Giriş Saati : 31.10.2008 14:50 Güncelleme : 31.10.2008 16:07
Türk Tabipleri Birliği(TTB), İstanbul Tabip Odası, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Derneği, Adolesan Sağlığı Derneği, Türk Pediatri Kurumu, Hüseyin Üzmez'in 14 yaşındaki kız çocuğuna yönelik cinsel istismar davasında Adli Tıp Kurumu'nun vermiş olduğu raporun bilimsel incelemesini yapmak üzere çalışmalara başladı.
Türk Tabipleri Birliği'nden yapılan yazılı açıklamada, çocuk cinsel istismarı konusunda sürmekte olan Üzmez davasında sanığın açıklamalarının, öncelikle dava nedeni ile ailesi ve toplumla karşı karşıya kalan mağdurenin defalarca örselenmesine neden olduğu belirtildi.
Sanığın serbest bırakılması ve olayın hızla gelişme sürecinin böyle bir travmaya maruz kalan tüm çocuklara bir gözdağı niteliğinde olduğuna işaret edilen açıklamada, "Yaşadıklarını anlatmakta zorlanan çocuklar, bu gibi olaylarla korkutulup sindirilmektedirler" denildi.
Açıklamada, Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Derneği, Adolesan Sağlığı Derneği, Türk Pediatri Kurumu olarak Adli Tıp'ın verdiği raporun bilimsel incelemesini yapmak ve bir değerlendirme raporu oluşturmak üzere çalışmalara başladıkları bildirilerek şöyle denildi:
"Konu; Adli Tıp raporunun bilimsel boyutu, hekimlik uygulamaları, bilirkişilik uygulamaları ve Türk Ceza Kanunu'nun 102 ve 103. maddesinin tıbbi bilgiye uygunluğu yönünden, çocuk hakları, insan hakları ve kadın ve hasta hakları açısından incelenecektir" "ÇOCUKLARIMIZ ÜZMEZ VE BENZERİ DAVALARA KURBAN EDİLEMEZ"
Türk Ceza Kanunu'nda cinsel istismara uğrayan çocuklar için "beden ve ruh sağlığının bozulmuş olması"nın suçu ağırlaştırıcı bir unsur olarak yer aldığının hatırlatıldığı açıklamada şunlar söylendi:
"Bu, sanki cinsel istismara uğrayan çocukların beden ve ruh sağlığının 'bozulmayabileceği' olasılığının da var olduğu gibi bir anlam da içermektedir. Oysa biz hekimler cinsel istismarın kişinin ruhsal yapısında ağır bir hasara yol açtığını ve tedavi edilmezse yaşam boyu devam eden bir ruhsal yıkıma neden olduğunu, bu yıkımın belirtilerinin erken ya da geç dönemlerde ama mutlaka ortaya çıktığını biliyoruz.
Bu maddelerin konunun uzmanlarına danışılarak gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tüm bunlar olurken, kamuoyu, cinsel istismar ve tecavüz suçlarının cezalarını hafifletici yasal değişiklik tasarıları ile adeta cinsel istismarı onaylayan değişikliklere hazırlanmaktadır.
Tüm uzmanlık alanlarına yeniden anımsatmak istiyoruz. Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin tarafı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti yasal süreçlerde sözleşmeye göre yaptığı uygulamaları korumak zorundadır. Çocuklarımız, Üzmez ve benzeri davalara kurban edilemez."