kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

İnsanlığı kurtaran robot ve geleceğimiz!

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
26.09.2008
Amerikan tarzı canlandırmanın Disney'den ve bir ölçüde DreamWorks'den sonraki yeni taçsız kıralı Pixar firmasının dokuzuncu yapımı... Arada balıklara, oyuncaklara, arabalara, böceklere ve farelere de eğilen şirket, bu kez aslında daha önce de canlandırmada ele alınmış bir kahramanı işliyor: Robotlar.
İki robotumuz var. İlki, çöplerin boğduğu ve insanların terk ettiği bir büyük şehirde nasılsa unutulmuş ve çöpleri tuğla haline getirme işlevini kendine göre sürdürmeye çalışan eski-püskü, paslanmış robot Vol. İ. Kocaman gözleriyle şaşkın bir çocuk gibi bakan sevimli ve çağdışı bir yaratık. Birden karşılaşıp âşık olduğu Eve ise (yani bizim Havva dediğimiz kadınlığın simgesi!) uzaydan dünyamıza yollanmış.
Ancak o, sanki bir büyük elektronik dükkanından yeni gelip açılmış bir alet kadar pırıl pırıl, kusursuz bir robot. Ama zaten zıtlar birbirini çekmez mi? Birçok bilimkurgunun gözde mekânı olan terk edilmiş kent ve oradaki yalnız adam temasını robotlar düzeyine indirgeyen filme göre, insanlar bu çöp dünyasından bir büyük sermaye grubu tarafından kurtarılmış ve alabildiğine tembel ve sorumsuz olarak sürekli yiyip içmekle vakit geçirdikleri dev Axiom gemisiyle bitmeyen bir uzay yolculuğuna çıkarılmışlardır. Tam 700 yıldır sürmekte olan bu yolculuk sırasında gelip geçen kuşaklar da sürekli tüketmekten ötürü şekilsiz, obez yaratıklara dönüşmüştür. Şirket ne olursa olsun, insanları bu gemide tutmayı ve olası bir dönüşü engellemeyi başarmıştır. Ancak sevimli robotlarımızın bulduğu tek bir küçük fidan, dünyada hayatın yeniden başlama umudu olduğunu göstermiştir. Ve bu dönüş kaçınılmazdır.
Film, insanoğlunun doğayı tümüyle tükettiği ve tek bir ağaç (ya da yeşillik) bulmanın bile büyük önem taşıdığı kimi klasik bilimkurguları hatırlatıyor: Özellikle de Soylent Green (Açlık) başyapıtını. Ama öte yandan, kendilerini yok olmuş bir dünyada yapayalnız bulan kahraman teması da Maymunlar Cehennemi'nden son dönemin Ben Robot gibi kimi filmlerine, uzun bir zinciri akla getiriyor.
İki robot son derece şeker.
Eski dünyadan kalıntılar arasındaki bir VHS kasetten yansıyan ve robotlarımıza aşkı ve insanca bir ilişkiyi hatırlatan Hello Dolly müzikali görüntüleri, müzikal severlere bir armağan gibi duruyor. Filmin teknolojisi yüksek, grafikleri özgün.
Temel kusuru, biraz fazla teknolojik olması.
Öyle ki, ilk yarım saati tümüyle konuşmasız olarak mekanik bir düzeyde gelişiyor.
Ama sonrası daha yaratıcı, özgün ve insancıl sanki...
Türde yeni bir minizirve.

VOL-İ * * *
( Wall-E)
Yönetmen: Andrew Stanton
Senaryo: A. Stanton, Jim Reardon
Kurgu: Stephen Schaffer
Müzik: Thomas Newman.
Pixar (UIP) yapımı.