kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Bayramlar acıya dönüşmesin

Giriş Saati : 05.12.2008 11:37
Güncelleme : 05.12.2008 17:38
Yeni Haber
Türkiye'de günde ortalama 20, yılda da 10 bin kişi trafik kazasında hayatını kaybediyor. Trafik kazaları, araç yoğunluğuna bağlı olarak bayramlarda daha da artıp, bayramı acıya dönüştürebiliyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçen yıl Kurban Bayramı tatilinde meydana gelen 90 trafik kazasında, 61 kişi yaşamını yitirdi, 317 kişi de yaralandı. Son 10 yılda Ramazan Bayramı'nda 1326, Kurban Bayramı'nda ise 2130 kişi trafik kazası sonucu hayatını kaybetti.

Bu yıl 9 günlük bayram tatilinde vatandaşlardan mecbur kalmadıkça kendi araçlarıyla yola çıkmayıp, toplu taşıma araçlarını tercih etmelerini isteyen uzmanlar, bayram tatillerinin ilk ve son günlerinde trafik kazası sayısının arttığını belirterek, tatilin ilk ve son günü özellikle yola çıkılmamasını önerdiler.

SÜRÜCÜLERE ÖNERİLER

Türkiye Trafik Eğitimini Geliştirme ve Kazaları Önleme Vakfı Danışmanı Mustafa Bekar, bayramda yola çıkacak sürücülerin kavşaklarda, tepe üstlerinde, akaryakıt istasyonlarının giriş ve çıkışları ile yerleşim yerlerinde daha dikkatli olmasını istedi.

Sabırsızlık ve yorgunluktan dolayı, yolculuğun sonuna doğru, varılacak noktalara yakın yerlerde daha çok kaza yapıldığını kaydeden Bekar, bayramda yola çıkacak sürücülere şu önerilerde bulundu:

''Araçla ilgili eksiklikler giderilmeli. Lastiklerin aşınmamış, hava basıncının kontrol edilmiş olması gerekli. Aracın ışık ve silecek sistemi ile arka cam ısıtıcısı kontrol edilmeli. Araçta bulundurulması gerekli ilk yardım çantası, zincir, çekme halatı ve yangın söndürme cihazı kontrol edilmeli. Alkollü, uykusuz ve yorgun halde araç kullanılmamalı. Her 2 saatte bir kısa molalar verilmeli. Araçtaki herkes emniyet kemeri takmalı. Aracın arka camının önüne fren yapıldığında fırlayabilecek ağır cisimler bırakılmamalı. Araç, belirlenen hız sınırlarının üzerinde kullanılmamalı. Hız, hava, yol ve trafiğin durumuna göre ayarlanmalı. Araca taşıma sınırı üzerinde yük ve yolcu alınmamalı. Öndeki araç, hızın yarısı kadar mesafeden takip edilmeli. Sollama kurallarına dikkat edilmeli. Trafik işaretlerinin ikaz ve anlamlarına uyulmalı.''

DİREKSİYONDA CEP TELEFONU KULLANILMAMALI

Mustafa Bekar, cep telefonu kullanımı sırasında sürücülerin daha fazla hata yapıp, bazı tehlikeli durumların ya hiç farkına varamadıklarını ya da tedbir almakta geç kaldıklarını kaydetti.

Bir araştırmaya göre, cep telefonunun dikkati dağıtmasıyla oluşan gecikmenin başka etkenlere de bağlı olarak 0.6 saniyeden 0.9 saniyeye kadar artabildiğini kaydeden Bekar, şöyle dedi:

''Saatte 60 km hızla giden bir otomobilin sürücüsünün frene basmasının bu kadar gecikmesi, durma mesafesinin 15 metre daha artmasına neden olur. Cep telefonuyla konuşan bir sürücü, çevresindeki tehlikeli durumların bazılarını hiç fark edemez. Sürücülerin basit bir arama yaparken yüzde 20, zihni çok fazla meşgul eden bir görüşme yaparken ise yüzde 29 ihtimalle tehlikeli bir durumu gözden kaçırabildiği görülmüştür. Cep telefonu kullanımı, yalnızca numara çevirirken ya da konuşurken değil, telefon beklerken ve görüşme bittikten sonraki süre içinde bile kaza riskini arttırıcı bir etki yapıyor. 699 sürücü üzerinde yapılan bir araştırmada görüşme bittikten sonraki 5 dakika içinde kaza ihtimalinin 4.8 kat, 15 dakika içinde ise 1.3 kat daha fazla olduğu belirlendi.''

YORGUN SÜRÜCÜLER

Mustafa Bekar, trafik kazalarının yüzde 40'ının, yorgun sürücüler yüzünden meydana geldiği bildirildi.

Bekar, ''Trafik kazalarının nedenleri arasında yorgunluk ön sıralarda yer alıyor. Yorgunluk yavaş yavaş hissedildiği andan itibaren sürücüye büyük bir sorumluluk düşmektedir. Çünkü yorgun bir sürücünün, kavrama, yargı gücü, karar verme, reaksiyon ve dikkatini bir noktaya toplama yeteneği zayıflar'' diye konuştu.

SÜRAT KÖRLÜĞÜNE DİKKAT

Mustafa Bekar, uzun yolda sürücüleri bekleyen en büyük tehlikelerden birinin de ''sürat körlüğü'' olduğunu belirtti. Bir süre yüksek hızda araç kullandıktan sonra, hızın sürücüye çok normal gelmeye başlayacağını belirten Bekar, şunları kaydetti:

''Yüksek hıza alışıp sürat körlüğüne yakalanmak çok kolay. Yüksek hızda seyreden sürücü, hızını saatte 50 kilometreye düşürünce, araba sanki durmuş gibi olur. Kilometre saatinin pek seyrek hata yaptığını ve bizi yanıltan şeyin, içine düştüğümüz sürat körlüğü olduğunu hatırlamak çok önemli. Ancak duracağımız zaman hızımızın çok yüksek olduğunun farkına varırız. Saatte 50 kilometre hızla giden bir otomobil, durmak için yaklaşık 25 metreye ihtiyaç duyar. Eğer hızınızı saatte 100 kilometreye çıkaracak olursanız, fren mesafesi yaklaşık 80 metre olacaktır. Hızınızı artırdığınız zaman, düşüneceğiniz en önemli şey, durmak için böyle bir mesafeye ihtiyaç duyacağınızdır. Araştırmalar, hızın genel olarak saatte 10 kilometre düşürülmesinin kaza sayısını yüzde 20, yaralı sayısının yüzde 30 ve ölü sayısını ise yüzde 40 oranında azaltacağını göstermektedir.''

''BÖLÜNMÜŞ YOLLARDA HIZ YAPMAYIN''

Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Başkanı İlhan Memiş de sürücüleri özellikle bölünmüş yolda hız yapmamaları konusunda uyardı.

''Duble yol'' diye bilinen bölünmüş yolun, karşıdan gelen trafiği ortadan kaldırdığı için güvenli olduğunu kaydeden Memiş, ''Sürücüler, bölünmüş yolda hız yapıyor. Bölünmüş yollar, eski yolun üzerine yapıldı. Dolayısıyla hız yapan sürücüler, eski hız ölçülerine göre hesaplanmış virajlarda savrularak kaza yapıyorlar'' diye konuştu.

İlhan Memiş, bazı yollarda işaretlemenin yeterli olmadığını mıcırlı yolların da sürücüler için tehlike oluşturduğunu kaydetti.

TRAFİKTE KARA NOKTALARA DİKKAT

İlhan Memiş, sürücü hataları kadar kara yollarındaki altyapı eksikliğinin de kazalara neden olduğunu kaydetti. Türkiye'deki yaklaşık 65 bin kilometrelik kara yolunun yüzde 50'sinin güvenli olmadığını öne süren Memiş, sürücülerin, ''kara nokta'' diye tabir edilen trafik kazasının yoğun olduğu güzergahlarda daha dikkatli olmasını istedi.

Memiş, Karayolları Genel Müdürlüğünün kara noktalardan büyük bölümünü iyileştirdiğini, ancak çok tehlikeli bazı yollarda düzenleme yapılması gerektiğini bildirdi.

Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği yetkililerinden alınan bilgiye göre, ''kara nokta'' diye tabir edilen kaza potansiyelinin yüksek olduğu yolların bazıları şöyle:

-Gümüşhane-Bayburt yolunun Pirahmet kavşağı,
-Yakakent-Samsun yolunun 2. kilometresi,
-Çorum-Samsun yolunun Mecitözü 1 ve 2. kavşağı,
-Çorum-Ankara yolunun 15. kilometresi,
-Düzce-Akçakoca yolunun 16 ve 20. kilometreleri,
-E-80 kara yolu Tosya-Ilgaz arası,
-TEM Otoyolu İzmit çıkışı,
-TEM Otoyolu Bolu dağı tüneli giriş ve çıkışı ile tünel
viyadüğü,
-Sakarya'daki Karasu Kavşağı,
-D-130 kara yolunun Değirmendere-Karamürsel arası Gonca rampası
mevkisi, Karamürsel-Altınova yolunun 5. ve 6. kilometreleri,
-Çiftlikköy Merkez Kavşağı,
-İzmit Otogar Kavşağı,
-Pamukova-Bilecik yolunun 26, 27, 28, 30, 37, 38, 39, 44,
45 ve 46. kilometreleri,
-Bilecik'teki Yenişehir Kavşağı,
-Bilecik-Bozüyük yolunun 11, 14, 15 ve 24. kilometreleri
-İzmir'deki Ambarlı Kavşağı,
-Yatağan Kavşağı,
-Afyonkarahisar çevre yolu köprülü kavşağı, Sandıklı yol ayrımı,
-Afyonkarahisar-Antalya yolunun Kızılören Kavşağı,
-Bodrum Torba Kavşağı,
-Antalya-Alanya yolu
-Küçükkuyu-Edremit yolunun 2. kilometresi,
-Zonguldak-Ereğli arasındaki Kepez yolu,
-Trabzon-Gümüşhane yolundaki Zigana geçidi,
-Erzurum-Aşkale yolu.

(AA)