldığı kararın, kesin karar olduğuna işaret ederek, YSK'nın, kararını değiştirmemesi halinde, kapatılması öngörülen belde belediyelerinden, nüfus sayımının iptali için öngörülen süre içinde dava açanların yerel seçime katılabileceğini anımsattı.
Bakan Şahin, Meclisin yeni bir kanun çıkarmadığı takdirde, bundan sonraki seçimlere de girilebileceğini ifade etti.
Meclisin yeni bir kanun çıkarıp çıkarmayacağına ilişkin soru üzerine Şahin, şu anda gündemlerinde böyle bir konunun bulunmadığını belirtti.
Yayın tarihi: 25 Aralık 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/25//haber,62EFDFA19C7E44A5A661A53925E3C32B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.
Gündem Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Künye / İletişim | Bize Ulaşın
 |
Copyright © 2003-2008 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|